Paylaş
Günümüzde online alışveriş avantajından hepimiz faydalanmaktayız. Özellikle Covid-19’un bizi evlere hapsetmesiyle birlikte online alışveriş gündelik hayatımızın bir parçası oldu. Peki online alışverişte satın almak kadar, aldığımız üründen caymak da kolay mıdır? Para iadesi hangi süre içinde ve ne şekilde olmalıdır?
Bu konuda “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun” ve bu kanunla bağlantılı ikincil düzenlemeler ile tüketici kapsamlı bir şekilde korunmuştur. Almaktan vazgeçtiğiniz, beğenmediğiniz ya da anlatılandan farklı bir ürün elinize ulaştığında alışveriş yapmaktan cayma ve para iadesi talep etme hakkına hangi şartlarda ve durumlarda sahip olduğumuzu hep birlikte öğrenelim.
Öncelikle para iadesi sahip olduğumuz cayma hakkının bir sonucudur. Tüketici için cayma hakkı en büyük güvence niteliğindedir. Tüketicinin cayma hakkı TKHK md:48 kapsamında belirli bir süre şartına tabi tutulmuştur. Buna göre; mal satışları bakımından taahhüt edilen süre her halükârda 30 günü geçemez. Satıcı veya sağlayıcının bu süre içinde edimini yerine getirmemesi durumunda tüketici sözleşmeyi feshedebilir.
Cayma hakkı, tüketicilere satın aldıkları üründen 14 gün içerisinde hiçbir şarta bağlı olmaksızın iade edebilme imkânı sunar. Tüketici, 14 gün içinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin sözleşmeden cayma hakkına sahiptir. Tüketicinin cayma hakkını kullandığı tarihten itibaren, satıcı 10 gün içerisinde aldığı toplam bedeli tüketiciye iade etmek durumundadır. Ayrıca içinde bulunduğumuz pandemi sürecinde satılan üründe stok olmaması nedeniyle siparişin teslim edilmesi imkansızlaştığında satıcı tüketiciye durumu 3 gün içinde yazılı olarak bildirmeli ve bedeli iade etmelidir. Bazı tedarikçiler ise sattıkları ürünlere para iadesini kısıtlayıcı nitelikte ibareler koymaktadır. Uygulamada bazı satıcıların “İade yoktur”, “Sadece beden değişimi” şeklindeki yaklaşımları hukuk dışı, tüketicinin haklarını ihlal edici niteliktedir.
Ayıplı mal durumunda para iadesi bakımından izlenecek yol ise şu yöndedir;
Eğer açık bir ayıp söz konusu ise; yani ilk bakışta hemen fark edilecek, gözle görülür bir sorun veya hasar varsa, tüketicinin otuz gün içerisinde durumu satıcıya bildirmesi gerekmektedir, aksi halde tüketici malı ayıplı kabul etmiş sayılır. Süresi içerisinde malın ayıplı olduğunu satıcıya bildiren alıcı ilgili haklardan, yalnızca bir tanesini kullanma hakkına sahip olunmasına riayet edilerek ürünün iadesini, ayıpsız olan bir ürünle değiştirilmesini ya da ayıp oranında satıcıdan indirim yapmasını talep edebilir. Ve yine bu ayıplı ürün dolayısıyla başka bir ürün veya bir kimse zarar görmüşse; tüketici, satıcıdan tazminat talep edebilir.
Eğer üründeki ayıp veya kusur ilk bakıldığında fark edilecek durumda değil ise diğer bir ifadeyle gizli ayıp denilen durumlarda da ayıp mevcut olabilir. Böyle bir ayıpta; tüketicinin hakları, teslimden itibaren iki yıl boyunca korunmaktadır ve tüketici, açık ayıpta sahip olunan hakların aynısına sahiptir. Bu noktada önemli husus; ürünün kullanma talimatına uygun kullanılmasıdır. Örneğin bir ayakkabının ilk alındığında sağlam gözükmesine rağmen kullanım talimatlarına uyarak kullandığı halde birkaç kez giyildikten sonra dikişlerinin açılması ve kullanılamaz hale gelmesi gizli ayıp niteliğindedir ve bu durumda tüketici yasal haklarını kullanabilir.
Yukarıda belirttiğim gibi ayıp durumları birden fazla şekilde karşımıza çıkabilir ve bu durumlarda başvurulabilecek yasal yollar mevcuttur. Tüketici mahkemeleri ile birlikte genel itibariyle bu gibi davalara sözleşmeden kaynaklanan haller olduğu için asliye hukuk mahkemeleri görevli mahkemeler olacaktır.
Paylaş