Paylaş
Ünlü bir tekstil firmasının çalışkan, azimli, titiz, disiplinli ve kararlı patroniçesi Suzan Toplusoy ile ikiz annesi olup çalışan ve sosyal bir anne olmanın avantajları ve dezavantajları üzerine şahane ve sıcacık bir sohbet gerçekleştirdik.
Gazete ve dergilerden sizi zaten tanıyoruz. Ne kadar yoğun iş ve cemiyet hayatınız olduğunu biliyoruz. Ancak ikiz annesi olan Suzan Toplusoy’u tanımak istiyoruz. Biraz anlatır mısınız bize Suzan Toplusoy nasıl bir annedir? Farklı cins ikiz bebeklerde hangi zorluklar yaşanır ve nasıl aşılır? İş hayatı ve cemiyet hayatınıza ikiz bebekleri nasıl adapte ettiniz? Neler yaşadınız? İkiz annelerine neler tavsiye edersiniz?
Normalde sabırsız ve tez canlı bir kişiliğim vardır. Ancak çocuklarım beni bu anlamda çok değiştirdiler, bana sabırlı olmayı ve beklemeyi öğrettiler. Onları kucağıma aldıktan sonra üç duygunun ne anlama geldiğini keşfettim. Sevgi, endişe ve korku.
Kendim için hiçbir şey beni korkutmazken, cesurca hareket edebilirken, çocuklarım söz konusu olduğunda korku ve endişeler sarardı beni. Gerçi hâlâ böyleyim ama onlar artık 11 yaşındalar ve büyümeye başladılar. Büyüdükçe kendi hayatlarını ve sosyal çevrelerini kuruyorlar. Dolayısı ile sürekli yanlarında olup onları korumak ve ne yaptıklarını görmek söz konusu olamıyor. Zaten böyle bir şeyi istemiyorum da. Kendi kendilerine ayaklarının üstlerinde durmaları, kendi işlerini kendileri yapabilen ve etraflarındaki insanlarla iletişim kurabilen çocuklar olmaları, benim için çok değerli ve önemli.
Çok erken yaşta çalışmaya başladım. Severek ve çok mutlu olarak yaptığım bir işim var ama home office çalışmak maalesef mümkün değil benim işimde. Bu yüzden çalışma hayatıma, çocuklar 40 günlüktü geri döndüğümde. Tabii kendi işim olduğu için eve geliş ve gidiş saatlerimi daha esnek olarak ayarlayabiliyordum.
Ancak işim gereği her ay bir ya da daha fazla yurt dışına gitmek zorunda kalıyorum. Çocuklara küçükken neden onları bırakıp gitmek zorunda olduğumu anlatmak zor oldu ve zaman aldı. Ama büyüdükçe bunu kabulleniyor hatta sizin başarılarınız ve çalışkanlığınız çocuklarınıza ROL MODEL olmaya başlıyor ki bu çok gurur verici bir anne olarak, bir kadın olarak…
İkiz çocuklarda en büyük zorluk sevginizin ve ilginizin ikisi arasındaki dengesini sağlamak. Birisi ile biraz fazla ilgilenseniz, diğeri hemen bunu size ifade ediyor ve üzülüyor. Bu dengeyi oturtmakta oldukça zorlandım ilk zamanlar ama sonra hem kendimi hem de çocuklarımı keşfettikçe dengeler yerine oturdu. Ama bu dengeleri doğru şekilde oturtabilmek için pedagoglardan da yardım aldım zaman zaman. Çok işe yaradı. Çok faydasını gördüm. Özellikle ikiz annelerine tavsiye ederim.
Çocuklardan dolayı iş hayatımı bırakmayı ya da ara vermeyi hiç düşünmedim çünkü çocuklarımız belli bir zaman sonra büyüyor ve büyüdükçe kendi arkadaşları ile olmayı tercih edip, aileleri ile daha az vakit geçirmeye başlıyorlar. Bu yüzden büyüdüklerinde boşluğa düşmemek ve kendimi yalnız hissetmemek için de işime devam etmeyi seçtim. Bugün verdiğim kararın ne kadar doğru olduğunu bir kez daha görüyorum.
Çalışma hayatı bana zamanı verimli kullanmayı öğretti. Bu sayede bu yoğun iş temposunda ve cemiyet hayatımda çocuklarıma vakit ayırabiliyor, onlarla kaliteli zaman geçirebiliyorum.
İkizlerin birisinin kız, birisinin erkek olmasının bazı zorlukları var tabii. Mesela oğlum spora çok düşkün ve lisanslı olarak tenis oynuyor. Kızım da sanata çok meraklı. Kızımla bir müze gezmek istediğimizde oğlum gelmek istemiyor. Böyle olunca mecburen iki çocukla ortak olarak yaptığımız şeyler daha azalıyor ama eşim de spora çok meraklı olduğu için onlar genelde baba oğul, biz de anne kız program yapıyoruz, böylece yine de dengeyi sağlamış oluyoruz.
Ben tüm annelere çocuklarına iyi ve güzel bir rol model olmaları için, doğumdan sonra iş hayatından asla vazgeçmemelerini tavsiye ederim. Önce bizler, kadın ve anne olarak mutlu ve güçlü olursak çocuklarımız da zaten hiç şüphesiz böyle bir hayatı benimseyerek hareket edeceklerdir.
Paylaş