Anne baba arasındaki çatışma ve boşanmalar, zorbalığın başlıca sebeplerinden...
Haberin Devamı
Zorbalık; bir kişinin, bir başkasına kasıtlı olarak ve durmadan zarar vermesi ya da rahatsızlık yaratması şeklinde oluşan agresif davranışlardır. Zorbalığa maruz kalan kişi tipik olarak kendini savunamayan ve zorbalığa neden olacak hiçbir eylem yapmayan kişidir. Uluslararası araştırmalar, okul zorbalığının sık karşılaşılan ve ciddi bir halk sağlığı problemi olduğunu gösterir. Psikologlar da bu araştırmalardan yola çıkarak, okullarda zorbalıktan korunma programları hazırlar.
ZORBA ÇOCUKLAR KAVGA VE GÜRÜLTÜDEN BESLENİYOR
Okuldaki zorbalık aslında çok eski bir problemdir. Amerika’da yakın zamana kadar çoğu insan bu probleme karşı “çocuklar böyle şeyler yapar” tutumunu benimsediler ancak okuldaki zorbalıklar bazen ölümle bile sonuçlanabilecek kadar şiddet içermeye başlayınca eğitimciler ve politikacılar zorbalıkla ilgili araştırmalara yönlendiler.
Türkiye’de özellikle son bir kaç yıldır ilköğretim okulları ve liselerde öğrencilerin öldürülmesi ile ilgili haberler basında yer aldı. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 2006 yılında gerçekleştirilen "Okullarda Şiddetin Önlenmesi ve Şiddetle Mücadele İçin Yerel Ortaklıklar" adlı toplantıda, okulda şiddet ve zorbalığın ulusal bir problem olduğu, kamuoyu ve ilgili tarafların okulda zorbalık olgusunun farkına vardıkları belirtilmiştir. Yine bu toplantıda, değişik biçimlerde ortaya çıkan şiddet ve zorbalık olaylarıyla uygun biçimde ilgilenilmesi gerektiği üzerinde durulmuştur.
Zorbalığın nedenleri arasında; anne baba arasındaki çatışma ya da boşanmalar, anne babanın ayrı yaşaması, çocuğun duygusal anlamda sıkıntılar çekmesi, empati kuramaması yer alır. Çocuk ‘sevilmiyorum’ duygusu yaşar, fark edilme isteği duyar, dikkat çekmek ister.
Aslında zorba çocuk da, mağdur çocuk da kendini dışlanmış ve sevilmiyor hisseder.
Zorba kişi etrafına birilerini toplamış olabilir ama o da temelde yalnızdır. Sevildiğini, onunla ilgilenildiğini hissetmesi gerekir.
Zorba çocuklar kavgadan ve gürültüden beslenir ancak onların da doğru iletişimi öğrenmeye ihtiyaçları vardır.
Mağdur çocuklar genellikle hassas, sosyal içe dönüklüğü olan, utangaç, farklı düşünen, farklı davranan, insanlara ya da durumlara karşı farklı reaksiyonlar gösterebilen çocuklar olabilirler. Daha pasif olup kontrolde olmak yerine başkalarının kontrolde olmasına seslerini çıkarmayabilirler.
ZORBA ÇOCUKLARIN KARAKTERİSTİK ÖZELLİKLERİ
Hükmetmeye yönelik yoğun ihtiyaçlarının olması
Dürtüsel ve çok çabuk sinirlenen bir yapılarının olması
Yetişkinlere karşı gelen, meydan okuyan ve agresif tutumlarının olması (Buna anne babaları ve öğretmenleri de dahil)
Mağdur olana karşı empati hissetmemeleri
Erkekse diğerlerine göre fiziksel açıdan daha yapılı
MAĞDUR ÇOCUKLARIN TİPİK ÖZELLİKLERİ
Hassas, sessiz, utangaç, içine kapanık, tedbirli
Genellikle endişeli, güvensiz, mutsuz ve kendine güveni düşük
Depresif ve intihar düşünceleri olabilen
Genellikle yakın arkadaşları fazla olmayan ve yetişkinlerle daha iyi anlaşan çocuklar
Erkek çocuksa akranlarına göre fiziksel olarak daha zayıf ya da daha kısa boylu
SİBER ZORBALIK
Fiziksel ve duygusal zorbalık dışında siber zorbalık da teknolojinin gelişmesiyle ister istemez hayatımıza giren bir başka zorbalık türüdür. Gençler sanal ortamda daha fazla vakit geçirdiğinden bu durum son yıllarda giderek arttı. Siber zorbalık; kırıcı, tehditkar mesajlar ve e-mailler yollamak, bir başkasını utandıracak resim ve videolar paylaşmak, dedikodu yaymak şeklinde olabiliyor. Araştırmacılara göre bu tür siber zorbalığa maruz kalan çocuklar diğer zorbalıklara göre daha az inciniyor ve üzülüyor. Bu zorbalığa maruz kalan çocukların %38’i korkuyor ya da çok üzülüyor. Uzun süre zorbalığa maruz kalan çocuklar da bir süre sonra kendileri zorbalık yapmaya başlayabiliyor. Bu hem siber ortamda hem de sözel zorbalık olarak gözükebiliyor. Araştırmalara göre, zorbalığa maruz kalan çocuklardan %68’i kendilerinin zorbalığa maruz kaldıktan sonra arkadaşlarını, ailelerini taciz etmeye, rahatsız etmeye başladığından bahsediyorlar.
Haberin Devamı
“ÇOCUKTUR YAPAR” DEMEYİN
Akran zorbalığının çözümünde iş birliği çok önemli. Hem mağdur hem de zorbalık yapan çocuğun topluma tekrar kazandırılması lazım. Bunun çözümü için okuldaki öğretmenlerin, yöneticilerin, diğer çocukların ailelerinin yaklaşımı çok önemli. ‘Çocuktur yapar’, ‘Çocuklar kendi aralarında sorunlar yaşar, barışırlar’ diye bakmamak lazım. Bu durumu ciddiye alıp okullarda farkındalık çalışmaları yapılmalı; seminer, tiyatro, drama her türlü görsel, işitsel bilgiyi kullanmak gerekir.