Paylaş
Her sene biterken Aralık ayında geçtiğimiz senenin muhasebesini yaparım ben. İşte yine bir yıl daha bitiyor ve ben yine muhasebe dersindeyim. İşte benim yaptıklarımdan birkaç tane…
Önce bütün bir senenin nasıl geçtiğini düşünüyorum. Neler oldu? Neler yaşandı? Bu yaşananların hangisi benim sınavlarımdı? Ben bu sınavlardan neler öğrendim? Gerçekten öğrendim mi? Amanın eğer öğrenmediysem farklı insanlarla farklı yerlerde yine aynı tarafımı geliştirmek üzere yine sınava gireceğim demektir. Allah etmeye :) O zaman hadi hep beraber bakalım neler öğrendik?
Koşulsuz şartsız en değerli, en önemli şeyin insanın kendisine iyi bakması ve iyi davranması olduğunu öğrendim. Yoksa bedeniniz de ruhunuz da hasta oluyor ki o zaman hastanelerden ya da evden çıkamıyorsunuz.
Hayatı basit ve eğlenerek yaşamak gerektiğini öğrendim. Hayat çok ciddiye almaya değer bir yer değilmiş. Her şey geliyor ve geçiyor. Zor zamanların içinden “bu da geçer” deyip başka ve daha eğlenceli bir şeye konsantre olduğum zaman en azından sağlıma ve ruhuma iyi geldiğini gördüm.
Eskiden marka tutkum vardı. Özellikle çantam,ayakkabım sevdiğim iki üç markadan birisi olmalıydı. Ama gördüm ki o markadan daha değerli olan çok şey var hayatımda. Beraber olmaktan keyif aldığım canım ailem, güzel yürekli dostlarım, bol kahkahalarım, sabah perdemi açıp gördüğüm güneşim, yağmur yağdığında” hadi yürüyelim” dediğim eşim, bazen sevgisiyle, bazen ergen halleriyle konuşmaktan her daim keyif aldığım bir kızım, her sabah beni “günaydın” diyerek arayan güler yüzlü bir annem ve babam, her gün yeni şeyler öğrenmeye niyetli bir kalbim var. Dahası huzurum var.
Kahkahalarım için çok mucizevi şeylere yaşamam gerekmiyor. Hatta kalabalıklara da gerek yok. Nasıl mı? Keyifle seyrettiğim bir televizyon programında yalnız bile olsam basıyorum kahkahayı. Beni duyan ev ahalisi geliyor, neye gülüyorsun? Bulaşıyor herkese. Haydi hep beraber gülüyoruz. O kadar iyi geliyor ki ruhumuza. Çok bonkörüm ben kahkahalarımda. Ne kendime saklarım, ne kendimden saklarım. Sizde basın kahkahayı, sebep aramayın.
Küçüklüğümden beri makyaja olan tutkumu anlatamam. Daha ilkokuldaydım, annem gezmeğe gittiği gibi makyaj yapardım. Hem de ne ağır bir makyaj. Kırmızı rujum hep dudağımda. Hiç değişmedi bu tutkum hala aynı şekilde yaparım, hele bir fotoğraf çekilecek mi yeniler, en güzel fotomu sosyal medya hesabıma koyarım. Artık böyle bir telaşım yok eğer huzurun varsa zaten yüzün doğal makyajlı oluyormuş bunu öğrendim.
Hayatımın merkezinde “koşulsuz sevgi “vardır benim. Bu çocukluğumdan beri böyleydi ve hiç değişmedi. Çevremdeki herkese bu sevgiyi dağıtırım ben. Bazıları alır, kullanır ama onların yaşam yolculuklarında bu çok gelir, kaldıramaz, kaldıramadığını anlamaz, sinirle, kavgayla, suçlayarak, bahaneler bularak anlatır. Eskiden, böyle insanlara yardım etmeye çalışır, illaki sevgiyle baksınlar, konuşsunlar, davransınlar diye uğraşırdım. Uğraştıkça üzerimde yük olur, boğazımdaki nefes kesilirdi. Şimdi böyle yapmıyorum. Sevgimi veriyorum, alamayandan, sevgimi geri alıp, gidiyorum. Ama sevgimi anlayanlarla büyüyoruz, güzelleşiyoruz, ve BİR oluyoruz. Ben mutlu alan mutlu ise doğru zamanda doğru yerdeyiz demek ki.
Artık ne istediğimi de ne istemediğimi de biliyorum ve sevgiyle söylüyorum, aileme de, arkadaşlarıma da tüm sevdiklerime. Ve onlarda bir farkındalık yaratmaya çalışıyorum çünkü bana bunu yaptıkları zaman çok hoşuma gidiyor ve kendimi düzeltmeye çalışıyorum. Alınganlıklarımı bir kenara koyduğumdan beri daha çok gelişiyorum, dönüşüyorum ve değişiyorum. Bedenimede, ruhumada iyi geliyor.
Veeeeee çok bolca şükrediyorum, dua ediyorum. Yolda yürürken tanımadığım herkese ve ağaçlara gülümseyerek selam ediyorum. Bu sayede kalbimde de ruhumda gülümsüyor.
Güzel 2020, dünyamızı ve bizleri her gün kahkahalara boğ, hep gülümset, hep hep hep güzel yürekli insanlar yap bizleri. Hep iyilikler yaşansın dünyamızda. Ve biz hep gülümseyelim.
Arzu ben 2020’nin şahane bir yıl olacağına yürekten inanan ve” hep gülümse” diyen bir yolcu
Paylaş