Paylaş
Kocanızın size ilgisinin azaldığını, sizden uzaklaştığını mı düşünüyorsunuz? Bu hissinizde yalnız olmadığınızı bilmek belki içinizi biraz rahatlatabilir, çünkü yapılan araştırmalar evliliklerin yüzde yetmişinde kadınların tıpkı sizin hissettiğiniz duygular içerisinde olduğunu gösteriyor. Böyle olunca da akıllara şu sorular geliyor: “Bir zamanlar size kendinizi kraliçe gibi hissettiren kocanıza ne oldu? Çiçekler alan, iltifatlar yağdıran, romantik sürprizler hazırlayan, tutku ve şehvetle yaklaşan kocanız, nasıl böyle ilgisiz, ruhsuz, uzak bir yabancıya dönüşebildi?” Size bir iyi, bir de kötü haberim var… Kötü haber şu ki; kocanızın sizden uzaklaşması, evliliğinizde bir şeylerin yolunda gitmediğinin habercisi olabilir. İyi haberse; kocanızı geri kazanarak evliliğinizi kurtarmak sizin elinizde…
Evliliğin ilk zamanlarında her şey romantizm büyüsü içinde heyecanlı, tutkulu, eğlenceli, renklidir. Zamanla büyü bozulmaya, heyecan sönmeye, tutku azalmaya, renkler kaybolmaya başlar… Bunun nedeni çoğu zaman evliliğin bir alışkanlık, bir zorunluluk gibi görülerek sıradanlığa itilmesi, eşlerin birbirine gereken özeni göstermemesidir. Oysa evlilik bir zorunluluk değil, bir tercihtir… Evliliğin doğal seyrinde yaşanan iniş-çıkışlar normaldir. Önemli olan bunlara zamanında gerekli müdahaleyi yaparak bir krize dönüşmelerini engelleyebilmektir. Kocanızın sizden duygusal ve fiziksel olarak uzaklaşması da evlilikte yaşanabilecek iniş-çıkışlardan biridir. Bu durum, dönemlik ve geçici olabileceği gibi, evliliğinizle ilgili çözülmesi gereken önemli bir soruna işaret ediyor da olabilir. İyimserlik iyi bir tutum olsa da, böyle bir durumda işi şansa bırakmaya gelmez!
Evlilikte erkeğin eşinden uzaklaşmasına neden olan etkenler, her evlilik için ayrı ayrı listelenebilir ama her listenin başında genellikle "eşe duyulan öfke ve kırgınlık" yer alacaktır. Kocanız öfke ve kırgınlık duygularına teslim olduğunda, size sıcak ve yakın davranmak istediğinde bile, unutamadığı yaşanmışlıklar, kapatamadığı eski defterler onu, adeta kalbine takılan bir kelepçe gibi engeller. Unutmak ve bağışlamak, aşılması çok güç birer engel olarak durur karşısında... Kırgınlık ve öfke genellikle birlikte, çoğunlukla da iç içe geçmiş şekilde yaşanan ve evliliği yavaş yavaş zehirleyen duygulardır; çözüme kavuşturulmadıklarında etkileri yıkıcı olur. Elbette bu duygular öyle hemen akşamdan sabaha oluşmaz. Bu duruma gelinmesini hazırlayan bir geçmiş vardır ve bu geçmişteki başrol oyuncularından biri sizsinizdir. Şimdi, bir düşünün bakalım şu davranışlar size tanıdık geliyor mu? “Sürekli eleştirmek, asla takdir etmemek, başkalarıyla kıyaslamak, yaptıklarını hiç onaylamamak, sık sık terslemek, her şeyden şikâyet etmek, durmadan hayıflanmak, pireyi deve yaparak kavga çıkarmak, vb…” Bu gibi olumsuz davranışlarınız karşısında kocanızın sizden uzaklaşmayacağını düşünmek hayalcilik olacaktır. Sürekli eleştiren, şikâyetçi olan, memnuniyetsiz bir kadının evliliğin üzerindeki tahrip gücü atom bombasına eşdeğerdir. Erkekler eşleri tarafından onaylanmak, teşvik edilmek ve pohpohlanmak isterler. Tavır ve davranışlarınız kocanızda hayal kırıklığı ve üzüntüye yol açtığında, bu duyguların ardından öfke ve kırgınlığın gelmesi kaçınılmazdır. Ama durun hemen panik olmayın, bu durumu düzeltmek de sizin elinizde! Mevlana’nın dediği gibi; “İyi bir evlilik iki şeye bağlıdır: Birincisi, doğru insanı bulmaya; ikincisi, doğru insan olmaya…”
Kocanızın sizden uzaklaşmasına neden olan şeyleri artık bildiğinize göre, aranızdaki buzları kırmak için harekete geçme zamanı da geldi demektir. İşe, kocanıza onu ne kadar çok sevdiğiniz söyleyerek başlayın ve aşağıdaki tavsiyeleri uygulayın.
