Paylaş
-Lifli gıdaların bağırsak kanserlerini önlediği bilinmektedir. Ayrıca çok et, yağ ve süt mamullerini tüketen insanlarında meme, bağırsak kanserleri ile koroner kalp hastalıkları riski daha yüksektir. Yağsız etler, örneğin, balık ve tavuk kırmızı etin yerine tercih edilmelidir.
-Tuzun midede mukozayı zayıflatarak mide ve yemek borusu kanseri riskini arttırdığı bilinmektedir. Dolayısıyla kanserli hastalarda beslenme ile ilgili konulara her zaman önem verilmelidir.
-Kanser hastasının beslenmesindeki amaç; beslenme yetersizliklerini önlemek, kilo kaybını en aza indirmek, sıvı-elektrolit dengesini sağlamak ve sürdürmektir. Kanser hastasının radyoterapi ve kemoterapi tedavisinde günlük alması gereken sıvı miktarı normale göre 1000-1500 ml. arttırılmalıdır. Çünkü tedavide hedeflenen tümör hücresi yıkımına bağlı olarak ortaya çıkan artıklar böbreğin yükünü arttırmaktadır. Eğer sıvı miktarı arttırılmazsa böbrek yetmezliğine neden olabilmektedir.
-Kolon, meme ve prostat kanserlerinin oluşumundan diyetteki yağ dengesi sorumlu tutulmaktadır. Aşırı yağlı diyet kansere zemin hazırlar. Bu nedenle tahıl, sebze ve meyveler diyette yeterince bulunmalıdır. Doğal koruyucu besinler olan lahana, Brüksel lahanası, karnabahar, turpgillere yer verilmelidir.
-Aşırı tuz tüketimi, salamuralar, turşu ve tütsülenmiş besinler, işlem görmüş sosis, salam gibi ürünlerden kaçınılmalıdır. Bu ürünlerin mide ve yemek borusu kanserlerinde etkili olduğu bilinmektedir. Aşırı karbonhidratlı besinler (şeker, nişasta gibi) tüketilmemelidir. Ayrıca diyetin yeterli ve dengeli miktarda vitamin ve mineral içeriğine de özen gösterilmelidir. Özellikli C, E, A vitamini diyette yeterince bulunmalıdır.
-Hastada iştah azalması varsa; öğünler büyük porsiyonlarda olmamalı, ufak ufak kahvaltılar şeklinde verilmelidir. Öncelikle katı besinler verilmeli, içecekler öğünlerden sonraya bırakılmalıdır. Enerji sağlamayan içeceklerden de kaçınılmalıdır. Ufak yorucu olmayan egzersizlerle iştahı arttırma yoluna gidilmelidir. Hacmi az, enerji ve protein açısından konsantre yiyecekler seçilmelidir.
-Protein ve toplam kalori alımını belirli düzeyde tutmak amacıyla hastalar; balık, kümes hayvanları, yumurta, süt ve süt ürünleri gibi protein bakımından zengin yiyecekleri, A ve C vitaminleri içeren sebze ve meyveleri tüketimi önemlidir. Bu yiyecekler arasında kavun, karpuz, çilek, turunçgiller, domates, yeşilbiber, lahana, karnabahar, ıspanak, patates, havuç, kabak vb. tüketmelidir.
-Yemeklerden önce 5-10 dakikalık bir yürüyüş ya da yatakta yapılan sınırlı hareketlerin bile iştahı açtığı görülmüştür. Tüm yiyecekleri zevkli bir biçimde ve güzel bir ortamda sunmak önemlidir. Azar azar ama sık yemek, çok yemek çeşidi bulundurmak, sabahları genellikle iştahın en açık zamanı olduğundan bundan yararlanarak kahvaltıyı günün en büyük öğünü haline getirmek, yemek yerken midenin boşalmasını sağlamak için yavaş yemek, her şeyi iyice çiğnemek, ağızdaki farklı herhangi bir tadı taze meyve, meyve suyu ya da emilen ekşi sert şekerlemelerle gidermeye çalışmak iştahı arttırmanın önemli püf noktalarıdır.
