Paylaş
Mevsim değişikliği sırasında hava sıcaklığında yaşanan ısı farklılığı nezle ve soğuk algınlığı vakalarının artışına sebep olur. Bunun sebebi, yaz aylarında görülmeyen virüslerin havanın soğumasıyla birlikte aktifleşmesidir.
Çocuklarda nezle veya soğuk algınlığı bulguları ortaya çıktığında herhangi bir kötüye gidiş olmadığı takdirde antibiyotiklerin kullanılması sakıncalıdır. Çünkü vücut direnç geliştirir ve mikroplarda bir daha o antibiyotik kullanılamaz. Bu hastalıklara yol açan bakteriler değil virüslerdir. Çok küçük bebeklerde virüslerin üzerine bakteriler eklenebilir ama bu safhada ilaç kullanımına doktor karar vermelidir.
0- 6 aylık bebekler nezle olduğunda doktora götürülmelidir; çünkü komplikasyonlar bazen kulak iltihabı, sinüzit, zatürre gibi istenmeyen hastalıklara yol açabilir. Bunun dışındaki gruplarda antibiyotik kullanımının yeri yoktur.
Beslenme eksikliği olan çocuklarda bağışıklık sistemi yetersizdir. Dengeli beslenmek; protein, karbonhidrat ve yağdan belli oranlarda alınması gerekir. Ayrıca vitaminden zengin, bol sebze ve meyve ile takviye sağlanmalıdır. Özellikle A vitamini, enfeksiyonlardan korunmada, mukoza ve dış yüzeylerin korunmasında çok önemlidir. D vitamininin de ayrı bir önemi vardır, bu vitamini sadece ağızdan almak yeterli değildir. Çocuğun D vitamini alması için kış aylarında bile mutlaka en az bir saat güneşte gezdirilmesi gerekir. C vitamini enfeksiyonlarla ilgisi en çok araştırılmış ve etkisi kanıtlanmış vitamin türüdür. Bazı mineralleri de unutmamak gerekir. Örneğin; demir ya da çinko eksikliğinde enfeksiyonlara yatkınlık artar.
Bağışıklık sisteminin yaş ile de ilişkisi vardır. Bebekler doğduklarında bağışıklık sistemleri oldukça zayıftır. 6 aydan sonra bağışıklık sistemi yavaş yavaş oturmaya başlar. Karşılaştığı her enfeksiyon hastalığı aslında çocuğun bağışıklık sistemini güçlendirir, o mikrobu tanır hale getirir.
200'den fazla virüs olduğu için hayatımız boyunca en az 200 defa nezle olabiliriz. Nezle ve soğuk algınlığının çocuklarda görülme sıklığı yılda yüzde 6-8, hatta bazen 10-12 bile olabilir. 6 yaşın altındaki çocuklar daha sık hastalanır. Erişkinlerde bu oran yılda 2-4'tür.
Virüsler vücuda damlacık dediğimiz bir yolla girer. Hasta kişi öksürürken, konuşurken, hapşırırken, etrafa nefesiyle partiküller içinde görülmeyen virüs saçar. Havada bir süre canlı kalan virüsler o ortamda nefes alıp veren insanların solunum yolluyla vücuda girer veya öksürürken elimizi ağzıma götürdüğümüzde virüs bulaşır. Yüzeye dokunmak, kalemi tutmak virüsün bulaşmasına sebep olur.
Özellikle kritik dönem olan ilk 1- 4 günlük süreç, yani hastalandıktan sonra ilk 2-3 gün, içinde çok yüksek oranda bulaştırma durumu söz konusudur. Çocukların en azından bir gün okula gönderilmemesi gerekir. Nezle ve soğuk algınlığındaki ateş halsizlik yapar. Bir gün evde kaldığı takdirde hem kendisi hastalığı daha çabuk atlatır hem de etrafındakilere bulaştırmaz.
Paylaş