Paylaş
Gülben Ergen, kendisini bize tanıştırmaya başladığı günden beri hayranıyım hem de öyle böyle değil…
Kendisini bu kadar çok sevmemin arkasında belki de yolculuğumuzun hemen hemen aynı oluşu var, kim bilir…
Keşke tanışabilsem diye kabul olan dualarım bile vardır, samimiyetine ve mütevaziliğine tanık olduğum.
İnsanlığına, merhamet duygusuna, şefkatine, gülen yüzüne, doğrularının arkasında dimdik duruşuna, anneliğine, evlatlığına ve örnek bir boşanan anne oluşuna hayranım…
Şimdi de bir solukta okunası, başucu kitabı diye nitelendirdiğim kitabı “Öğrendim ki” de yazdıklarında, kendini anlatırken olduğu gibi tüm yaşadıklarını kaleme alışına hayran oldum.
Kitabında herkesin kendinden çok şey bulacağına hiç şüphe yok…
Kitabında demiş ki; evlikte korunması gereken en ama en önemli değerlerdir “Güven, saygı ve sevgi” ve devam etmiş:
“Bunları yazıyorum da çok mu başarılı oldum evlilik konusunda? Elimden gelen her şeyi yaptım, mutsuz olduğuma karar verdiğimde saygıyı sonuna kadar koruyarak bir boşanma gerçekleştirdik çocuklarımın babasıyla. Sekiz yıllık evlilik, üç çocuk vardı ve kişisel anlaşmazlıklarımızın çok üzerinde değerlerdi bunlar. Magazinin göbeğinde olmamıza rağmen sessizce bitti bu evlilik ve birbirimizden saygımızı hiç eksik etmedik. Ömrümüzün sonuna kadarda etmeyeceğiz. Çocuklarımıza söz verdik…"
Anne baba olarak bunu uygulamayı başarabildikleri için ve tüm çocuklu boşanan ebeveynlere, boşanmanın aslında nasıl olması gerektiği konusunda örnek oldukları için gönülden kutluyorum onları…
Neredeyse boşanan pek çok çiftte gözlemlenen şeydir, her şeyin suçunu karşı tarafa yüklemeye çalışmak, kendi zaaflarına yenik düşerek, boşanmayı istemeyen tarafın çocuğunu ya da çocuklarını diğer eşe karşı kullanması…
Çok üzülürüm ben böylesi bencil insanların çocuklarına yükledikleri ağır travmalara...
Dilerim ki; boşanan çiftler her ne olursa olsun özellikle çocukları varsa birbirlerine karşı saygılarını eksik etmez, çocuklarına boşanmanın bedelini yüklemez ve tertemiz, sevgi dolu çocuklar yetiştirirler.
Bugüne kadar ailece Atatürk’ün bir sözünü içselleştirdiğimiz bir öğretimiz vardır bizim, aileme ve bana çok şey kazandıran “hiç bir şeye ihtiyacımız yok, ihtiyacımız olan sadece çalışmak”
“Öğrendim ki, kitabını okudukça anladım ki “Gülben Ergen " oluşundaki en temel şey de çalışkan bir insan olmasından kaynaklanıyormuş.
Gülben Ergen ilk sahneye çıktığında yetersiz olduğunu fark edip, çok değerli bir şan hocasından sesini dinlemesi için randevu almış ama sonucu hayal kırıklığı ile neticelenmiş. Buna rağmen pes etmemiş, vazgeçmemiş ve ona ders vermesi için çok değerli şan üstadına mektup yazmış ve demiş ki “söz veriyorum, çok çalışacağım…”
Ve bence o günden beri yaptığı bütün çalışmalarının karşılığını alan, aldıkça ailesi, çevresi ve ülkesi ile paylaşan örnek bir insan, örnek bir kadın, örnek bir anne ve örnek bir yardımsever olmuş Gülben Ergen...
Bugün ben kadın olarak Gülben Ergen’e yürekten teşekkür ediyorum bizlere kattıkları ve yazdıkları ve yaptıkları ile hepimizin hayatında oluşturduğu farkındalık için…
Arzu ben, kadın olmaktan gurur duyan, çalışan ve çalışkan kadınların önünde hiçbir engelin duramayacağına yürekten inanan...
Paylaş