Paylaş
Sevgi en önemli ihtiyaçlardan biridir. Aslında herkes koşulsuzca sevilmek ister. Koşulsuz sevgi, sevginin en hasıdır. Bu sevginin hiç bir beklentisi yoktur. Koşulsuzca, olduğu gibi kabul etmektir. Koşulsuz sevginin en iyi örneği anne sevgisidir. Çünkü bebeğini sevmesi için hiç bir koşula ihtiyacı yoktur.
Sevginin türlerine baktığımızda Japon yazar Masumi Toyotome sevgiyi üç şekilde anlatmış.
Birincisi “Eğer” türü sevgisidir. Bir kişide olmayan koşullar gerçekleşirse, yani beklenti karşılanırsa sevmek. Örneğin “Başarılı olursan seni severim” ya da “Ancak zayıflarsan seni sevebilirim” gibi. Kişi sevgisini bu şekilde dile getirmese de bunu size hissettiriyor olması, sizde baskı yaratır. Koşullu olan bu sevgi ne yazık ki bencilcedir. Çünkü bu sevginin amacı sevgi karşılığında bir şey kazanmaktır.
İkincisi ise “Çünkü” türü sevgidir. Bu sevgi “Eğer” türü sevgisine nazaran daha az koşulludur, çünkü olmayan bir şey beklenmez. Ama bu sevgi, var olan bir koşula duyulan sevgidir. Yani kişinin kendisine değil. Örneğin güzel ve genç olduğu için sevilen bir bayan, yaşlanır ve çirkinleşirse sevilmeyecektir ya da zengin ve ünlü olduğu için sevilen bir adam parasını ve ününü kaybederse sevilmeyecektir. Uslu ve çalışkan olduğu için sevilen bir çocuk yaramazlık yapar, bir de derslerinde başarısız olursa sevilmeyecektir. Böyle bakıldığında “Çünkü” sevgisinin de “Eğer” sevgisi kadar baskı yarattığını fark ediyoruz. O zaman bu sevgi de kalıcı ve gerçek sevgi değildir.
Yazara göre gerçek sevgi “Rağmen” sevgidir. Bu sevgi, aslında var olan olumsuz koşullara rağmen sevmektir. Sevmek için var olan ya da olmayan olumlu koşulları aramaz.
Bu sevgiyi en iyi bebekler hissederler. Annelerini uyutmamalarına, altlarını pisletmelerine, annelerinin göğüslerini ememeyip yara yapmalarına, kariyerlerine ara vermelerine hatta belki de bırakmalarına, annelerinin tüm vaktini almalarına “rağmen” anneler bebeklerini koşulsuzca çoook severler. İşte bu gerçek sevgidir.
Öncelikle canım annemin ve tüm annelerin Anneler Günü kutlu olsun.
Paylaş