Paylaş
Ne büyük bir sarsıntıyla uyanmaya başladık biz insanoğlu. Öyle şiddetli bir deprem gibi bir anda, birkaç saniyede de değil. Yavaş yavaş ama avaz avaz, bağıra bağıra ben geliyorum dedi koronavirüsü. Şimdi bu ülkede işlerim var ama hepinizi sıra sıra ziyaret edeceğim, hazırlıklarınızı yapmaya başlayın dedi. Önlemlerinizi aldınız mı? Uyarıyorum, çok sert geleceğim ve sizi evden dışarı çıkartmayacağım dedi, dedi, dedi.
Dediklerini yapmaya başladıktan bir süre sonra beni aradı ve “Bu defa benimle röportaj yapar mısın ama telefonda olsun ki sana zarar vermeyeyim” dedi. Hemen kabul ettim ve başladı anlatmaya.
“İnsanoğlu dünya anaya, doğaya ve toprak anaya ne kadar zarar verdiğinin artık farkına varmaya başladı sayemde, bu yüzden seninle bu konuyu konuşmayacağım ama insanoğlu kendi kardeşlerine karşı yaptıklarının bir türlü farkına varamıyor. İşte bu yüzden arıyorum seni. Bunu benden dinle, yaz ve bütün dünyaya duyur” dedi. “Merakla dinliyorum lütfen anlatır mısın?” diyerek cevap verdim. Şimdi söz koronavirüsünde…
Çok düşündürücü bir şey söyledi “Ben sizi eve hapsettim sadece birkaç haftada sıkılmaya, hunileri takmaya az kaldı demeye başladınız bile. Üstüne üstlük, sizler tüm dostlarınızla görüntülü konuşarak, bir sürü online ücretsiz eğitimler alarak, birbirinizi anlayarak zamanınızı geçiriyorsunuz ve yine de ne kadar sıkıldığınızı, özgürce dışarı çıkamadığınızı, nefes alamadığınızı söylüyorsunuz.
Peki, siz kardeşlerinizi yani yüzlerce, binlerce insanı neredeyse bir ömür evde oturmaya mecbur ediyorsunuz, farkında mısınız?
Tekerlekli sandalyeye mahkûm olan ya da başka engelleri olan engelli kardeşlerinizden bahsediyorum. Onları nasıl eve hapsettiniz farkında mısınız?
Dışarı çıktıkları zaman sanki virüs taşıyorlarmış gibi uzak durmaya çalışarak ya onlara acıyan ya da kaçamak gözlerle bakarak onlarda ve ailelerinde nasıl bir psikoloji yarattığınızın farkında mısınız?
Onları engellerinden dolayı nasıl utandırdığınızın, onlarda acınılacak bir kişi hissi yarattığınızın farkında mısınız?
Peki ya dışarı çıktıklarında karşıdan karşıya geçmek istediklerinde tekerlekli sandalye ile kaldırımdan inecekleri yere tüm yasaklara rağmen araba park edildiğinin farkında mısınız? Buraya araba park edilmez dendiğinde ise bir kavga, bir bencillik, bir saygısızlıkla verilen cevapların onlarda nasıl bir ruh haline sebep olduğunun farkında mısınız?
Sırf bu sebeple evde kalmayı tercih etmek zorunda bıraktığınız milyonlarca kardeşinizin olduğunun farkında mısınız?
Onlar evde otururken de sizin kadar şanslı değiller, uzun uzun görüntülü konuşma yapmaya zaman ayıracak eşleri, dostları yok çünkü hepiniz onlara vakit ayıramayacak kadar yoğun ve meşgulsünüz.
Belki de onlara özgün, bulabilecekleri bol bol ücretsiz eğitimler de yok. Ne de olsa şu andaki eğitimlerin çoğu herkes evde kaldığı için değil mi?
Ey insanoğlu, onların cesaretini kırarak, onların öz güvenlerini yok ederek, onlara acıyan gözlerle bakarak, onları dışlayarak, onları anlamayarak milyonlarca kardeşine çok uzun yıllardır “EVDE KAL” dediğinin farkında mısın?
Onların evden dışarı çıkma, nefes alma, hayatı özgürce yaşama ve toplumun bir parçası olma haklarını elinden aldığının farkında mısın?
Koronavirüs ben, ey insanoğlu sana verdiğim dersle lütfen dünya anayı, toprak anayı, doğayı koru. Kardeşlerinin elinden aldığın haklarını geri ver diyen bir öğretmen.
Paylaş