Paylaş
Bilir misiniz “karı-koca”nın ne anlama geldiğini. Ben çok olmadı öğreneli ve çok hoşuma gitti.
Koca; bilge, yüce, dağ demekmiş. Ve ne kadar yüce olursa olsun karı olmayan dağın eksik olduğuna inanılırmış. Dağların yücesine kar yağarmış. Kar dağı örter, kar dağı süslermiş. İşte bu yüzden erkeğe koca, kadına karı denmiş. Birden bende “koca ve karı“ sözleri öyle bir güzel ruh buldu ve o kadar sevdim ki… “Kocanın karı” olmak. “Dağın karı” olmak. Sarmak, örtmek, bir olmak… Ne güzel di mi?
Diğer taraftan da zordur aynı çatı altında, başkaca yetiştirilmiş, birbirinden farklı iki ailenin çocuklarının karı koca olması diye düşünürüm. Aynı ülkede, aynı şehirde aynı memlekette bile olsa, her şey çok benzer gibi görünse de aslında her ailenin de, her çocuğun da reçetesi farklıdır ve bu farklıklardan aynı çatı altında o ruhu verecek koca olmak, kar’ı olmak kolay bir şey midir?
Bu sorunun cevabı herkese göre değişir ama büyüdükçe gördüm ki…
Merhamet ve vicdan ağır basarsa,
Gözlerini öfkeyle açmak yerine, kalbini açabilirse insan, sevginin dili keşfedilirse o çatının altında,
Hayata, iki zıt kutuptan değil de benzer yerlerden bakmanın yolu bulunursa,
Ben böleyim, beni böyle kabul et yerine, davranış şekli birbirine göre saygıyla değiştirilirse,
Dağ gibi arkasında, aşkla yanında, korumak için önünde durursan,
Rüzgarlar eserken, kasırgalar savururken sıkı sıkı elini tutarsan,
Üzüntüsünü fark edip sıkı sarar, arkasını sıvazlarsan merhametle,
Bir çocuğun sorumluluğunu doğduğu andan itibaren sevgiyle paylaşabilirsen,
Aynı anda, aynı şeyleri yapmaktan zevk alabilirsen, bazen bir simit ekmek motorda, bazen iki başına bir koltukta, bazen dostlarla bir sohbette, bazen çocuklarla odalarda, bazen başıboş sokaklarda,
Ve paylaşabilirsen tüm sevdiklerini, hayatın her anını kahkahalarla, gözyaşlarıyla ama illaki aşkla,
O farklılıklardan, senden benden bir “BİZ” doğabilirse o çatının altında,
O çatının bir ruhu olursa “dağ ve kar” gibi, aslında dünyanın en güzel şeyi evli olma hali bence.
Peki ya sizce?
Şimdi ben ruhuna, merhametine, sevgisine, aşık olduğum, her elini tuttuğumda güven duyduğum, her omzuna yattığımda huzur bulduğum, kalbini her an hissettiğim, karımla süsleyip, korumaya çalıştığım dağıma, iyikim, şükürüm diyorum hiç ertelemeden, her gün defalarca.
İyi ki doğdun hayat arkadaşım, iyi ki, iyi ki, iyi ki...
Arzu ben, “dağ ve kar” olabilmenin, o çatının ruhuna, insanın ruhuna ne kadar iyi geldiğini yaşayan, bir ömür bu ruhu sürdürebilmek için saygı, sevgi ve aşkı korumaya özen gösteren bir “KARI”...
Paylaş