Paylaş
Türk hukukunda nişanlılık bir hukuki durum olarak kabul edilmiş ve Medeni Kanun’da nişanlılığa yönelik birtakım kurallar getirilmiştir. TMK m.118’e göre “nişanlanma evlenme vaadi ile olur.” Hükümden de anlaşılacağı üzere nişanlanma, devamında evlenmenin gerçekleşeceği düşüncesi ile yapılır. Ancak bilindiği üzere her nişanlılık evlilik ile sona ermez. Peki evlilik gerçekleşmezse, nasılsa evlenileceği düşüncesi ile verilen hediyelerin akıbeti ne olacaktır? Nişanlılık hakkında kuralları ortaya koyan Medeni Kanun bu konuda da bir hüküm getirmiştir. TMK m.122’ye göre “Nişanlılık evlenme dışındaki bir sebeple sona ererse, nişanlıların birbirlerine veya ana ve babanın ya da onlar gibi davrananların, diğer nişanlıya vermiş oldukları alışılmışın dışındaki hediyeler, verenler tarafından geri istenebilir. Hediye aynen veya mislen geri verilemiyorsa, sebepsiz zenginleşme hükümleri uygulanır.”
Nişanlılardan birine yapılan ve ekonomik bir değeri olan her türlü kazandırmayı hediye olarak kabul edebiliriz. Örneğin otomobil, ev, birtakım eşyalar, mücevherler, yazlık ve hatta para dahi hediye kavramına girmektedir. Fakat verilen şey ahlaki bir ödevin yerine getirilmesi sebebiyle verilmişse artık bu şey hediye kapsamında değildir. Hediye kavramında aradığımız temel ölçüt ekonomik değer taşıması olduğu için fotoğraf ve mektupların bu kavrama dâhil olup olmadığı konusunda görüş ayrılıkları vardır. Genel kabule göre mektup veya fotoğrafların nişanlılardan birinde kalması diğer nişanlının kişilik haklarına aykırı olacaksa geri verilme zorunluluğu vardır. Hediyelerin geri verilmesinin istenebilmesi için bazı şartların gerçekleşmiş olması gerekir. İlk şarta göre hediyenin verilme sebebi nişanlılık olmalıdır. İkinci şart ise hediyenin alışılmışın dışında olmasıdır. Neyin alışılmışın dışında olup olmadığına hâkim örf ve âdete, tarafların ekonomik durumuna ve günün şartlarına bakarak karar verecektir. Gerekirse bilirkişiden de destek alabilir. Üçüncü şarta göre nişanlılığın evlenme dışında bir sebeple sona ermiş olması gerekir. Nişanlama evlenme ile sona ermişse elbette ki hediyeler geri istenemeyecektir. Ölüm, tarafların anlaşarak nişanlılığı sona erdirmeleri ya da nişanın bozulması durumlarında hediyelerin iadesi istenebilir. Hediyelerin geri istenmesinde kusurlulukla ilgili bir şart getirilmediğinden nişanın bozulmasına kusuru ile sebep olan nişanlı da verdiği hediyelerin iadesini isteyebilir.
Şimdi iade talebinde kimlerin bulunabileceğine bakalım. Kanun nişanlılara, nişanlıların anne babalarına veya da anne babaları gibi hareket eden kişilere hediyelerin iadesini talep hakkı tanımıştır. Bunlar dışındaki kişilerin nişanlılara ya da nişanlıların birbirlerinin akrabalarına verdikleri hediyeler TMK m.122 kapsamda geri istenemez. Örneğin hediye bir nişanlı tarafından diğer nişanlıya verilmişse bu hediye geri istenebilir. Ancak hediye bir nişanlı tarafından diğer nişanlının babasına verilmişse bu hediye TMK m.122 kapsamına girmez; bunların iadesi sebepsiz zenginleşme hükümlerince olur.
Hediyelerin geri verilmesi istemi şahsi niteliktedir yani hediyeyi alan bu hediyeyi üçüncü bir kişiye vermişse hediyenin geri verilmesi üçüncü kişiden istenemez. İstenen hediye aynen mevcutsa yani verdiğimiz hali ile saklanmışsa o zaman doğrudan bu hediyenin kendisi verilmelidir. Örneğin nişanlıya bir zümrüt kolye verilmiş ve nişanlı bu kolyeyi aldığı günden beri mücevher kutusunda saklıyorsa doğrudan bu zümrüt kolye iade edilmelidir. Eğer aynen bulunmuyorsa talep edilen hediye mislen iade edilecektir. Örneğin nişanlı alınan zümrüt kolyeyi kaybetmişse aynı cinsten bir zümrüt kolye alarak geri verme borcunu yerine getirmelidir. Hediye ne aynen ne de mislen iade edilemiyorsa bu durumda hediyenin bedeli sebepsiz zenginleşme hükümlerince verilir.
Son olarak hediyelerin geri verilmesinin ne zamana kadar istenebileceğine bakalım. Nişanın sona ermesinden doğan taleplerin zamanaşımını düzenleyen TMK m.123’e göre “nişanlılığın sona ermesinden doğan dava hakları, sona ermenin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.” Verilen hediyelerin iadesi isteniyorsa nişanlama sona erdikten sonra 1 yıl içinde bu talep dile getirilmelidir. “Hediyelerin geri istenebilmesi için alışılmışın dışında hediyelerden olması gerekir. Alışılmış (mutad) hediyelerden kasıt; giymekle, kullanmakla eskiyen ve tüketilen eşyalardır. Giymekle, kullanılmakla eskiyen ve tüketilen eşyaların iadesine karar verilemez.
Nişan dolayısıyla verilen hediye, olağan bir hediye ise geri istenemez. Nişanının bozulması nedeniyle mutad dışı hediyelerin geri alınmasına ilişkin davalarda kusur aranmaz. Yargıtay'ın yerleşik uygulamalarına göre; nişan yüzüğü dışında kalan tüm altın, takı ve ziynet eşyaları mutad dışı hediye olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle nişanın bozulması nedeniyle nişanlıların birbirlerine veya ana ve babanın ya da onlar gibi davrananların diğer nişanlıya vermiş oldukları ziynet eşyaları verenler tarafından geri istenebilir.
Hediyelerin verildiği ve iade edilmediği hususu her türlü delille de ispat edilebilir.”( T.C. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E. 2018/3648 K. 2019/3681 T. 24.4.2019) Yargıtay verilen bu kararında alışılmışın dışında olan hediye kavramına açıklık getirmiştir. Buna göre alışılmış hediyelerden kasıt; giymekle, kullanmakla eskiyen ve tüketilen eşyalardır. Giymekle, kullanılmakla eskiyen ve tüketilen eşyaların iadesine karar verilemez. Nişan yüzüğü dışında kalan tüm altın, takı ve ziynet eşyalar ise alışılmışın dışında hediye olarak kabul edilir.
Paylaş