Paylaş
Günümüzde okul çocuklarımızın geleceğini belirleyen en önemli kurumdur. Tarihsel gelişimi dikkate alındığında okulun bugünkü yapısı çok eski zamanlara uzanmıyor. Sanayi devrimi ile birlikte ortaya çıkan bugünkü okul yapısı yakın zamanda şekillenmiş ve zorunlu eğitim süreleri artmıştır. Önceleri durum böyle değildi. Okul sınırlı yaygınlık gösteren bir kurumdu.
Okul varlığını çeşitli işlevler üstlenerek ve gelişerek sürdürmektedir. Üstelik okul her yeni duruma uygun işlevler üstlenerek yaşamımızdaki vazgeçilmezliğini pekiştirmektedir. Okulun işlevlerini gelişen teknoloji karşısında yitireceğini savunanlar okulu hiç tanımamaktadırlar ve fena halde yanılmaktadırlar. Okul gelecekte de var olacaktır. Bu bir kehanet değil somut gerçekliktir. Okulun günümüzdeki işlevlerini sıralarsak; okuma-yazma öğretir, bilgi ve bilim insanı üretir, devlete eleman yetiştirir ve çocukların bakımını üstlenir. Ne şimdi ne de gelecekte çocukların bakımını üstlenecek başka bir kurum yoktur, olsa bile adı değiştirilmiş başka türlü bir okul olur.
Şimdi okul aile ilişkilerinin bugünkü halinden söz etmek gerekirse; ailenin okula olan ilgisi yakın zamanla kıyaslandığında belirgin ölçüde artmıştır. Deyim yerindeyse aile okula yerleşmiştir. Bir ölçüde olumlu olan bu gelişme iyi yönetilemediğinden beklenmedik sorunların ortaya çıkmasına neden olmuştur. Okul-aile-öğretmen ilişkileri istenilen verimlilikte yürümemektedir.
Ailenin çocukları ile kurduğu ilişki “ilgi” odaklıdır. Çocuğa gösterilen aşırı ilgi yetiştirme görevi olan okulun tutumuyla çatışmaktadır. Aile çocuğuna gösterdiği ilgiyi okuldan da istemektedir. Okul bunu yapabilir mi? Elbette sınırlı ölçüde yapabilir; ancak okulun görevi çocuğu geleceğe en iyi şekilde hazırlamaktır. Bu yetiştirme ile ilgilidir ve yetiştirme çoğu zaman çocukların hoşuna gitmeyen yöntemlerin kullanılmasını zorunlu kılar.
Aileler günümüzde çocuklarını, yetiştirmenin disiplinli havasından uzak tutmak istemektedirler. Okul ise kaçınılmaz olarak disiplinli olmak zorundadır. Bu dengelenmesi gereken bir durumdur. Henüz bunu dengeleyebildiğimiz söylenemez. Aile, okulun işlevlerinden olan bakıcılık kısmının önde olmasını istemektedir. Son yıllarda kamuoyuna yansıyan birçok olaylardan anlayacağımız gibi velinin okuldan şikayetleri eğitim ve yetiştirme ile ilgili olmaktan çok çocuklarının anlık hoşnutsuzlukları ile ilgilidir.
Sağlıklı okul-aile ilişkileri geliştirmek zorundayız yoksa geleceğimiz olan çocuklarımızı istenilen düzeyde yetiştirmeyi başaramayız. Hem ilgi göstermeyi hem de yetiştirmeyi dengeli şekilde sürdürmenin yolunu bulmamız gerekir.
Yetkinlik anlayışının bu konudaki önerilerini sıralayarak bitireyim.
Paylaş