Paylaş
Propolis, arıların, bitkilerin yaprak, sap ve tomurcuklarından topladığı tamamen doğal bir arı ürünüdür. Kovandan toplandığında balmumu ile karışık haldedir ve balmumunu vücut sindiremediği için ham propolisin mutlaka özütlenerek tüketilmesi gerekir. Bu özütleme işlemi sırasında ham propolisteki balmumu ayrıştırılır, fenolik ve flavonoid bileşenler saf olarak elde edilir. Bu haliyle propolis artık vücutta sindirilebilir. Bugüne kadar propolisle ilgili 120 bine yakın bilimsel araştırma yapılmıştır. Tüm bu çalışmalarda propolis özütlenerek kullanılmıştır. Arılar, propolisi kovanda her petek gözünün dibine kaplayarak kullanır. Burada amaç arının evini yani kovanını bakteri, virüs ve mantarlardan korumasıdır. Böylece kovanda arının yavrusu sağlıklı bir şekilde gelişir ve arının ürünleri bozulmadan olgunlaşır. Propolisin kimyasal içeriği ve reçinemsi yapısı nedeniyle tek başına su ile özütlenmesi mümkün değildir. Zaten eğer bu mümkün olsaydı her yağmur yağdığında kovanda petekler eriyip giderdi. Bilimsel kaynaklarda da propolisin özütleme aşamasında su ile birlikte etanol, glikol, gliserol gibi maddelerin kullanılması gerektiği belirtilmektedir. Bu sayede propolisteki değerli bileşenler yani fenolik ve flavonoidler elde edilebilir ve propolisin litaratürde bahsedilen insan sağlığına yararları görülebilir.
Propolisin Özütlenmesi
Propolisin yaklaşık %50’lik kısmını balsam yani reçine (bitkilerden gelen faydalı antioksidanlar), geri kalan büyük çoğunluğunu ise (%30 - %45) balmumu oluşturur. Propolisin şifası, reçine olarak belirtilen kısmından gelir. Arıların, bitkilerin faydalı kısımlarından topladığı bu reçinenin içerisinde, m-Kumarik asit, Rutin, Apigenin, Kamferol, Krisin, Galangin, Kafeik asit, p-Kumarik asit, Ferulik asit, Sinnamik asit, Pinosembrin, Quersetin, Artepilin C, Genistein, Kafeik asit fenetil ester fenolik, flavonoid bileşenleri yer alır. Bu bileşenler, propolise antioksidan, antibakteriyel, antiviral, antifungal, antienflamatuar ve antikanserojen özellik kazandırırlar. Propolisin geri kalan büyük kısmını oluşturan balmumu ise insan vücudunda sindirilebilir özellikte değildir. Dolayısıyla, propolis kovandan elde edildiği ham hali ile insan tüketimine uygun değildir. Uygun hale getirilmesi için mutlaka ekstrakte edilmesi yani özütlenmesi gerekir. Bu özütleme aşamasında, propolisin içerisindeki balmumu uzaklaştırılarak, propolise faydalı özellik kazandıran bileşenler ekstrakte edilir. Bu uzmanlık gerektiren bir işlem olup mutlaka uzman gıda mühendisleri kontrolünde ve uygun altyapı ve ekipman ile yapılmalıdır. Ev ortamında yapılabilecek bir işlem değildir. Propolisin ekstrasiyonu sırasında kullanılan çözücülerde balmumu da çözündüğünden sadece ham propolisi çözücü ile karıştırarak propolisin özütlenmesi mümkün değildir.
Propolisin şifası
Propolis reçinesi içerisinde yer alan faydalı bileşenlerin %95’inden fazlası sadece etanol, glikol, gliserol gibi çözücülerde çözünür özelliktedir. Propolisin özütlenmesinde kullanılan bu maddeler, çeşitli hayvansal ve bitkisel gıdalarda da doğal olarak bulunur. Portakal, muz, patates, turşu, kefir, boza, peynir, taze meyve suları gibi gıdaların doğal bileşiminde yer alır. Her gün 20 damla propolis özütü tüketildiğinde, alınan etanol, glikol veya gliserol miktarı 0,15 gr. yani bir bardak portakal suyundan alınan etanol miktarının (0,6 gr.) dörtte birine denk gelir. Dolayısıyla önemsiz bir miktardır. Aksine, propolis alırken mutlaka ne ile özütlendiğini kontrol edin. Etiketinde propolisin özütlenmesinde kullanılan çözücülerin yazılı olması gerekir. Propolisin faydasından yararlanabilmek için mutlaka su ile birlikte etanol, glikol, gliserol gibi çözgenlerin de kullanılmış olduğundan emin olun. Aksi takdirde propolisin, antioksidan, antimikrobiyal, antienflamatuvar, antikanserojen, antiviral etkilerinden yani şifasından bahsetmemiz mümkün değildir.
Propolis tüketim önerisi
Günlük antioksidan ihtiyacının karşılanması için yetişkinler en az %10 oranında saf Anadolu propolisi içeren bir damladan, yetişkinler için günde en az 20 damla, çocuklar için ise günde en az 10 damla tüketmelidir. Hastalık durumunda ise iyileşene kadar bu miktarı 4 katına yani yetişkinler için 80 damla, çocuklar için 40 damla olacak şekilde arttırabiliriz.
Paylaş