Paylaş
Bu yaz, önceki yazlardan farklı olarak 11 yaşındaki kızımı yurt dışına üç haftalık dil okuluna gönderdim.
Benim gibi hayatının merkezinde kızı olan bir anne için, çok cesurca bir karardı.
Gerçekten çok endişeliydim başta, çünkü bu zamana kadar hiç bu kadar ayrı kalmamıştık. Ayrıca yaşı da çok küçüktü ama bu kararı tek başıma vermedim. Okul, pedagog ve aile işbirliği ile karar alındı. Yani yaşı itibarı ile profesyonellere danıştık. Onay aldık ve gönderdik.
Gördüm ki bugüne kadar verdiğim en güzel kararlardan birisi olmuş. Kişisel gelişimi, İngilizce olarak kendini utanmadan ifade edebilmesi,
‘Anne’ demeden :) yapabildiklerini görebilmesi açısından…
Okulu bitince, ben de yanına gittim ve neredeyse alışverişlerde, metrolarda, yemeklerde kime ne soracaksak hepsini küçük hanım halletti. Şükürler olsun.
Eğer sizlerin de böyle bir düşüncesi varsa, bu şekilde bir işbirliği sonucunda “gidebilir” deniyorsa hiç ertelemeyin, aileden uzak kamplar çocukların kişisel olarak çok olumlu geliştiriyormuş. Öz güvenini ve sorumluluk duygularını çok arttırıyormuş. Tecrübe ile sabit :)
Döndükten sonra bir arkadaşlarımızla bir araya geldik. Çağla’ya hiç beklemediğim bir soru sordular: “Anlat bakalım Çağlacığım, orada en çok dikkatini çeken şey neydi ?” Bu soruya aldığımız cevap ise inanılmazdı ve bambaşka yerlere götürdü hepimizi.
“Biliyor musunuz orada biz yürüyen merdivenlere bindik. Herkes merdivenin sağ tarafında tek sıra oluyor. Sol taraf boş bırakılıyor. Eğer hızlıdan gitmek isteyen varsa soldan geçiyor, böylece kimse onu engellememiş oluyor ama bizde herkes merdivenin her tarafını kaplıyor ve geçmek isteyen geçemiyor. Bizdeki gibi değil yani orada.”
Şöyle bir durdu ve devam etti:
“Diyelim ki bir markete girdiniz. Bir ürünün yerini bulamıyorsunuz. Soru soracağınız kişi birisi ile konuşuyorsa, araya girerseniz ‘bir dakika konuşmam bitince yanıt verebilirim’ deyip, konuşmasına devam ediyor. Ama bizde olsa konuştuğu kişiyi bırakıp ikinci gelene dönüyor ve hatta onun işlerini yapıyorlar.”
“Keşke bizde de böyle olsa” diyerek de sözlerini bitirdi.
11 yaşındaki kızımın farkındalığına şaşırdık bunları dinlerken. Ne kadar güzel gözlemlemiş, nelere dikkat etmiş meğer.
Ben de dilerim ki bizler de birbirine saygılı insanlar olalım. Bulunduğumuz yer neresi olursa olsun karşımızdakinin haklarına saygı duyarak hareket edelim. Beklemesini ve dinlemesini bilelim. Ve çocuklarımıza da bunu öğretelim ve davranışlarımızla örnek olalım.
Arzu ben, medeni bir toplum olarak yaşamayı dileyen ve gelecek neslin bu farkındalıkla bunu başaracağına güvenen…
Paylaş