Paylaş
Kanser tedavisinde %60 oranında yeri bulunan radyoterapide günümüzde hedefe yönelik tedavi yaklaşımı uygulanmaktadır. Radyoterapi sırasında tümörlü alan belirlenerek, ışınlar daha yüksek dozda ve yalnızca kanserli hücreye gönderilir. Radyoterapi bölgesel bir tedavi olduğu için günlük 15-20 dakikalık seanslar sonrası hasta rutin hayatına devam edebilir.
Radyoterapi ile sadece hastanın etkin bir şekilde tedavi edilmesi değil aynı zamanda tedavi sonrası kaliteli bir yaşam sürmesi de hedeflenmektedir. Bu nedenle radyoterapi uygulamalarında geçmişte kanserli dokuyu tamamen yok etmek için çok geniş bir alanı kapsayan ışınlama tekniklerinin yerini artık tümörün çevresinin tamamen saran ve yalnızca kanserli bölgeyi hedef alan tedaviler almıştır. Böylece sağlıklı dokular daha çok korunabilmekte, çok yüksek ışın kullanılabildiği için de tümör daha yüksek oranda kontrol altına alınabilmektedir. Normal dokuyu tamamen radyasyondan korumak gibi bir durum söz konusu olmasa da dokuların tolerans dozlarını aşmayacak şekilde bir ışınlama ile konfor sağlanmaktadır.
Radyoterapi hangi kanser tedavilerinde kullanılır?
Yüksek enerjili radyasyonun kanser tedavilerinde kullanılması ile birlikte gün geçtikçe yenilenen radyoterapi teknolojileri, günümüzde artık pek çok kanser türü için öncelikli seçenek olarak uygulanmaktadır. Organları koruma özelliği bulunduğu için jinekolojik kanserler, baş boyun kanserleri ve prostat kanserlerinde tek başına da çok iyi sonuçlar vermektedir. Beyin tümörlerinde de cerrahi sonrasında tercih edilmekte ve özellikle küçük lezyonları yok edebilme özelliği bakımından tek başına da uygulanmaktadır.
Hemen hemen tüm kanser tedavilerinde kullanılan radyoterapi özellikle bazı kanser tipleri için tek tedavi yöntemidir. Radyoterapi bazen cerrahi öncesinde tümörü küçültme amacı ile verilmektedir. Bazı tümörlerde ise cerrahi sonrasında kalmış olabilecek kanser hücrelerini temizleme amacı ile uygulanmaktadır. Kanser hastalarının yarıdan fazlasında cerrahi ve ilaç tedavisi gibi tedavilere ek olarak radyoterapi de uygulanmaktadır.
Radyoterapi tedavisinde nelere dikat edilmeli?
Radyoterapi tedavisinden önce ve tedavi sürecinde koruyucu bazı önlemler almak, hastanın radyoterapi sürecini, daha sağlıklı ve konforlu şekilde geçirmesine yardımcı olur. Bu nedenle bu önerilere dikkat edebilirsiniz.
Radyoterapi tedavisine başlamadan önce doktorunuza düzenli olarak kullandığınız tüm ilaçlar hakkına bilgi vermelisiniz.
Radyoterapi sürecinde çok fazla enerji harcanacağı için öncesinde bolca dinlenmesiniz.
Vücudunuzu rahat ettirecek, vücudu sıkmayan, pamuklu giysiler tercih etmelisiniz.
Kilo kaybını önleyecek şekilde dengeli ve sağlıklı beslenmeye önem vermelisiniz. İştah kaybınız varsa diyetisyen yardımı alabilirsiniz.
Dökülen tüylerinizi önemsemeyin. Tedavi sonrası vücudunuz eski haline dönecektir.
Radyoterapi süresince cildiniz hassaslaşabilir. Bu nedenle losyon, parfüm, deodorant ve benzeri kozmetik ürünleri kullanmaktan kaçının.
Güneş ışınlarından korunmayı ihmal etmeyin.
Doktorunuzla sürekli iletişim halinde olmaya özen gösterin.
Depresyon ve yalnızlık duygusuyla başa çıkmak için psikolojik destek almaktan kaçınmayın.
Radyoterapi tedavisi sırasında hastalar dengeli beslenmeli ve günde 2.5 litre su tüketmelidir. Her besin grubundan dengeli şekilde beslenmek, tedaviye toleransı artırır. Gün içerisinde bolca su tüketmek de bağışıklık sistemi için çok önemlidir. Kilonun sabit tutulması radyoterapideki milimetrik hesaplamalar için çok mühimdir. Kilo kayıpları ya da kilo alımları bu hesapların sürekli olarak değişmesine yol açar ve bu da tedavinin daha uzun sürmesine neden olabilir. Günde yarım saat yürüyüş, hafif egzersizler, motivasyon için sevine bir hobi ile uğraşmak ve pozitif bir bakış açısına sahip olmak tedaviye olumlu yansır.
