Paylaş
Kulak kanalımız bir ucu dışa açık, diğer ucu kulak zarı ile kapalı bir tüpe benzetilebilir. Kendisini temizleme özellikline sahip, giriş kısmında tüyler ve yağ bezleri bulunan, iç kısımlarda ise bu yapıların olmadığı çok ince ve hassas bir cilde sahiptir. Kulak kanalında olağan koşullarda miktarı kişiden kişiye değişen, hafif yağlı-mumsu, koruyucu bir salgı bulunur. Kulak içi ıslandığında, ısı ile beraber mikropların üremesine uygun bir ortam oluşturabilir. Kulak kanalında (dış kulak yolu) iltihaplanmaya bazen kulak mantarları fakat daha sıklıkla bakteriler neden olurlar.
Bazen su kaçmadan da dış kulak yolu enfeksiyonu gelişebileceği bilinmelidir. Kulağa bir şeyler sokulması, sık sık karıştırılması, tırnaklanması iltihaplanmaya zemin hazırlayabilir. Ayrıca cilt tipi yağlı olanlarda ve egzama hastalarında bu tip durumları daha sık görüyoruz.
Su kaçması bir yana, nedeni her ne olursa olsun kulak tıkanıklığı ve kaşıntısı olduğunda, durumu daha fazla kötüleştirmemek için kulağı kurcalamamak gerekir. Ayrıca kulakta uğultu, doluluk hissi ve çınlama da olabilir. Bu tip erken belirtileri hafif ya da şiddetli bir ağrı takip ediyorsa artık durum dış kulak yolu enfeksiyona dönüşmüştür. Bunu anlamanın hasta açısından kolay bir yolu, kulak girişine doğru parmakla bastırma ile ağrı duyulmasıdır. Orta kulak iltihaplanmalarında parmak basısıyla ağrı çoğu kez olmaz. Daha ciddi vakalarda kulak çevresinde şişme, buna bağlı duymama ve kulak kanalından akıntı da olabilir. Bu gibi durumlarda oyalanmadan bir KBB uzmanına başvurulmalıdır.
* Gireceğiniz suya dikkat edin. Temizliğinden emin olmadığınız, kirli olduğunu düşündüğünüz, şüphelendiğiniz sulara girmeyin.
* Kulaklarınızı kuru tutun. Kulak kanalının kuru olması durumunda iltihaplanma olasılığı azalır. Suya girerken kulak tıpası kullanabilirsiniz. Kulak tıpalarının da temizliğine önem verilmelidir.
* Suya girdikten sonra ya da duştan sonra, kulağa kaçan suya bağlı tıkanıklık ve hışırtı hissettiğinizde bundan kurtulmaya çalışın. Başınızı tıkanan kulak tarafına doğru sallayarak bazen suyu kulak kanalından akıtabilirsiniz. Bazı hastalarımız kuru bir bez/havlu ile ya da saç kurutma makinesi kullanarak sorunu çözebiliyorlar. Ancak saç kurutucular en düşük seviyede ve kulağa en az 30 cm uzaklıktan tutularak kullanılmalıdır.
* Evde koruyucu kulak damlaları hazırlanabilir. Bazı alkol içerikli damlalar, kaçan suyu buharlaştırabilir. Bazı antiseptik damlalar da iltihaplanma sırasında faydalı olabilir. Kulak zarının delik olmadığı durumlarda bunlar kullanılabilir.
Temiz küçük bir şişeye eşit miktarlarda alkol (%70 etil alkol) ve sirke koyduktan sonra bu karışımı kulağa su kaçması sonrası bir damlalıkla 4-5 damla kulak kanalını dolduracak şekilde damlatabilirsiniz. Bu konuda piyasada bazı alkollü hazır damlalar da bulunabilir. Fakat kronik/müzmin kulak zarının delik olduğu kulak hastalığı olanlar ve kulağına tüp takılmış olanlar mutlaka kulaklarını sudan korumalı, bu tip durumlarda damla kullanmamalı.
* Bone kullanımı her zaman koruyucu olmamasına karşın, çevreden sıçrayan suların kulağa kaçmasını önleyebilir. Bu konuda hassasiyeti olan kişiler bone kullanabilir.
* Kulaklarınızı kurcalamayın, karıştırmayın, kaşımayın. Kulak kanalında bulunan salgılar mikroplanmayı önlemek için doğal bir tabakadır. Bu bozulduğunda ve kulak kanalı cildi tahriş olduğunda iltihaplanma olasılığı yükselir. Basit önlem ya da tedavilerle geçebilecek bir koşul, tedavisi daha zor ve hasta için daha sıkıntılı hale gelebilir. Bu nedenle pamuklu kulak çubukları dahil, kürdan, kibrit, tığ ve saç tokası gibi kulak kanalına girebilecek her türlü ince unsurla tahrişten kaçınılmalıdır.
* Bazı insanlarda kulak kanalında çok miktarda birikinti (kulak kiri ya da buşon) olabilir. Bu durum bazılarında sık tekrarlayabilir. Kulaklarına su kaçtığında tıkanıklık ve takip eden sorunlara yol açacağını bilen bu hastalar, genellikle tatil öncesinde bizlere bir kontrole ve kulaklarını temizletmeye gelirler.
Her kulak tıkanması, kulak kiri ya da su kaçması ile ilgili olmayabilir. Bazen kulağın işitme sinirlerinin de geçici ya da kalıcı felçleri olabiliyor. Bu durum ‘ani işitme kaybı’ şeklinde karşımıza çıkıyor. İç kulak tipi işitme kaybı gördüğümüz bu durumda vakit geçirmeden tedavi başlamak ve nedene yönelik araştırma yapmak gerekiyor. Çok nadir görülen bu durumda hastanın kulak tıkanıklığının nedenini ayırt edebilmesi olanaksızdır ve ancak bir uzman tarafından teşhis edilebilir.
Tüm önlem ve önerilerin uygulanmasına karşın dış kulak yolunda iltihaplanma geliştiğinde bunun esas tedavisi kulak kanalının bir uzman tarafından titizlikle temizlenmesi, pansumanı ve bundan sonra etkene yönelik verilen damlalardır. Bazı ileri fakat nadir durumlarda antibiyotik ve şişmeyi-ağrıyı önleyici ilaçlar da verilebilir, bu şekilde bunlar da çoğu kez başarıyla tedavi edilebilir. Sonuçta biraz hassasiyet gösterildiğinde, kulağa su kaçması veya kulak kanalının enfeksiyonları kolaylıkla önlenebilir ve kişi bu sayede tatilinin keyfini çıkartmaya devam edebilir.
Paylaş