Paylaş
Bayram dönüşü canım anneannemi getirdik İstanbul'a, bize, evimize...
Bembeyaz saçları, tertemiz kalbi ile evimizin nuru, bereketi o...
Hani herkesin hayatında vardır ya, ”kanatsız insan melekler” benim, bizim meleğimiz de canım anneannem....
O gün eve gelir gelmez elindeki eşyaları bize verdi Çağla'm ve dedi ki "Hadi Nono sana bahçeyi gezdireyim; eğer biz evde yokken inersen aşağıya, öğren buraları " ..
Sanki kendisini sorumlu hissetti Nono’sundan; kimse ondan böyle bir şey beklemez, talep etmezken....
İki genç kız, çıktılar yola :)
Anlatmış, göstermiş her yeri, tek tek; karşılarına çıkan arkadaşlarını tanıştırmış bir bir...
Eve geldiklerinde ikisinin de yüzünde sıcacık bir mutluluk vardı ve hatta “anne yaşasın! yarın bana kapıyı Nono’m açacak” diye çok sevindi canım küçüğüm....
Nono’muzun verdiği tariflere göre hazırlandı lezzetli akşam yemeklerimiz, okul dönüşü, iş dönüşü çok iyi geldi hepimize...
Biten yemeğin ardından, “Hadi siz gidin şimdi, yarına hazırlıklarınızı yapın, ben toplarım mutfağı” diyecek kadar düşünceli,hamarat bir nono, ona yardım etmeden mutfaktan çıkmayacak kadar şefkatli bir kız çocuğu...
Ayrıca Nono’muzun ihtiyaçlarını öyle önemsiyor ki, gidermek için çok ihtimam gösteriyor bizim şefkatli küçük hanım...
Bazen bir yetişkin gibi, “Nono, bir şeye ihtiyacın var mı?
Bazen bir arkadaş gibi “Nono, hadi markete gidelim mi?"
Bazen bir öğretmen gibi “Nonocuğum, bunun yeri burası"
Bazen yaşının çocuğu "Nono, oyun oynayalım mı?"
Çağla’m ne isterse “tamam kuzum“ diyen, bazen bir çocuk, bazen bir arkadaş, bazen bir öğrenci, bazen yaşının bilge kadını edası ile her şekilde küçük hanımın seviyesine inmeyi başaran, sevgi dolu, tatlı dilli, dünya tatlısı bir Nono...
Kızım 10, Nono’muz 80 yaşında...
Hayranım yıllardan beri aralarındaki bu iletişime, sevgiye, yakaladıkları harika uyuma, birbirlerine verdikleri değere....
Hayranım, birbirleri ile kalpten kalbe kurdukları sevgi bağlarına...
Hayranım birbirlerini bu kadar önemsemelerine ve birbirlerine kattıklarına....
Hayranım birbirlerini bu kadar sevmelerine....
Hayranım, “nesil çatışması” denen şeye inat, biribirleri ile çok iyi anlaşabilen bu iki farklı nesile...
Dilerim ki, tüm farklı nesiller biribirlerini her daim çok iyi anlayabilsinler, biribirleri ile anlaşabilmek için çaba sarfetsinler. Biliyorum, eğer isterlerse bunu başarabilir, çok güzel bir ağız tadı ve yakınlık yakalayabilirler, aynı kızım ve anneannem gibi....
Arzu ben, bu aralar kızı ve anneannesinin sıcak sohbetlerine tanıklık eden, ve ileride kendisini de böyle bir tabloda hayal eden....
Paylaş