Doğaya Dönüş Masalı - Sisifos

Son zamanlarda tüm eğilimlerimizin demode, heveslerimizin ise gelip geçici olduğunu düşünürken, Covid-19 yüzünden maruz kaldığımız kısıtlamaların bize kazandırdığı yeni bir yaklaşım çıktı piyasaya: ‘’Doğaya dönüyoruz.’’

Haberin Devamı

Tüketim toplumunun birer parçası olarak, ‘’Doğaya dönüyoruz’’ denildiğinde aklımıza gelen ilk şeyin, kırsal alanlardaki ev ve arsa fiyatlarının artmış olması, pek de şaşılacak bir şey değil. Malum, günümüzde yeni bir eğilimin çıkması, muhtemel harcamaların, dolayısıyla yeni boyundurukların altına girmemizin başlangıcı sayılıyor.

Doğaya ulaşacağım diye uğraşırken, kendimize gereksiz harcamalar çıkartmak, ister istemez bizi amacımızdan daha da uzaklaştıracak ve tıpkı Sisifos’un çektiği cezayı çeker gibi bir durumun içine sokacaktır.

Sisifos (Sisyphos) Zeus’un bir sırrını ortaya çıkarttığı için hüküm giymiş ve büyük, yuvarlak bir kayayı dik bir dağın en tepesine yuvarlamakla cezalandırılmıştır. Bu kayayı dağın tepesine her çıkartışında, taş yerinde durmayıp dağdan aşağı yuvarlanmış, Sisifos da işe her seferinde yeniden başlamak zorunda kalmıştır. Bu yüzden Sisifos’un cezası bir türlü tamamlanamamıştır.

Haberin Devamı

Bizde de durum aynen böyledir. Doğaya ulaşmaya çalışırken, alışılagelmiş anlayışımız, tüketim yönünde olduğu için gereksiz harcamalarımızın ardı arkası kesilmeyecek ve bunlara yetişebilmek için yine doğadan uzak kalacağız.

Bu doğrultuda, acaba tüketim toplumunun mu yoksa doğanın mı bir parçası olduğumuz gibi ikilemlere cevap bulmaya çalışmak da son derece romantik bir yaklaşım olacaktır. Tarih öncesi devirlerde yaşamadığımız için ikisinin de bir parçası olduğumuzu ve bunun böyle devam edeceğini elbette kabul etmeliyiz.

Tartıştığımız nokta, doğaya ne kadar saygılı ve yakın olduğumuzla ilgili olmalı. Kart ödemelerimize veya internet siparişlerimize gösterdiğimiz özeni, Doğa Ana’ya da aynı şekilde gösteriyor muyuz diye sormalıyız kendimize. Çünkü farkına varsak da varmasak da, hepimiz Doğa Ana’nın çocuklarıyız.

Gereksiz ve aşırı tüketimden uzaklaşmak, bizi doğaya yaklaştıracak adımların ilkidir. Kapitalist düzenin bize dayattığı ve bizim de güle ağlaya dibine girdiğimiz bir savurganlık girdabından çıkmak ve bunun dışında kalmak bir disiplin işidir.

Bu disiplin içinde, öncelikle gerçek ihtiyaçlarımızı belirlemek ve günlük tüketimlerimizi makul seviyelere çekmek, bizlerin doğayla olan bağını nicelik ve nitelik açısından daha da güçlendirecektir.

Haberin Devamı

Umalım ki doğaya dönüş masalı, bize Sisifos’un çektiği çileleri çektirmesin.

 

Yazarın Tüm Yazıları