Paylaş
Basında gündeme gelmek için ortaya atılan beslenme programları ve gelişi güzel diyetlere dikkat çeken Banu Kazanç, diyetin parmak izi gibi olduğunu, Fotokopi listelerden, düşük kalorili ve tek besine dayalı diyetlerden mucize bekleyip bedeni küstürmemek gerektiğini söylüyor.
Çevrenizden duyduğunuz programlara, zayıflamasına tanık olduğunuz kişilerin görünüşüne aldanmayın. Diyetlerin kişiye özgü olduğunu asla unutmayın. 120 kilo bir kişinin sağlık değerleri ile 80 kilo bir kişinin sağlık değerleri aynı değildir ve metabolizmaları farklıdır. Dolayısı ile vücut gereksinimleri değişir. Bu farklılık ortadayken her iki kişinin aynı diyeti uygulayarak başarılı olmasını beklemeyin. Yaş, cinsiyet, vücut ağırlığı hatta meslekleri bile uygulanacak programı değiştirecek etkenlerdir. Herkesin diyeti farklıdır!
Diyet aç kalmak demek değildir, aç kalmak bireylerde ‘yoksunluk sendromu’ yarattır. Yoksunluk sendromu, en basit tanımıyla beslenme programı süresince kişilerin önüne koyulan kabarık yasak listesi nedeniyle ihtiyacı olduğu kadar yememesinin ve yetersiz kalori almasının yarattığı ağır açlık ve eksiklik hissidir. İlk fırsatta ve boşlukta zararlı yiyecekleri tüketmekten kendini alı koyamaz. Böylece zar zor verdiğiniz 3-5 kiloyu kısacık bir süre içinde fazlasıyla geri alırsınız. Yoksunluk sendromuna girmeden, her şeyden yiyerek kalıcı kilo kayıplarına ulaşmak hayal ürünü değil. Canınız ne isterse onu yiyebilir ve kilo verebilirsiniz. Dikkat etmeniz gereken kısım ölçülü ve dengeli beslenmek ve porsiyonlar konusunda kontrollü olmanızdır.
Sağlıklı beslenmek bir hayat tarzıdır, sağlıklı kilo vermek de bunun getirisidir. Hayat tarzı sağlıklı beslenmek üzerine kurulu olsa da zaman zaman metabolizmaya bağlı olarak kilo problemleri ortaya çıkabilir. Bu durumda yapılması gereken ilk iş farkındalık ile profesyonel bir yardım almaktır. Sağlık değerlerinin ölçümlenmesi, metabolizma gereksinimlerinin belirlenmesi, kişilerin çalışma koşullarının ve rutin faaliyetlerinin tamamı bir bütün olarak analiz edilerek sürece başlanması gereklidir. Bütün ideal beslenme programları tüm bu evrelerden sonra hazırlanmaktadır. Kilo verme sürecinde sabırlı ve kararlı bir tutum sergilenmesi gerektiğini belirtirken kişinin ne istediğini bilmesinin önemine dikkat çekti.
Kilo verme estetik kaygıların ötesinde bir sağlık kazanımıdır. Pek çok insan daha zayıf olmak, daha küçük bedene girmek için kilo vermek istiyor. Hızlı kilo vaat eden şok ve tek besine dayalı diyetlere başvuruyorlar.
Kilo verme sürecinde kişinin kendine koyduğu imkansız hedefler ve rastgele rakamlar beslenme programlarının daha ilk evrelerinden itibaren kişinin motivasyonunun bozulmasına neden olur. Hevesi kırılan ve başarı göremeyen kişi beslenme programına olan inancını yitiriyor ve programı yarıda bırakıyor. Bu nedenle yapılması gereken şey sabır ve kararlılıkla bir takım gerçeklerle yüzleşerek sürece dahil olmak ve inançla yönetilen programın devamındaki başarıyı görmektir. Yetinmeyebilirsiniz, daha fazlasını isteyebilirsiniz ancak beslenme programına uyarak ve beslenme -diyet uzmanınızın söylediklerini yerine getirerek ulaştığınız sonuç olması gerekendir. İmkansıza değil olması gerekene odaklanın.
Paylaş