Betül Şengör
Betül Şengör
Betül Şengör

Cildinize nem kazandırmanın yolu

Öncelikle cildin yaşına uygun ürünler seçmeli ve…

Haberin Devamı

Cildimizin nemlenmesi ve kırışıklıkların kalıcı olarak azalması için farklı yöntemlere ve ürünlere ihtiyacımız olduğunu söyleyen Cilt Hastalıkları Uzmanı Dr. Betül Şengör, “Öncelikle cilt tipine ve cildin yaşına en uygun olan ürünler seçmeli ve gündüzleri güneş koruyucuyu hayatımızdan hiç çıkarmamalıyız. Bunlar cildimizi yaşlanmaya ve olumsuz dış etkenlere karşı korumak için yapabileceğimiz ilk ve en önemli tedbirleri oluşturur” diyor ve önemli açıklamalarda bulunuyor.

Cildimizin nasıl yaşlandığını bildiğimiz zaman otomatik olarak yapılabilecekler ortaya çıkıyor. Yaş ilerledikçe cilt altı destek doku olarak bilinen ve jölemsi kıvamda olan yapıda azalma ve ciddi su kaybı oluşmakta, dermisin elastik liflerinde ve kollajen liflerinde azalma olmakta ve dolayısıyla kırışıklıklar da başlamaktadır.

Dermis cildin 2.tabakası olup, cildi besleyen damarlarca zengindir ve cilde dolgunluk-sıkılık kazandırmaktadır. Ne yazık ki zaman içerisinde bu damarların da elastikiyetinde kayıp olmakta bu da cildin beslenmesinin bozulmasına, dermisin çökmesine ve kırışıklıkların derinleşmesine neden olmaktadır.

Bu bilgiler doğrultusunda anlaşılacağı gibi cilde derin nem kazandırmak aynı zamanda hücreleri de uyaran bir etkiye yol açmakta ve anti-aging etkisi olabilmektedir.

Hidrorezerv tedavi ile cildiniz canlansın

Tüm dünyada hidrorezerv tedavi veya dermis içi tedavi (intradermoterapi) isimleriyle uygulanmakta ve anti-agingde giderek vazgeçilmez tedaviler arasında yerini almaktadır. Derin dokunun su rezervi arttırıldığı zaman cildin üretken hücreleri de daha aktif olarak çalışmaya başlamaktadır. Bu hücrelerin temel görevi cildi serbest radikallere ve yaşlanmaya karşı korumaktır. Bu tedaviyle cildin nemi artmakta ve savunması güçlenmekte ve daha canlı hale gelebilmektedir. Cildin oksidanlara karşı antioksidasyon mekanizmaları daha fazla işlemektedir. Sonuçta cilt yaşlanma etkilerine de daha savunmalı hale gelmektedir.

Hidrorezerv tedavide mililitresinde 20 mg hyaluronik asit bulunan bir madde kullanılmaktadır. Bu madde cildimizde destek doku olarak zaten var olan jölemsi yapıdadır. Hayvansal kökenli olmadığı için alerji yan etkisi olmamakta ve bağışıklık sistemini zorlamamaktadır. Ayrıca hyaluronik asidin 500 kat su çekme kapasitesi olduğu için verildiği yerde ciltte sıkılaşma ve dirilik hissi oluşabilmektedir.

Uygulama zamanı

Hidrorezerv tedavi ince çizgilerin başladığı 25-30 yaşlarından itibaren, susuz ve kuru ciltlerde, güneşe veya solaryuma bağlı olarak yıpranmış ciltlerde, güneş öncesi ve sonrası nem kazandırmak amaçlı, peeling veya lazer-ışık tedavileri sonrasında kullanılabilmektedir. İlk 3 seansı 3-4 hafta aralarla ve 4.seansı 3-4 ay sonra olmak üzere yapılmaktadır. Daha sonraki seanslar 6-8 ay arayla koruma amaçlı olabilmektedir.