Paylaş
Geçtiğimiz günlerde kızımın okulunda ergenlik çağına giren çocuklara yönelik bir seminer düzenlendi. 12 yaşında ergenliğe doğru adım atma hazırlıkları içinde olan bir kızım olması sebebi ile tuttum okulun yolunu.
Seminerin konusu ise “çocuklarda çatışma çözme ve uzlaşma” idi. Tam bizim evin halleri yani :)
Benim gibi ergen çocukları olan anneler için yararlı olacağını düşündüğüm birkaç bilgiyi paylaşmak istedim sizinle.
Ergenlik çağı, çocuğun kimliğini kazanmaya başladığı, hormonal ve duygusal değişimlerin yaşandığı bir dönem olduğu için çatışma yaşanması çok normalmiş. Çatışma yaşanmazsa anormal bir durum olurmuş. Demek ki biz normaliz :)
İlk yapmamız gereken şey, ergenlik çağını ve bu çatışmaları büyük bir sorun olarak görmek yerine normal süreçler olarak kabullenmek. Kabullendiğimiz şeyi çok daha rahat atlatırmışız. Ayrıca bunun dönemsel olduğunu birkaç sene içinde normale döneceklerini sürekli kendimize hatırlamamızda fayda var.
Çocuklara, istedikleri şeyin zorunlu ihtiyaç mı yoksa istek mi olduğu sorulmalıymış.
Çatışmalar;
7-11 yaş arasında ihtiyaçlardan,
11-15 yaş arasında değer ve ihtiyaçlardan,
15-19 yaş arasında ise fikir, çıkar ve değerlerden kaynaklanıyormuş.
Ancak çatışmayı bir fırsat olarak görmemiz gerekiyormuş.
Çatışmalarda çözüme yönelik hareket etmek, çocuklarımızla aramızdaki ilişkiyi güçlendiren bir faktör olarak ortaya çıkıyormuş.
Burada çocuğun ihtiyaçlarını net olarak ortaya koyması, ben dilini kullanması önemliymiş. Bu esnada bizlerinde onları etkin bir şekilde dinlememiz şart.
Uygun çözüm önerileri oluşturmakta aşağıdaki sorular gibi sorularla çocukları yönlendirmek gerekiyormuş.
a) Bu sorun için çözüm önerin nedir?
b) Planın nedir?
c) Sen neler yapabilirsin?
Çözüm önerilerinde taraflar kendilerine uymayan çözümleri net bir şekilde söylemelilermiş.
“Ben bununla mutlu olmam” ya da “bu bana adil değilmiş gibi geliyor” gibi.
Buradaki en önemli nokta tarafların bulunan çözüme ikna olmaları ve çözümün karşılıklı ihtiyaçları en iyi karşılayan çözüm olması.
Buraya çözüme karar verildikten sonra her şeyi netleştirmek kısmı diyorum ben. “Ne zaman başlıyoruz? Kim neyi yapacak? “ ( Tabii ki uygulamada çıkabilecek sorunları önceden düşünüp önlem almakta fayda var, böylece çözümün başarısızlığa uğrama riskini azaltmış oluruz.)
Burada çözümün uygulanması ve bitirilmesi için bir zaman aralığı veriyoruz. Yani 1-2 hafta ya da 1 ay. Ve sonra sorun çözülmüş mü? Taraflar bu çözümden memnun mu? Diye tartışıyoruz.
Ayrıca çatışma esnasında cümleler hiçbir zaman kişisel olmamalıymış. Yani, “sen bunu beceremiyorsun, sen hep böylesin zaten” yerine “ böyle olduğunu görüyorum, böyle olduğunu fark ediyorum “ gibi indirek cümleler saf edilmeliymiş.
Ayrıca yaşadığı olayın çocukta hangi duyguları uyandırdığına dikkat etmek gerekiyormuş. Ve çocuğa soru sorarken” bu olay sende hangi duyguyu yarattı ?” diye mutlaka sorup, o duyguyu ortaya çıkartmak, çocuğun duygusunu tanıma becerisi kazandırırmış. Hatta ağlaması gereken yerde ağlamasına, öfkelenmesi gereken yerde öfkelenmesine izin vermek, o anki duygusunu yaşaması açısından çok önemliymiş.
Arzu ben, bir ergen annesi olup çatışmaları daha kolay nasıl atlatır diye araştıran ve elinden geldiğince sevgisini de katarak öğrendiklerini uygulamaya çalışan bir öğrenci :)
Paylaş