Paylaş
İştahsız bir çocuğunuz mu var? Ama kime göre, neye göre iştahsız? Maalesef konu çocuklara yemek yedirmek olunca, annelerin yaratıcılıkları sınır tanımıyor! “Uçak geliyooor, haaam yap!” Bu, çocuğunuz ve kendiniz için artık vazgeçmeniz gereken bir yöntem! Çünkü çocuk beslenmesinde özgürlük dönemi başladı.
Yemek yedirmek için peşinden koşmayın, televizyon karşısına oturtmayın. Çocuk beslenmesinde altın kural, çocuğunuzun “ne zaman, nerede, ne yiyeceğini” siz; “ne kadar” yiyeceğini ise çocuğunuz belirler. Yapacağınız en güzel davranış yemeğini önüne koymak ve onu özgür bırakmaktır.
Aç olmadığında, canı istemediğinde veya doyduğunda, önündeki tabağı bitirmesi için çocuğunuzu zorlamayın. 20-30 dakika öğün saatinin bitmesini bekledikten sonra, artık çocuğunuz ne kadar yediyse söyleyeceğiniz tek bir söz var: “Doyduysan, ellerini yıkayıp oyun oynayabilirsin!”
“Bir kaşık daha annecim”, “Bu kaşık benim için”, “Bu kaşık baban için” ısrarına artık son verin! Çocuğunuzun sesine kulak verin. Günde fazladan 10 g alan çocuğunuz; 1 yılda 3,5 kilo alır. 10 yılda ise 30 yerine 65 kiloya çıkar! Lütfen çocuğunuzun da özgür bir birey olduğunu unutmayın. Doyup doymadığı kararını kendisine bırakın.
Çocuğunuzu kandırabileceğinizi düşünüyorsunuz değil mi? İtiraf edelim, onlar bizden daha zekiler. Belki bayılarak yiyeceği bir lezzet var önünde ama yemeğin sonuna konulan ödül veya ceza, o yemeğe daha çok tepki göstermesine neden oluyor. Çünkü biliyorlar ki yemeğin sonunda ödül/ceza varsa, tadı zaten kötüdür. Sonunda ise kazanan çocuğunuz olur, hem yemeğini yemez hem de ödülünü alır. Böylece adı da “iştahsız çocuk” olur.
İlgisini çekmek için renkli, desenli tabaklar kullanın. 2,5 yaşından sonra mutfağa birlikte girin ve yemekleri, sofrayı birlikte hazırlayın. İnternette yer alan görsellerden faydalanarak, birlikte eğlenceli tabaklar hazırlayın. Hazırlık esnasında içinde bulunduğu yemekleri daha kolay yiyecektir.
Çocuğunuzda ana öğün düzeni oluşturmadan, ara öğün düzenine geçmeyin. Düzenli bir şekilde sabah, öğle, akşam yemeklerini yiyen çocuğunuz içinse ara öğün zamanı artık gelmiş demektir. Rahatlıkla yiyebileceği meyve tabakları, yanında yoğurt/domates soslarıyla birlikte panelenmiş sebze tabakları, mini sandviçlerden oluşan ara öğün alternatifleri oluşturun. Çocuğunuzun sık bulunduğu odanın (oyun odası, salon gibi) bir köşesini, ara öğün köşesi yapın (göz önünde olması önemli). Ara öğün alternatiflerini, her gün farklı farklı olmak üzere bu köşeye koyun. Çocuğunuz görmeye alıştıkça, yemeye de alışacaktır.
Çocuğunuzun iştahını sadece süt içmemesine, yoğurt, beyaz peynir veya taze fasulye yememesine göre yorumlayamazsınız. Çocuğunuz gün içinde yoğurdunu, peynirini yiyorsa, “süt içmemesi” yetersiz beslendiği anlamına gelmez. İhtiyacı olan kalsiyumu yoğurt ve peynirle karşıladığı anlamına gelir. Çocuğunuz kahvaltıda “beyaz peynir” yemiyor ama sunduğunuzda kaşar peyniri, labne peyniri yiyordur veya çocuğunuz “sebze yemeği” yemiyor ama salata yemeye bayılıyordur. Kısacası “Çocuğum çok iştahsız, yemek yemiyor” demeden önce kendinizi ve çocuğunuzun beslenme davranışlarını sorgulayın, sonra karar verin.
Kilo kaybı bizim için en önemli ölçüt. Çünkü çocuğunuzun yemek yememe nedeni; aç olmadığı veya yemeğin tadını beğenmediği için olabileceği gibi ciddi sağlık problemlerinden de kaynaklanabilir. Eğer çocuğunuz yemeyip bununla birlikte kilo da kaybediyorsa mutlaka çocuk doktorundan ve çocuk diyetisyeninden yardım alın.
Anne Çocuk Diyetisyeni
Ayça Terazi
Paylaş