Paylaş
İsmi geçtiği zaman bile insanları tedirgin eden kanser hastalığı, çağımızın en ciddi sağlık sorunlarından biri olmaya devam ediyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre kanser vakaları dünya çapında artış gösteriyor ve önlem alınmazsa önümüzdeki 20 yıl içinde kanserli hasta sayısı yüzde 60 oranında artabileceği öngörülüyor. DSÖ'nün diğer bir çarpıcı verisi ise önümüzdeki yıllarda dünyada 75 yaşın altındaki her beş kişiden birinin herhangi bir kanser türünden etkileneceği.
Türkiye’de ise her yıl 160 bin kişiye kanser tanısı koyuluyor. TÜİK’in paylaştığı verilere göre, Türkiye'de kanser kaynaklı ölümler, önemli bir yer tutuyor. 2018 yılında Türkiye’de gerçekleşen ölümlerin yüzde 19,7’si iyi ve kötü huylu tümör yani kanser kaynaklı. Teknoloji ve bilimin gelişmesiyle birlikte erken teşhis ve tedavideki yenilikler, bu korkutucu hastalığın tedavi edilmesine olanak sağlıyor. Kişilerin yaşam şeklinde yapacağı olumlu değişiklikler ise kanserden korunmada önemli rol oynuyor.
Kansere neden olan faktörler
Kanser hastalığı için risk faktörleri yaşam şekillerine, yaşa, cinsiyete ve aile öykülerine bağlı olarak değişiklik gösteriyor. Bir başka risk grubu ise çevresel faktörler. Bu hastalıkla mücadelede genetik faktörleri değiştiremezsek de çevresel faktörleri değiştirerek, kansere yakalanma riskinizi azaltmak mümkün. Kansere neden olan belirgin faktörler arasında ise şunlar yer alır:
-Ailevi yatkınlık
-Hormonal nedenler
-Kansere neden olan maddelere maruz kalma
-Kronik iltihap ve bazı virüsler
-Sağlıksız beslenme
-Bağışıklık sisteminin zayıf olması
-Obezite
-Radyasyon
-Tütün ve tütün ürünleri kullanmak
-Alkol tüketmek
-Hareketsiz yaşam
-Hava kirliliği
-Stres
Sağlıklı beslenmeye özen gösterin
Günlük hayatınızda yapabileceğiniz küçük değişiklikler sayesinde bazı kanser türlerinin önüne geçebilir, kansere yakalanma riskinizi azaltabilirsiniz. Sağlıklı beslenme, fazla kilolardan kurtulma ve hareketli bir yaşam tarzı sürdürmenin kanser riskini yüzde 30-35 oranında azalttığı unutulmamalıdır.
Tarım ilaçlarına dikkat!
Günümüzde tarımsal verimi artırmak, ürünleri hastalık ve zararlı organizmalara karşı korumak amacıyla pestisit olarak bilinen kimyasal ilaçlar kullanılıyor. Yapılan araştırmalar ise pestisitlerin marketlerden aldığımız sebze ve meyveler aracılığıyla mutfağımıza girdiğini gözler önüne seriyor. Özellikle kullanılan tarım ilaçları mutfağımıza toksik ve kanserojen maddelerin girmesine neden oluyor. Yapılan araştırmalar, bazı meyve ve sebzelerde 50’den fazla tarım ilacı kalıntısı olduğunu ve bir çeşit tarım ilacının meme kanseri riskini artırdığını gösterdi. Bu nedenle sağlıklı beslenme adına aldığımız sebze ve meyvelerin tüketilmeden önce çok iyi temizlenmesi gerekiyor. Elma, çilek, patates, ıspanak, şeftali, kiraz, üzüm ve domates ise yüzeyinde en fazla böcek ilacı içeren gıdalar olarak dikkat çekiyor.
Bu besinlere sofranızda yer açın
Kanserden korunmak için sağlıklı ve dengeli beslenme gerekiyor. Peki bu hastalıktan korunmak için neler tüketilmeli, hangi besinler sofralardan eksik edilmemeli? İşte size kanserden koruyan besinler listesi...
Zerdeçal
Zerdeçal, hemen hemen bütün kanser türlerinde hem koruyucu hem de iyileştirici etkisi bulunan bitkilerden biridir. Zerdeçalını içeriğinde bulunan kurkumin maddesi kanserle tek değil, birçok farklı yoldan savaşıyor. Yapılan araştırmalar, kurkumin maddesinin vücuttaki enflamasyonu azalttığını, vücuttaki bozulmuş, kanserli hücreleri yok ederek çoğalmalarını durdurduğunu gözler önüne sermiştir. Zerdeçalı, günde 2 çay kaşığı oranında tüketebilirsiniz.
Zencefil
Çok güçlü bir antioksidan ve iltihap önleyici olan zencefil de mutfaklarınızdan eksik edilmemesi gereken bitkilerden biri. Minnesota Üniversitesinde zencefil ile ilgili yapılan bir araştırmada, kolon kanseri üzerinde hücrelerin büyümesini geciktirdiğine dair bulgular elde edilmiştir. Zencefili rendeleyerek, sebze yemeklerine ve salatalara ekleyebilirsiniz.