Sorunları halının altına süpürmekle onlardan kurtulamazsınız. Açıklık, dürüstlük ve iletişim, mutlu bir evliliğin yapı taşlarıdır. Kocanıza sizden uzaklaşmasıyla ilgili duygularınızı ve durumu değiştirme isteğinizi açıkça anlatın.
Kocanızla aranızda anlaşmazlık çıkaran, çatışma yaratan konuları tek tek masaya yatırın ve kendi hatalarınızı kabul ederek birlikte çözüm yolları arayın.
Kocanızı olduğundan farklı birine dönüştürmeye çalışmayın. Baskıcı, kontrolcü değil, duyarlı olun. Ona özen gösterin ama bunaltmayın, onunla ilgilenin ama sıkmayın.
Kocanızı beğendiğinizi, ona değer verdiğinizi, saygı duyduğunuzu gösterin. İletişiminizi artırın; onu dinleyin, onaylayın, takdir edin, asla başkalarıyla kıyaslamayın ve kesinlikle aşağılamayın.
Kocanızın geçmişte yaptığı hataları tekrar tekrar gündeme getirip onu yargılamayın, yaptıklarını başına kakmayın. Kendi hatalarınız için özür dileyin, onun hatalarını bağışlayın ve geçmişi geride bırakarak bugüne odaklanın. Bağışlama, yaşamınıza sevgi, güven ve samimiyeti kucaklayarak devam etmek için yapacağınız bilinçli bir seçimdir.
Sürekli yakınan, sitem eden, her şeyden şikâyetçi olan birinin yanından ışık hızıyla kaçmak isteriz. Olumsuz düşünceler başkalarından önce size zarar verir ve herkesi mutsuz eder. Olumlu düşünün, olumluya odaklanın, konuşurken olumsuz sözcükler kullanmayın, olumlu cümleler kurun ve yüzünüzden gülümsemeyi hiç eksik etmeyin.
Durup dururken ona sımsıkı sarılın, hiç beklemediği anda bir öpücük kondurun, televizyon seyrederken elini tutun, yanağını okşayın.
Gelecekte hatırlamaktan mutluluk duyacağınız güzel anılar inşa edin. Birlikte yapmaktan hoşlanacağınız spor ya da hobi faaliyetleri bulun. Günlük yaşamın monotonluğundan kurtulacağınız ve baş başa olacağınız küçük gezi, yürüyüş, piknik gibi aktiviteler yapın.
Yaşamınızda sekse öncelik verin ve kocanızı asla geri çevirmeyin. Gerekirse partnebasyon yapın. Cinsel yaşamınızı rutininden çıkaracak fantezilerle süslemek için kendinizi hayal gücünüze bırakın.
Elinizden gelen her şeyi yaptığınız halde, kocanız size hâlâ uzaksa ve evliliğinizde sorunlar varsa, en kısa sürede bir evlilik danışmanına başvurun.
Paylaş