Paylaş
Kalça eklemi vücudumuzdaki en büyük eklemlerden birisi olup top-yuva şeklindedir. Kireçlenme olan kalçada belirtiler hastalığın başlangıç aşamasında sadece basit ağrı ve hareketlerle hafif kısıtlanmalardır. Hasta, aşırı fiziksel aktivite sonrası kasık bölgesinde, kaba etinde bazen de uyluğun iç tarafından dize doğru vuran bir ağrıdan bahseder ve ağrının istirahat etmekle azaldığını hatta tamamen geçtiğini söyler. Sabahları yataktan kalktığında ekleminde bir tutukluluk hissi hatta ilk adımı attığında bir ağrı duyduğunu ifade eder.
Hareketlerdeki kısıtlılık hastanın çorap giyme, tırnaklarını kesme, merdiven inip çıkma gibi fonksiyonlarını da kötü yönde etkiler. Hasta ağrı sebebiyle bazen de eklemde oluşan hasarın yol açtığı kısalık sebebiyle topallayarak yürür. Hastalık ilerledikçe hastanın yürüme yani hareket kabiliyeti giderek azalır. Dolayısıyla gerek kalça gerekse dizde kireçlenme hastanın yaşam kalitesini düşüren bir tabloya sebebiyet verir.
Kalça protezi için doğru zaman hastalığın son evresidir. Hastanın yaşam kalitesi tamamen bozulmuştur. Yürüme mesafesi çok azalmıştır, hatta hasta aksayarak yürür. Radyolojik olarak da eklem tamamen bozulmuş olarak görülür. Bu durumda olan bir hastanın yaşı ne olursa olsun kalça protezi ameliyatı yapılmalıdır.
Kalça protezi ameliyatına giden hastaların en çok sorduğu soruların başında gelen bu konu aslında pek çok faktöre bağlı bir süreçtir. İlk ameliyat düzgün bir teknikle yapılır ve bir sorun çıkmazsa total kalça protezinin sağkalım süresi kullanılan protezin de cinsine bağlı olmak şartıyla günümüzde yaklaşık 20-25 sene arasında değişebilir. Ancak bu süre hiç bir zaman bir matematik kuralı gibi bir değişmez değildir. Kalça protezlerinde hareketli yüzey seçenekleri çok farklıdır.
Öncelikle total kalça protezi ameliyatı acil bir girişim değildir. Dolayısıyla cerrah ve hasta açısından en optimum şartlar sağlandığında bu ameliyat planlanmalıdır. Diyabetik hastalarda kan şekerinin 200’ün üstünde seyretmesi ve bu durumda ameliyata karar verilmesi enfeksiyon riskini artıracaktır. Yine bu hastalarda ameliyat öncesi özellikle diş ve idrar yolu enfeksiyon olup olmadığı araştırılmalı, enfeksiyon olması durumunda tedavi edilmelidir. Ameliyat öncesi dönemde cerrahınız size detaylı bilgilendirme yapmalı, hangi aşamada nasıl hissedeceğinizin bilgisini sizinle paylaşmalıdır. Ameliyattan bir veya birkaç gün önce ağrı kontrolü açısından bazı ilaçlara başlamak gerekebilir. Ameliyattan bir gün önce ise hastanede bazı tetkikler yapılacaktır.
Ameliyat süresi hastadan hastaya değişmekle birlikte yaklaşık 1,5 saattir. Ameliyathaneye giderken damar yolundan verilen sakinleştirici ilaçlar sayesinde hazırlık safhasında yapılan hiçbir işlemi hastalar hatırlamazlar. Uyandığınızda belli bir süre kendinize gelmeniz beklenecek ve sonrasında yatağınıza geleceksiniz. Aslında bu süreç yakınlarınızın biraz endişe duyabileceği bir dönem olabilir. Ameliyathane ortam sıcaklığı 18-21 derece arasında olduğundan yatağınıza geldiğinizde üşüyebilirsiniz. Ancak hemşireler sizleri giydirdiğinde ve ilaçlarınıza başlandığında daha rahat olacaksınız, yaklaşık 1 saat sonra tamamen kendinize geleceksiniz. Ameliyat günü şayet tansiyon değerleriniz imkan verirse 8-12 saat sonra yatak kenarına oturabilir hatta oda içerisinde ilk adımlarınızı bile atabilir duruma gelebilirsiniz. Her geçen gün yapacağınız egzersizler ve yürüyüş mesafesi artacaktır. Hastaneden taburcu olmadan yatak kenarına oturabilme, ayağa kalkabilme ve merdiven inip çıkma egzersizleri fizyoterapist tarafından size gösterilecektir.
Ortopedi ve Travmatoloji
Prof. Dr. Bülent Erdemli
Paylaş