-Tedavi alan kanserli hastalarda bazı diyetlerin zararlı etkisi olduğu dikkati çekmiştir. Az miktarda et ve türevleri çok miktarda posa içeren diyetler demir ve çinko yetersizliğine, süt ve ürünlerinin az olması da kalsiyum yetersizliğine neden olmaktadır. Bu durumda bazı besin öğelerine karşı çok hassas olan hastalara hayvansal kaynaklı proteinlerin az verilmesi B12 yetersizliğine neden olmaktadır. Böyle durumdaki hastalarda tedavi amacı ile kullanılan ilaçların ve vitaminlerin zararlı etkileri görülmektedir.
Kemoterapi gören hastalarda mide bulantısını önlemek için…
-Kemoterapi uygulanan hastalarda mide bulantısı, kusma görülebilir. Mide bulantısı sırasında birkaç kraker ya da kızarmış ekmek yemek, elma suyu, limonata, et suyuna çorba gibi sulu bir gıda rejimi önerilebilir.
-Tatlı, yağlı, çok tuzlu ya da baharatlı yiyecekler ile salam gibi kokulu yiyeceklerden kaçınılmalıdır. Patates püresi, elma püresi gibi yumuşak yiyecekler bulantı hissini azaltır. İlaç tedavisi süreci içinde birkaç çeşit şeker yemek (sert emilen ya da yumuşak nane şekeri ya da eksi şekerlemeler gibi), çeşitli yemek yeme biçimlerini denemek örneğin; ilaç tedavisinden önce birkaç kez büyük öğünler yedikten sonra, günün geri kalan kısmını hafif öğünlerle bulantı ve kilo kaybını önlemektedir.
-Müzik, televizyon, elişleri, sohbet gibi dikkat dağıtıcı şeylerle uğraşmak, kusma olduğunda su ya da limon suyu karışımıyla ağız çalkalamak hastayı rahatlatmaktadır.
-Sıcak yiyecekler bulantı ve kusmayı arttırdığından soğuk yiyecekler (dondurma, donmuş yoğurt vb.) verilmelidir. Genellikle içecekler daha iyi tolere edilmektedir. Sade gazoz veya diğer sodalı içecekler de verilebilir.
-Ayrıca kanser hastalarında, tükürüğün yetersiz miktarda üretimi, nişastaların yetersiz sindirilmesi, ağız yaralarının oluşumunun hızlanması, tat almada azalma, katı yiyecekleri çiğnemede zorluk ve diş çürükleriyle sonlanabilir. Tükürük miktarındaki az ya da orta dereceli azalmalar için basit önlemler yeterli olabilir; saatte birkaç kez su, elma suyu, üzüm suyu ya da meyve suları gibi tahriş etmeyen sıvılar tüketilmelidir. Tükürük üretimini arttıran ekşi maddelerin tüketilmesinde de fayda vardır.
-Tütün ve alkolün yanı sıra çok baharatlı, karbonatlı, sıcak ya da soğuk çiğnenmesi zor ya da asitli yiyeceklerden vazgeçilmelidir.
-Yine bu hastalarda görülen ishalin önlenmesi ya da aza indirgenmesi için kalori ve proteinden zengin ama yağ ve lifli maddelerden fakir olan, az miktarda posa bırakan bir diyet önerilmektedir. Köy peyniri ve yağsız peynirler, yumurta, kaynamış, yağsız süt, doğal yoğurt, ayran, et suyuna çorba, ızgarada ya da fırında pişirilmiş balık, tavuk, muz, elma püresi, kabuğu soyulmuş elma, elma suyu, üzüm suyu, makarna, şehriye, pirinç pilavı, taze ve sarı kabuklu fasulye, havuç, bezelye, ıspanak, kabak tüketilmesi önerilir.
-Kepek ekmeği ve kepek gibi tahıllar, kabuklu yemişler, çiğ sebzeler, hamur işi yiyecekler, patlamış mısır, kırmızı biber, karışık baharat, karabiber, sarımsak gibi sert baharatların tüketiminden kaçınılmalıdır.
-Kanserli hastaların beslenme ihtiyacının yeterli bir şekilde karşılanması, bu hastaların bakımının önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. Çünkü iyi beslenmemiş hastalar, tedaviyi iyi beslenmiş olanlar kadar iyi tolere edemezler.
Uygun, dengeli bir beslenme ile tedavi başarısında artış ve daha uzun bir yaşam süresi şansı olmaktadır.
Sağlıklı günlere…
Paylaş