Paylaş
Anayasa Mahkemesi geçtiğimiz günlerde emsal olacak nitelikte bir karara imza attı. Buna göre şiddet mağduru olan ve bu nedenle iş yeri değişikliği talep eden kadının talebinin reddi, kadının maddi ve manevi varlığını koruma hakkının ihlali anlamına geliyor.
Sınıf öğretmeni olan ve eski eşi ile aynı kamu kurumunda çalışan kadın, eski eşi tarafından darp edilmiş ve bıçaklanarak yaralanmıştı. Şiddet gören kadın, eski eşi hakkında savcılık nezdinde şikayette bulunmuştu. Eski eşi hakkında Aile Mahkemesi tarafından “Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun” uyarınca koruma kararı ve tedbir uygulanmasına karar verilmişti. Üstelik bu koruma kararı şiddet uygulama tehlikesinin devam etmesi nedeniyle çeşitli tarihlerde uzatılmıştı.
Şiddet mağduru kadın, çalıştığı yerdeki il milli eğitim müdürlüğüne başvurarak, mesai saatlerinde işe gidip işten dönerken, aleyhinde tedbir kararı uygulanan eski eşi ile karşılaştığını söylemiş, hayati tehlikesi olduğundan görev yerinin değiştirilmesi talebinde bulunmuştu. Bakanlık ise başvuran kadının bu talebini reddetmişti.
Milli Eğitim Bakanlığı’ndan talebine olumlu yanıt alamayan kadın, can güvenliğinin tehlikede olduğunu belirterek iş yeri değişikliği talebinin reddedilmesi nedeniyle kişinin maddi ve manevi varlığını koruma hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu.
Anayasa Mahkemesi ise kararında anayasal kişinin maddi ve manevi koruma hakkının devlete pozitif ve negatif ödevler yüklediğini, söz konusu hakları korumaya yönelik tedbirler alınmasının devletin pozitif yükümlülükleri kapsamında olduğunu belirtmiş ve başvuru ile ilgili bu yönde bir inceleme yapmıştır.
6284 sayılı “Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Hakkındaki Kanun”da koruyucu tedbirler kapsamında hâkimin mağdurun iş yerinin değiştirilmesine hükmedebileceği düzenlenmiş, hâkim tarafından verilen iş yerinin değiştirilmesi yönündeki tedbir kararının, kişinin tabi olduğu ilgili mevzuat hükümlerine göre yetkili merci veya kişi tarafından yerine getirileceği belirtilmiştir.
Başvurucu lehine ilgili kanun uyarınca koruma tedbiri verilmiş olduğundan, ayrıca başvurucunun can güvenliğinin tehlikede olduğu yolundaki iddialarını somut temellere dayalı olarak ileri sürdüğü değerlendirilerek Anayasa Mahkemesi başvurucunun maddi ve manevi varlığının korunması hakkı bağlamında ilk derece mahkemesi kararının ilgili ve yeterli olmadığı ve bu hak kapsamında devlete ait pozitif yükümlülüklerin gereği gibi yerine getirilmediği sonucuna varılmıştır. Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 17. maddesinde koruma altına alınan kişinin maddi ve manevi varlığını koruma hakkının ihlal edildiğine bu nedenle başvurucuya tazminat ödenmesine karar vermiştir.
Söz konusu karar şiddet mağduru kişilerin çalışma haklarının da korunması, aynı zamanda koruma tedbirlerine ilişkin mahkeme kararlarının uygulanmasındaki problemlerin çözülmesi bakımından emsal teşkil edecek bir karardır.
Paylaş