Çocuklarımızın bağışıklığını güçlendiriyoruz!

Kış ayları soğuyan havaların etkisiyle, hastalıkların daha sık görüldüğü aylardır. Çocuklar hastalık sürecini minik ama güçlü bedenleriyle daha kolay atlatırlar. Ama yine de gözlerindeki ışıltının ve coşkunun sönmesi, anne-babaları çok yıpratır. “Çocuklarımız hiç hasta olmasın” diye, onların bağışıklığını güçlendirecek bilgiler sizlerle…

GÜÇLÜ BAĞIRSAKLAR İÇİN, PROBİYOTİK TAKVİYESİ!

Bağırsaklar sağlıklı ve güçlüyse, minikler de öyle unutmayın. Düzenli probiyotik kullanımı bağırsakların sağlıklı savaşçılarla dolmasını ve hastalık yapan mikroorganizmaların yer bulamamasını sağlar. Ama maalesef besinlerle probiyotik ihtiyacını karşılayamıyoruz. Bu nedenle, mide asidini geçebilen çift kaplama teknolojisine sahip probiyotik takviyeleri önem kazanıyor. Özellikle çocuğunuz hasta ve antibiyotik kullanıyorsa, probiyotik takviyesini ihmal etmeyin.

HASTALIK KARŞITI, PROPOLİS!

Arıların bitkilerden topladığı antioksidan bileşiklerle; bağışıklık sistemini destekler, vücut direncini arttırır, üst solunum yolu enfeksiyonlarında etkilidir, ağız ve diş eti hastalıklarında koruyucudur. Dikkat! Eğer çocuğunuz astım hastasıysa, alerjik yapıya sahipse ve 2 yaşın altındaysa; alerji testi yaptırmadan ve çocuk doktorunuza danışmadan kullanmayın.

ENERJİ DOLU BEDENİN SIRRI, C VİTAMİNİ!

C vitamini, en hassas ama en enerji dolu vitamindir! İnsan vücudu tarafından üretilmez, bu nedenle mutlaka besinlerle alınması gerekir. Ama miktara dikkat! “Ne kadar çok portakal yerse, o kadar çok vitamin alır” inanışı yanlış! Çünkü c vitamini depolanmaz, fazlası idrarla atılır. Çocuğunuzun ihtiyacı 1-3 yaşlarında 40 mg, 4-10 yaşlarında 45 mg’dır. Meyvelerden kuşburnu ve kivi; sebzelerden ise biber ve brokoli iyi kaynaklardandır.

BEYİN VE GÖZDE EN ÇOK BULUNAN MİNERAL, ÇİNKO!

Eksikliğinde ilk belirtiler; gelişme geriliği ve enfeksiyon hastalıklarında artıştır! Yeterli çinko tüketimi olmadığında; çocuğunuzun bağışıklığı zayıflar, özellikle üst solunum yolu enfeksiyonlarında artış gözlenir. Çocuğunuzun düzenli olarak yumurta, et ve süt ürünleri tüketmesini özen gösterin. Ara öğünlerinde çiğ badem ve cevize yer verin.

DOĞAL ANTİBİYOTİKLER, SOĞAN VE SARIMSAK!

Yapılarındaki antioksidan ve antimikrobiyal etki gösteren sülfür bileşikleri; vücut direncini arttırır, serbest radikal oluşumunu engeller. Enfeksiyonlara karşı savaşarak, çocuğunuzun bağışıklığını güçlendirir. Yemek ve salatalarınızdan ihmal etmeyin. Pırasayı da unutmayın! Soğan ve sarımsak ailesine ait; fakat onlardan daha tatlıdır. Kalp sağlığını ve damar kalitesini korur; antioksidan içeriği ile hastalıklara yakalanma riskini azaltır. Çocuğunuz pırasa yemeğini sevmiyorsa, köftelerin içinde yer verebilirsiniz. 100 g tavuk göğsünü robotta çekin ve 30 g light kaşar peyniri rendesi, 50 g minik doğranmış pırasa ve 1 tatlı kaşığı yağ ile karıştırın. Karışımı istediğiniz boyutta şekillendirip fırında pişirin. Çocuğunuz bu köfteleri severek tüketecektir.

BİR TUTAM SAKİNLİK, KEREVİZ!

Yapısındaki birçok vitamin ve minerallerle bağışıklığını güçlendirirken, aynı zamanda zihinsel ve fiziksel performansı da arttırır. Kereviz keskin tadı nedeniyle ne yazık ki çok sevilen bir sebze değildir; ama içine ilave edeceğiniz portakal veya mandalina suyuyla bu problemi çözebilirsiniz. Az yağlı veya yağsız yoğurtla yaptığınız kereviz salatasına, elma rendelemeniz de çocuğunuzun severek tüketmesine yardımcı olacaktır.

DİNOZOR AĞAÇLARI, KARNAHABAR VE BROKOLİ!

Kış sofralarının vazgeçilmez antioksidan sebzeleridir. Bakterilere, enfeksiyonlara ve toksik maddelere karşı koruyucu özellikleri vardır. Hafif diri kalacak şekilde haşlarsanız, çocuğunuzun tabağını süsleyecek minik dinazor ağaçları elde edersiniz. Bunu çocuğunuzla paylaştığınızda da, hayranlıkla ağaçları yiyeceğine eminim 