Paylaş
Bir önceki yazımda anne gündeminde yer alan önemli konuları listelemiş, anaokulu seçiminin her anne için çok önemli bir konu olduğundan bahsetmiştim. Eğitimci bir anne olarak konuyla ilgili yaşadıklarımızı ve notlarımı paylaşarak, anaokulu seçimindeki annelere, ailelere yardımcı olmak isterim.
Çocuğu bir yere emanet edip gitmek kadar zor bir şey olmasa gerek. Dadı seçimi ve anaokulu seçimi çocuğun hayatındaki en önemli kilometre taşlarından biri. Öyle ki bir çocuk 7 yaşına geldiğinde kişiliğinin %70’i oturmuş oluyor. 7 yaşından sonra geriye kalan %30’u tamamlıyor. O halde bu ilk 7 yılda okul öncesi eğitime çok ciddi bir gözle bakmak gerek.
Bu nedenle 3 yaşını doldurmaya yaklaştığı bir süreçte anaokuluna başlaması onun için en iyisiydi. Okul seçimi sırasında şunlara dikkat ettim:
Önce mahallemizin en çok rağbet gören ana okulunu denemiştik. Her şey iyiydi hoştu, ancak Ata öğretmenini sevememişti. Bence 2-3 yaş çocuğuna göre fazla asık suratlıydı ve de sertti. Bir de hava 10 derece olduğu halde kaloriferlerin yanmaması, çizgi film izletilmesi, seçilen çizgi filmin şiddet dolu olması nedeniyle oradan vazgeçtik. Araya zaman girdi sonra tekrar okul seçmemiz gerekti. Yine yukarıda saydıklarıma uygun okullar aradım. Sonunda annemin öğretmen arkadaşlarının ve sosyal medyadan tanıdığım annelerin önerileriyle devam ettiği okulu seçtik. Yöneticisinin eğitimci olması, sınıfın düzeni, kurumun aldığı ödüller, sertifikalar, öğretmenlerinin güler yüzlülüğü ve anlayışı, yemeklerini kendilerinin hazırlaması, temiz olmaları, bahçesindeki kümes, yapılan etkinlikler içime sinmesini sağlamıştı. Uyum sürecini başarıyla atlattık. Şartlar gereği, seçenekler içinde olanlardan en iyisini seçmek zorundaydım.
Seçimim sırasında açıkçası farklı felsefeler ve yoğun yabancı dil gibi özellikler aramadım. Çünkü bu tür okulların/yaklaşımların kendilerince özel eğitimleri ve sertifikaları vardır. Örneğin; materyallerin dizildiği bir sınıfın olması değil, eğitimcisinin bu formasyondan geçmiş olması o okulu gerçek anlamda Montessori okulu yapar.
Yukarıdaki maddelere eklemem gereken özel bir madde: Önce gözlerinin içi gülen eğitimci var mı yok mu ona baktım. Çok şükür ki çocuğum birbirinden güleç 2 öğretmene emanet. Eğer okul seçecekseniz, öğretmene daha çok dikkat edin. Çünkü eğitimin başı öğretmendir. Öğretmeni tanımaya yönelik ipuçlarını sıralarsam;
Bunlar çok önemli.
Her anaokulu kendisini mükemmel olarak göstermek ister. Montessori eğitimi veriyoruz, Waldorf yaklaşımını benimsiyoruz, Regio Emilla yöntemini uyguluyoruz diyebilirler. Bunları söylemek kolay ancak uygulaması apayrı eğitim, formasyon ister. Eğitmenlerin bahsedilen eğitim yaklaşımları konusunda sertifikası var mı yok mu? Bunu mutlaka öğrenin. Plazmalara, akıllı tahtalar iyidir hoştur ama; kendini tanıma ve hayatı keşfetmeye yardımcı olan okul öncesi eğitimcisinin kalitesinin yanında, önemi devede kulak gibi kalır.
Ayrıca okul öncesi eğitimin temelleri ve bahsettiğim eğitim yaklaşımlarının özellikleriyle ilgili olarak kaynak taraması yapmanızı öneririm.
Çünkü bence, yani Aylin Annece, anaokulu seçimi üniversite seçimi kadar önemli bir konu.
Paylaş