Domates
Domatesin içeriğinde bulunan likopen adı verilen ve retinole çevrilemeyen bir karotenoid bulunuyor. Güçlü bir antioksidan olan likopen, sebze ve meyvelere kırmızı rengi veren karotenoiddir. Likopen isimli madde içeren domates prostat, akciğer ve mide kanseri riskini azaltabiliyor. Pişmiş olarak tüketilmesi daha fazla yarar sağlıyor.
Koyu renkli meyveler
Ahududu, dut, çilek, böğürtlen, yaban mersini, dut, üzüm, kızılcık, kiraz ve vişne gibi meyveler, yüksek antioksidan kapasitesiyle kanserden korumaya yardımcıdır. Çalışmalar, kırmızı meyvelerde bulunan antioksidan öğelerin özellikle kolon kanseri üzerinde etkili olduğunu gösteriyor. İçeriklerindeki ellagic asit ve polifenoller, tümör hücrelerinin büyümesini yavaşlatıcı etki gösteriyor. Günlük beslenme diyetinize mutlaka bu meyveleri ekleyin.
Sarımsak ve soğan
En önemli antioksidanlar arasında yer alan C ve E vitaminleri ile selenyum minerali sarımsakta bol miktarda yer alır. Sarımsak, kanserden korunmada tüketilmesi gereken en önemli besinlerden biridir. Pişirilme, mikrodalga veya kurutmayla hazırlanan sarımsak ürünlerinde asıl yararlı madde olan alil sülfür bileşenlerinin azalır. Bu nedenle ideali günde 2-3 diş çiğ tüketilmesidir. Soğanın içeriğinde ise bol miktarda A, B ve C vitaminleri, fosfor, iyot, kükürt gibi vücuda çok faydalı maddeler bulundurur. Ayrıca antibiyotik özelliği gösterir. Vücutta tümör ve benzeri zararlı oluşumların oluşmasını engellemede yardımcıdır. Kansere karşı koruyucudur.
Zeytinyağı
Dünyada son yıllarda önem kazanan sağlıklı besinlerin başında zeytinyağı geliyor. Akdeniz tipi beslenmenin vazgeçilmezi olan zeytinyağının yüksek miktardaki tekli doymamış yağ asitleri, tokoferol ve fenolik bileşikleriyle kansere karşı koruyucu etki yaptığı düşünülmektedir. Zeytinyağının meme, yumurtalık, kalın bağırsak, yemek borusu, mide ve akciğer kanserine karşı koruyucu olduğu ile ilgili çok sayıda çalışma bulunmaktadır.
Üzüm
Üzüm, kansere karşı koruyucu besinlerin başında geliyor. Kanserden koruyucu resveratrol maddesi üzüm kabuğunda bol bulunuyor. Birçok çalışma, siyah üzümün çekirdeğinde bulunan güçlü antioksidanların kansere karşıda koruyucu etki sağladığını göstermiştir. Taze siyah üzümü çekirdekleriyle günde 1 salkım veya çekirdekli kuru üzümü 15 adet tüketebilirsiniz.
Yeşil çay
Yeşil çayda daha fazla katesin olduğu için antioksidan etkisi diğer çaylara göre daha fazladır. Araştırmalar, yeşil çayın; kanser hücrelerinin büyümesini durdurduğunu, bağışıklık sistemini desteklediği ve vücutta enzimleri aktive ederek, kanser oluşumunu engellediğini ortaya çıkarmıştır. Günde 2 fincan yeşil çay içmeyi ihmal etmeyin.
Brokoli
Kansere karşı en önemli koruyucu bitkilerdendir. Asıl yararlı maddesi acı tadını veren sülfürofandur ve bu madde brokoli filizinde bol bulunur. Günde 1 yemek kaşığı brokoli filizi alınması, haftada 1.5 kilo brokoli tüketilmesine eşdeğerdir. Brokoli, bağışıklık sistemini güçlendirici, enfeksiyonlardan koruyucu etki oluşturmasının yanı sıra kanser öncüsü hücrelerin imha edilmesine yardımcı olur.
Balık
Besin değeri en yüksek gıdalardan biri olan balığı haftada 2 defa düzenli olarak tüketebilirsiniz. Omega-3 yağ asidinin hazır preperatlar yerine özellikle balıktan alınması çok daha faydalıdır. Ancak çiftlik somonundan uzak durulmalıdır.
Bunlardan uzak durun
Kanserden korunmak için tüketilmesi gereken besinlerin dışında bir de uzak durulması gereken gıdalar vardır. Bu besinleri mümkün olduğu kadar tüketmemeye özen gösterin.
-İşlenmiş beyaz un
-Rafine şeker
-İşlenmiş, tütsülenmiş etler
-Hazır cipsler (trans yağ)
-Gazlı ve şekerli içecekler
-Alkol
-Mikrodalgada patlatılan mısır
-Konserve yiyecekler
-Çiftlik somonu
-Hidrojenize yağlar-trans yağlar
-Yüksek fruktozlu mısır şurubu
-Yapay tatlandırıcılar
-Salamura gıdalar
Paylaş