Paylaş
Geçtiğimiz günlerde Brezilyalı bir arkadaşım hazırladıkları yeni yıl kermesi için davetiye verdi bana. Aslında çok istiyordum gitmeyi ama kalabalık bir misafir grubum olacaktı ve hazırlık yapmam gerekiyordu. Bu sebeple aslında hiç zamanım yoktu. Gel gör ki bunu içimdeki kız çocuğuna anlatamadım bir türlü. Duyar duymaz içimden çıkıverdi. O çakmak çakmak iri siyah gözleri, kıpkırmızı elma yanaklarıyla nasıl da ısrar ediyordu gitmek için; belli ki çok heyecanlanmıştı. “Hadi Arzu hazırlan gidelim” diyordu. “Kim bilir nasıl süslenmiştir orası, hem en sevdiğimiz renklerle bezenmiştir hem de ışıl ışıldır. Kardan adamlar da vardır. Ne olur, ne olur gidelim Arzu” diye eteklerimi çekiştiriyordu.
Sonra bir baktım, hazırlanmış kapıda beni bekliyor. Baktım olacak gibi değil, tuttum küçük Arzu’nun elinden aldık soluğu kermeste.
Aman Allah’ım içeri girer girmez, çalan coşkulu yılbaşı müzikleri, o parlak ışıklar, kırmızının birbirinden farklı tonlarıyla süslenmiş masalar, kardan adamlar, kar küreleri, dönen atlı karıncalar, sırtında çuvalıyla beyaz sakallı ton ton noel babalar derken yeni yılın o muhteşem dünyasına giriverdik biz. Tabii bunları gören küçük Arzu bıraktı elimi, o masadan o masaya nasıl bir coşkuyla koşturuyor. Bir taraftan da gittiği masalardan bana sesleniyor. “Arzuuuu bak annemin bana ördüğü kırmızı şapka eldiven ve atkı var burda, hatırladın mı o eski sıcacık mahallemizde lapa lapa kar yağan geceyi? Hani o gece dışarı çıkarken takmıştık onları. Evden kar topu oynamak için hızla çıkan abime yetişmeye çalışıyorduk ya. Karların içinde düşe kalka yürümekten daha oyuna başlamadan sırıl sıklam olmuştuk.
Derken küçük Arzu bu defa başka bir masaya geçti ve yine seslendi bana, öylesine çoşkuluydu ki onu tutamıyor bir taraftan da diğer insanlara karşı mahçup olmayalım diye ”Arzu biraz daha sakin olur musun lütfen” diyordum ki kızdı bana. “ Biz seninle coşkumuzu, mutluluğumuzu özgürce yaşardık, büyüyünce yasak mı oluyor bunlar “dedi ve cevabımı dinlemeden gördüğü ilk kardan adamı eline aldı yine kendinden geçerek seslendi bana “Arzuuu hani o gece sonra Jale abla ve Hasan abi de gelmişti ve hatta anneleri babaları toplamıştı evlerden, hatırladın mı? Annemler, babamlar, amcamlar,mkuzenler, bütün mahalle lapa lapa yağan karın altında ne büyük bir coşkuyla kardan adamı yapmıştık. Ne kadar büyük ve güçlü bir kardan adamdı değil mi?
Bizim kırmızı şapka ve atkımızı takmıştık ona. Onları çok sevdiğimiz için kardan adamla paylaşmak istememiştik önce ama takınca o kadar güzel durmuştu ki “eriyince gelip alırız” diyerek bir kaç günlüğüne ona vermiştik. Ardından güle oynaya, düşe kalka, bağrış çağrış kartopu oynamıştık. Hatta ses yaptığımızda bize kızan Elmas teyzenin kapısının önünde özellikle avaz avaz bağırmıştık seninle o akşam, ne de olsa annemler yanımızdaydı ve bize ses yapıyoruz diye kızamazdı ya. Sonra da gülerek, hızla uzaklaşmıştık o kapıdan.
İşte o günlerden gelir benim kış sevdam, sevgi dolu kalabalık sevişlerim, büyülü coşkularım. Kışa denk gelir içimde durduramadığım, susturamadığım çok sevdiğim o küçük kızın çıkışı. Her çıktığında beni mutlu edişi, ayaklarımı yerden kesişi. O günlerden gelir düşünce cesurca ayağa kalkışlarım, birlik ve beraberliğin gücünü keşfedişlerim. O günlerden gelir sevdiğim şeyleri sevdiklerimle paylaşmayı öğrenişlerim.
Arzu ben, coşkusunu kaybetmeyen içindeki çocuğa minnettar....
Paylaş