Paylaş
Vasiyetname yazılı veya sözlü olarak meydana getirilebilir. Her iki yolda da vasiyetin geçerli olabilmesi birtakım şartlara bağlı kılınmıştır. Vasiyetnamenin yazılı şekilde yapıldığı durumlar da kendi içerisinde ikiye ayrılır. Bunlardan ilki resmi vasiyetname düzenlenmesidir. Resmi vasiyetname, iki tanığın katılmasıyla birlikte resmi memur önünde yapılır. Mirası bırakacak kişi taleplerini bu memura aktarır. Memur da yazılı bir düzenleme ile okuması için bu vasiyetnameyi mirası bırakacak kişiye teslim eder ve miras bırakan da okuyarak bu vasiyetnameyi imzalar, resmi memurca vasiyetnameye tarih atılarak imzalanır. Daha sonra hazır bulunan tanıklara bu beyanlar duyurulur. Tanıklar da bu beyanların yapıldığını, miras bırakan kişinin vasiyetname düzenlemesinde bir engel görmediklerini dile getiren beyanlarını vasiyetnameye yazarak imzalarlar. Resmi vasiyetnameyi düzenleyen memur bu vasiyetnamenin aslının saklanması noktasında yükümlüdür. Resmi memur, sulh hakimi, noter veya kanunla kendisine bu yetki verilmiş diğer bir görevli olabilir.
El yazısıyla yazılmış vasiyetnamede yapıldığı gün, ay, yıl mevcut olmalıdır. Bu vasiyetname başından sonuna kadar el yazısı ile yazılmış ve imzalanmış olmalıdır. El yazısıyla yazılmış olan vasiyetname saklanmak üzere notere, sulh hakimine veya yetkili bir memura bırakılabilir. Yapılan bu vasiyetname açık şekilde verilebileceği gibi kapalı şekilde de teslim edilebilir.
Sözlü vasiyetname bilinenin aksine ancak kanunda yazılan mecburi haller dahilinde yapılabilir. Miras bırakacak kişi yakın bir ölüm tehlikesi ile karşı karşıya ise ulaşımın mevcut olmadığı ya da hastalık, savaş gibi durumlarda yazılı şekillere dayanılamıyorsa yapılabilir. Sözlü vasiyetname belirttiğimiz bu durumlar iki tanığa karşı yapılır. Tanıkların bu beyanları yazmaları veya yazdırmaları gerekmektedir.
Vasiyetname ile ilgili belirtmeliyiz ki her ne kadar mallarımızın tamamı üzerinde yaşarken tasarruf sahibi olsak da öldükten sonra bu mümkün olamamaktadır. Kanun yaşanabilecek toplumsal adaletsizliğin önüne geçmek için miras konusunda birtakım düzenlemeler yapmıştır. Örnek verecek olursak çocuğu ve eşi bulunan bir kimsenin öldükten sonra tüm malını eşinin üstüne bırakması söz konusu olamayacaktır. Çocuk buradaki malların %50’si üzerinde hak sahibi olduğu iddiasıyla dava açabilecektir.
Vasiyetnamenin açılmasıyla ilgili konularda görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesi iken vasiyetnamenin iptali davalarında görevli olan mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleri olacaktır.
Vasiyetname yaparken belirtmiş olduğumuz tüm bu hususlar göz önünde bulundurularak kendimizden sonra mallarımızın nasıl paylaştıracağını belirlemeliyiz. Aksi halde asli unsurların eksikliği halinde vasiyetnamenin geçersizliği söz konusu olacaktır.
Paylaş