Paylaş
Kısa bir zaman önce Çekmeköy’e taşındık biz. Yeni yerleri keşfetmeyi çok severim ben. Bu sebeple de Çekmeköy’ün merkezini keşfe çıktım ve bayıldım. Bir işim olduğunda koşarak gidiyorum oraya. Güler yüzlü esnafı, yolda muhabbet ederek yürüyen kalabalık insanları ile İstanbul’un göbeğinde bir Anadolu kasabasını andırır bana.
Birkaç işim olması sebebi ile geçen sabah erkenden Çekmeköy’deki devlet dairelerinin yolunu tuttum. Nüfus müdürlüğünün merdivenlerinden indim. Kaldırımdan yürürken çok hızla bir bisikletlinin yanımdan geçtiğini gördüm. O kadar hızlı gidiyordu ki biraz ilerdeki kadına çarpmamak için “çekilin, çekilin” diye bağırdı. Ve kadına kıl payı vurmadan geçti. Tabii kadın çok korktu. Bir süre sonra, ben kadının yanından geçtim. Geçerken gülümseyerek “günaydın” dedim ama durmadan devam ettim yoluma. Derken arkamdan “hanımefendi pardon” diye seslendi. Döndüm baktım, ”kusura bakmayın ben sizi tanıyor muyum? “dedi. Ben de gülerek “hayır tanımıyorsunuz. Ama az önce öyle korktunuz ki size gülümseyerek günaydın dersem kendinizi daha iyi hissedersiniz diye düşündüm” dedim. Kadın döndü bana” yaaaa kaldı mı sizin gibi insanlar” dedi. “Evet” dedim “benim gibi bir dolu insan var, yeter ki görmesini bilelim” dedim. Kadın gülümsedi ve ayrıldık.
Anadolu’nun küçük ama sıcacık bir kasabasında yetişmemin etkisi mi, yoksa seçtiğim hayatın bana kazandırdıkları mı, yoksa karakterim mi? Bilmiyorum ama kendi semtimde, ya da insanlarıyla kendimi güvende hissettiğim birbirinden farklı yerlerde yürürken, hiç tanımadığım insanlara “merhaba, günaydın, uğurlar olsun ”demeyi çok seviyorum ben. Önce şaşkın şaşkın bakarlar sonra bazıları gülerek cevap verirler, bazılarıysa herhalde deli olduğumu filan düşünüp hiç cevap vermeden yollarına devam ederler.
Bense yaptığım şeyden büyük mutluluk duyuyorum çünkü biliyorum ki, benim böyle hiç tanımadığım insanlara dönüp merhaba demem, eminim birilerinin hoşuna gidiyordur ve belki de uyguluyordur. Belki de yavaş yavaş bir domino etkisi yapar; herkes selamlaşmaya başlar, tanıdık tanımadık demeden, belli mi olur.
Nasılsa denemesi bedava. Bence siz de deneyin. Kendi muhitinizde, hiç tanımadığınız insanlara gülümseyerek “merhaba” deyin.
“Günaydın “ deyin. İçinizden, pozitif ne söylemek geliyorsa. Bir gün bir bakmışız ki sevgi dolu, barış dolu bir dünya yaratmışız. Neden olmasın?
İnanırsak ve istersek yaparız, biliyorum.
Bizler inanırsak ve istersek tüm dünyayı sevgiyle, kalpten konuşturabiliriz. Sevgiyle BİR olabiliriz, inanıyorum.
Arzu ben, tüm dünyadaki birlik bilincinin sevgiyle gerçekleşeceğine inanan, kalpten yapılan her şeyin mutluluk ve barış getirdiğine tanıklık eden, sevgi dolu bir dünyada yaşamak için kendince minik adımlar atan ve herkese de tavsiye eden bir insan…
Paylaş