Paylaş
Bizim zamanımızda spor okulları yoka yakındı ve zaten her şehirde ve ilçede de yoktu…
Okullarda, beden dersinden beden dersine yapardık sporumuzu o zaman…
Benim ailem gibi bilinçli ve imkânlı aileler bir yolunu bulur, spor yapmamız için teşvik eder ve desteklerlerdi bizleri…
Okulun lisanlı kız basketbol takımındaydım, küçücük boyumla şahane şeyler yapar ve yaptırırdım takıma, bu vesile ile ciddi bir sporda yapardım. Antrenör hiçbir zaman vazgeçmemi söylediyse de okul hayatı daha ağır bastı maalesef…
Ailem bu sporu gelecekte yapamayacağımı anlamış olmalıydı ki yüzmeyi çok iyi bir şekilde öğrenmem konusunda ısrarcı oldular, aileme o dönemde gösterdikleri sabır ve fedakârlık için çok minnettarım.
Profesyonel yüzücü değilim ama yüzme sporunu içselleştirip yaz kış yapabildiğim için çok şanslıyım.
Ayrıca bizim zamanımızda televizyonda çeşit çeşit programlar, bilgisayarlar, iPadlar, cep telefonları gibi bizleri oturarak eğlendirecek uyarıcılarda olmadığı için eve gelir gelmez okul çantasını bir kenara fırlatır; atardık kendimizi sokaklara…
Bir dolu çocuktuk ve o kadar çok oyunlar oynardık ki; oyunun adı her ne olursa olsun içinde mutlaka ciddi bir hareket vardı. Kilolu olmak ya da obezite gibi bir derdimiz olamayacak kadar koştururduk sokaklarda.
Böyle olunca pek çok aile için çocuklarının spor yapması gibi bir durum gündem maddesi bile değildi…
Oysaki bugün çocukları obeziteye iten o kadar çok etken var ki…
En başta bir bilgisayar oyunları ve televizyonda her çocuğa hitap eden çeşit çeşit çizgi film…
Bunlar maalesef çocukları hareketsizliğe sevk ediyorlar.
Bir de buna sağlıksız yemekler eklenince çocuklarımızın vay haline…
11 yaşında bir kızım var.
Dört yaşından beri spor yapıyor. Dört senedir de voleybol oynuyor ve şu anda okulun voleybol takımında. Ayrıca haftada iki gün yüzüyor.
Bir de scoter, bisiklet ve patenlerimiz var eve geldikten sonra vazgeçemediklerimiz.
Hatta havaların kötü olduğu günlerde evde patenle gezeriz biz.
Konu hareket etmek olunca “dur, yapma” yoktur bizde; halılar kenara çekilir, kırılacak aksesuarlar zaten çocuklu evde ne arar .
Yemeklere gelince; evde asla kızartma yapmıyoruz ve olabildiğince sağlıklı yemekler pişiriyoruz. Kekler, börekler ise misafirden misafire…
Mesela kızım okuldan geldiğinde meyve yer; kek börek, abur cubur gibi sağlıksız yiyecekler yememesine kendisi de, bizde özen gösteririz.
Olmazsa olmazımız, tencere yemeklerimiz, lezzetine doyamadığımız rengârenk salatamız ve evimizi saran mis gibi yemek kokusudur. Evdeki yemek kokusu, o evin ne kadar yaşanılası bir ev olduğunu gösterir kanımca, bayılırım.
Bunları neden anlatıyorum çünkü çocuklarımız maalesef daha çok hazır yemek tüketiyorlar ve neredeyse hiç hareket etmiyorlar. Bu da onların sağlıkları için ciddi bir sorun oluşturuyor.
Ben bir anne olarak çocuğumun hareket etmesi, spor yapması ve sağlıklı beslenmesi için elimden geleni yapıyorum. Çünkü biliyorum ki spor yapan çocuk hem ruhsal olarak hem de fiziksel olarak daha sağlıklı oluyor, çok net.
Bizler bilinçli anne ve babalar olarak, çocuklarımızın hareket etmeleri, spor yapmaları için teşvik edelim, destekleyelim. Sağlıksız yiyeceklerden mümkün olduğunca uzak tutalım.
Okuldan gelince hem temiz hava aldırmak hem de hareket ettirmek için beraber bir yürüyüş bile yapsak çok büyük bir adımdır çocuklarımızın sağlıkları için, sağlıklı gelecekleri için…
Biz anne baba olarak ne kadar spor yapar ve sağlıklı beslenirsek, çocuklarımızda bunu örnek alır sağlıklı beslenir. Çocuklarımıza doğru örnek olalım.
Arzu ben, beslenmenin ve spor yapmanın her çocuğun hayatının bir parçası olması gerektiğine inanan ve bunun için elinden geleni yapan bilinçli ve duyarlı bir anne…
Paylaş