Paylaş
Uluslararası Jinekoloji ve Obstetri Federasyonu (FİGO) sezaryeni isteğe bağlı olarak değil, tıbbi nedenlerle yapılması gerektiğini belirtmektedir. Amerikan Jinekoloji ve Obstetri Birliği (ACOG) 2008'de yaptığı açıklamada 39. haftadan önce isteğe bağlı sezaryen yapılmasını kabul etmemektedir.
Doğum şekline eğer önceden bilinen belirli bir sebep yoksa doğumun işaretleri geldiği zaman karar verilir. Doğum sancılarının başlaması, su gelmesi, nişan (hafif kanama, lekelenme) gelmesi ile doğumun başladığı anlaşılır. Aksi bir durum olmadıkça doğum normal olarak takip edilmeli, takip sırasında gelişecek problemlere göre, gerekli görülürse sezaryen ameliyatı ile doğuma karar verilmelidir. Sezaryen gereksinimi olan durumlar, doğumun takibi sırasında bebek kalp seslerinde zayıflama, anne-bebek ölçülerinin uyumsuzluğu sonucu normal doğumun mümkün olmayacağı durumlardır. Doğum başlamadan sezaryen olacağı bilinen vakalar ise önceki doğumu sezaryen ile gerçekleştirilmiş gebeler, ultrasonografide bebeğin yan veya ters durması, anatomik olarak şekil bozukluğu (pelvis darlığı), plasentanın (bebeğin eşinin) yerleşim bozukluğu gibi durumların olduğu gebeliklerdir. Normal doğum sonrası lohusaların, normal hayatlarına ve aktivitelerine dönmeleri her zaman daha kolay olacaktır. Gelişen teknoloji, kısa ameliyat süreleri söz konusu olsa dahi sezaryen sonuç olarak bir ameliyattır. Mümkün olduğu kadar doğumun şekli ”normal doğum” olmalıdır.
Gebelik ve doğum fizyolojik bir olay olmakla birlikte kadın için büyük bir stres oluşturur. Anne adayı kendisi için bilinmeyen doğum olayının meydana geleceği anı korku ve heyecanla beklerken, bir canlı dünyaya getirmenin gururu da yaşanır. Özellikle ilk gebeliğinde kadın, tanımlayamadığı birçok yeni duyguyu bir arada yaşarken doğum anında karşılaşabileceği olayları tahmin edememektedir. Sezaryenin mi yoksa normal doğumun mu daha iyi olacağına karar veremez. Doğum tercihi, kadına verilecek destek ve bilgilendirme sayesinde daha sağlıklı ve doğru olacaktır.
Dünya Sağlık Örgütü yayınladığı kanıta dayalı 6 uygulamanın doğumu yöneten sağlık profesyonelleri için kılavuz olmasıyla sağlıklı anne ve bebek için mümkün olan en az girişim ile güvenli bir şekilde doğum eyleminin gerçekleşebileceğini ifade etmiştir.
İfade edilen bu öneriler:
1. Doğum kendi başlamalıdır.
2. Doğum boyunca hareket özgürlüğü olmalıdır.
3. Doğum boyunca gebeye duygusal ve fiziksel destek verilmelidir.
4. Gereksiz her türlü müdahaleden kaçınılmalıdır.
5. Doğumda sırtüstü yerine diğer pozisyonlar desteklenmelidir.
6. Doğum sonrası anne ve bebek bir arada kalmalıdır.
Avantaj ve dezavantajlara bakıldığında planlı sezaryenin zamanlamanın planlanması dışında önemli bir avantajı görülmüyor. Ancak doğumda olası bir risk saptandığında ve tıbbi endikasyon ortaya çıktığında hayat kurtarıcı olacağı kesindir. En mantıklı olan doğum süreci başladığında normal doğuma olanak tanımak, olası bir aksilikte sezaryen ihtimaline karşı yeterli tıbbi müdahaleye ve hekime ulaşabilir durumda olmak gibi görünüyor. Sezaryenin en kabul edilebilir olduğu durum, doğum süreci başladıktan sonra gerekli durum ortaya çıkarsa yapılan şeklidir.
Paylaş