Tüm tedavilerde olduğu gibi radyoterapinin de yan etkileri bulunmaktadır. 2 boyutlu olarak yapılan tedavilerde, hasta dokuya yeterli doz ışın verebilmek için geniş bir alan kullanılmaktaydı. Buna bağlı olarak da sağlıklı doku hasarları ile yan etkiler çok daha fazla görülmekteydi. Son yıllarda ise radyoterapi tedavilerinde kullanılan cihazlar, ışını mümkün olduğunca hastalıklı dokuya yönlendirerek diğer alanların en az doza maruz kalmasını sağlayacak özelliktedir. Teknolojik gelişmelere bağlı olarak radyoterapide tedavi mantığı da değişmiş ve başarının yanı sıra hastanın tedavi sırasında ve sonrasındaki hayat kalitesi de önemli hale gelmiştir. Artık daha uzun bir yaşam süresine sahip olan kanser hastalarının, tedavi süreçleri tamamlandıktan sonra hayatlarına normal bir şekilde devam etmeleri, iyileşmeleri kadar önemlidir.
Radyoterapi yan etkilerinin yoğunluğunu bazı faktörler etkiler. Buna göre;
-Radyoterapi tedavi alanının genişliği artıkça yan etkiler de artar.
-Aynı şekilde tedavi alanındaki organ sayısı ve hacmi de önemlidir.
-Her organın radyasyon direnci farklıdır ve farklı yan etkilere neden olabilir. Özellikle böbrek ve karaciğer daha hassastır.
-Günlük alınan radyoterapi dozu da yan etkileri doğrudan etkiler.
-Hastanın yaşı ve genel sağlık durumu da yan etkilerin seyrini etkiler.
-Radyoterapi cihazı seçimi de yan etkilerin yoğunluğunu etkiler.
-Hasta ve yakınlarının en çok merak ettiği konulardan biri de radyoterapi alan hastanın radyasyon yayıp yaymadığıdır. Radyoterapi alan hastanın yanındaki insanlara zararı yoktur. Bu nedenle radyoterapi aldıktan sonra yakınlarınız ile sarılma, öpme ve temas gibi durumlarda dahi kişileri etkileyecek olumsuz bir durum olmamaktadır.
-Radyoterapinin yan etkileri genellikle tedavi edilen kısımlarda görülür. Tedavi sırasında öksürük, ateş, terleme ya da olağan dışı ağrı gibi yakınmalarınız olursa doktor ya da hemşirenizi bilgilendirmelisiniz. Radyoterapinin yan etkilerin büyük kısmı rahatsızlık verici olsa da ilaçlar ya da diyetle kontrol altına alınabilmektedir. Bu yan etkiler çoğunlukla radyoterapi bitiminden sonra birkaç haftada kaybolmaktadır.
Radyoterapinin bilinen en belirgin yan etkileri şöyledir;
-Radyoterapi kandaki alyuvarları etkileyerek hastanın kendisini yorgun, halsiz ve iştahsız hissetmesine neden olur.
-Tedavi sırsında akyuvarlardaki belirgin düşüş ise enfeksiyonlara karşı hastayı daha korunmasız hale getirir.
-Yine nadir de olsa trombositlerin azalması ile vücudun çeşitli yerlerinde küçük kanamalar, ciltte noktacıklar ya da çürüme tarzında görünümler olabilir.
-Radyoterapi tedavisinin uygulandığı bölgede cilt dokusunda bazı yan etkiler gelişebilir. Bu yan etkiler üzerine basmakla solan hafif kızarıklıklarla başlar (güneş yanığı gibi) ve sulu, açık yaralara kadar gidebilir.
-Kimi durumlarda diş çürümelerine neden olabilir.
-Ağız içinde yaralara neden olabilir.
-Radyoterapi sadece uygulandığı bölgede saç ve tüy dökülmesine neden olabilir. Tedavi sonrasında bazen dökülen saçlar daha gür ve farklı renkte çıkabilir.
-Radyoterapi esnasında ve sonrasında bir süre için göğüs kafesinde bir daralma hissi olabilir. Yutma güçlüğü yaşanabilir. Bu nedenle çok katı gıdalardan uzak durulmalıdır.
Zaman zaman ishal, bulantı ve kusma da radyoterapi yan etkisi olarak göze çarpar.
Radyoterapi tedavisi ne kadar sürer?
Radyoterapi genellikle haftada 5 gün olmak üzere toplam 3-7 hafta sürer. Palyatif tedavilerde bu süre daha kısa olabilir. Dozların bu şekilde günlük olarak bölünmesi, normal dokuların ve hücrelerin korunması için yapılan bir uygulamadır. Hafta sonu verilen aralar, normal hücrelerin yenilenmesine fırsat verir. Alacağınız toplam doz ve seans sayısı, kanserin tipine, tümörün yerleşimine, genel sağlık durumunuza ve aldığınız diğer tedavilere göre değişkenlik gösterebilir.
Radyoterapi cinsel hayatı etkiler mi?
Radyoterapi tedavisi sırasında çoğu hasta tedavinin yan etkilerinden dolayı fiziksel çekiciliklerini kaybettiklerini düşünür. Psikiyatr desteği ile tedavi sürecinde cinsel isteksizlik sorunu çözülürse radyoterapi sırasında bazı jinekolojik kanserler dışında cinsel ilişkinin hiçbir zararı yoktur. Kanser hastaları cinsel açıdan aktif olabilirler.
Paylaş