Paylaş
Bir perinin sihirli dokunuşunun ardından muhteşem bir davete katılıyorsunuz. Son moda stilettolarınızla harika görünüyor ve prens dahil herkesin ilgisini çekmeyi başarıyorsunuz. Hayallerinizin prensiyle bütün gece ayaklarınız ağrımadan dans ediyor fakat gece yarısı koşarak oradan ayrılırken ayakkabınızın birini geride bırakıyorsunuz. Daha sonra prens sizi ancak kusursuz bir ayağa olabilecek ayakkabınız sayesinde buluyor ve sonsuza dek mutlu yaşıyorsunuz. Tıpkı Sindirella masalındaki gibi prensinizi size hayran bırakacak son tasarım ayakkabılar giyebilmek için ‘kusursuz’ ayaklara sahip olmak günümüzde de çeşitli operasyonlarla mümkün.
Sindirella ayak estetiği; ayak parmaklarının uzatılıp kısaltılmasını, kıvrık olan parmağın düzeltilmesini, yüksek topuklu ayakkabı giyebilmek için ayak ön tabanına yağ enjeksiyonu uygulamalarını kapsar. Çoğu ayak problemi ayak yapısına uygun bir ayakkabı giyilerek düzelse de kişiyi son moda yüksek topuklu ayakkabılardan vazgeçirmek pek mümkün olmaz. Hatta dar ayakkabı giyebilmek için küçük parmağın kesilmesi talebinde bulunanlar var. Fakat kimi zaman bu operasyonların ameliyat öncesinde bulunmayan hareket kısıtlılığı, ağrı, enfeksiyon, kaynama problemleri gibi riskleri beraberinde getirebileceğini akıldan çıkarmamak gerekir.
Ayaklarımız vücudumuzun ağırlığını tüm gün boyunca dengede tutan mükemmel bir biyomekaniğe sahiptir. Bu biyomekanik dengenin bozulması, kişide ciddi rahatsızlıkların ortaya çıkmasına neden olur. Ayaklarımız biyomekaniğini alt üst eden topuklar üzerinde uzun süre durmak için yaratılmamış olsalar da birçok kadın düz ayakkabının rahatlığı yerine yüksek topuklar üzerinde acı çekmeyi tercih eder.
Çeşitli nedenlerle bozulan ayak sağlığı yüzünden hastalar her gün doktorların kapısını çalmaktadır. Bunlar arasında en sık görülen şikayet ‘bunyon’ denilen başparmak ile 1. tarak kemiğinin eklem yaptığı yerin üstündeki çıkıntıdır. Başparmak düz durmak yerine diğer parmaklara doğru yaslanma eğilimindedir. Çoğunlukla sebebi genetik yatkınlık olsa da yanlış ayakkabı seçimi de (yüksek topuklu, sivri burunlu) bu rahatsızlığı tetiklemektedir. Cerrahiye alternatif yöntemler (alçak topuklu geniş ayakkabılar, parmak arası makaralar, gece atelleri, ağrı kesiciler) denendikten sonra hala ağrı devam ediyorsa ve radyografik ölçümler cerrahi sınırlar içindeyse operasyon seçeneği yani başparmağın pozisyonunun düzeltilip çıkıntının tıraşlanması tercih edilir. Ağrılı durumun ortadan kaldırılabilmesi için uygulanan ameliyatlar bir zorunlulukken, estetik gerekçesiyle ayak yapısının inceltilmesi ya da parmak boylarının değiştirilmesi önerilmemektedir.
Kısacası ayağı ayakkabıya uydurmak yerine ayakkabıyı kişinin ayağına uydurmanın daha doğru bir yol olduğunu unutmamak gerekir.
Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı
Op. Dr. Barış Peker
Paylaş