Paylaş
CİSED tarafından yapılan ankete 18-65 yaş arasındaki toplam 2 bin 350 erkek katıldı. Katılımcılara daha önceden tespit edilen ve ‘Doğru’ ve ‘Yanlış’ seçenekleriyle değerlendirebilecekleri cinsellikle ilgili 31 cinsel mit soruldu. Yapılan anket sonucunda katılımcıların yüzde 55’inin cinselliğin temel ilkelerine dair doğru bildikleri pek çok yanlış bilgiye sahip oldukları ortaya çıktı.
Ankete yönelik değerlendirmelerde bulunan CİSED Genel Başkanı Psikoterapist Cem Keçe, Türkiye’de erkeklerin kadınlara göre cinselliği keşfetme yaşlarının daha erken olduğunu belirterek, bunun bir üstünlük değil çoğu zaman dezavantaj olarak görüldüğünü söyledi.
Erken yaşta cinsellikle tanışan erkeklerin arkadaşlarından, internetten veya yakın çevresinden kulaktan dolma bilgilerle, genelde ya yanlış ya da eksik şekillendiğini kaydeden Keçe, “Hurafelerin gölgesinde büyüyen, izledikleri pornografik kaynaklarda gördüklerini doğru ve gerçek sanan erkek çocuklar, ilerleyen süreçte bu yanlışlıkları yetişkinlikteki cinsel yaşamlarına taşırlar ve geleceğimizi karartırlar, sağlıklı ve mutlu bir toplum olma özlemimize ket vururlar” dedi.
Keçe, “Cinsel mitler ne yazık ki hala kişilerin ve çiftlerin hayatlarını karartıyor” diyerek, Türkiye’de çok yaygın olarak doğruluğuna inanılan ama aslında aslı olmayan cinsel mitler yüzünden sorun yaşayan çiftlerin ve kişilerin sayısının her geçen gün arttığının altını çizdi. Ülkemizde cinselliğin tüm yayınlara ve çabalara karşın ayıp, yasak ve utanç üçgeninde yaşandığını kaydeden Keçe, “Merak dolu sorular yanıtsız kaldıkça, toplumsal ve ahlaki tabular yayılmaya ve bunlara inanılmaya devam edildikçe; cinsellikle ilgili konular ailede, okulda ya da toplumda açıkça konuşulmadıkça, tartışılmadıkça, yeterli bilimsel araştırma ve yayından yararlanılmadıkça; eğitimsizlik, bilinmezlik ve bilgi boşlukları, sadece cinsel işlev sorunlarının değil, yüz kızartıcı cinsel suçların da artmasına neden olacaktır” uyarısında bulundu.
CİSED Genel Başkanı Psikoterapist Cem Keçe, ankette yer alan ve cinsel mitler içinde en fazla öne çıkan 31 yanlışı ve doğru bilgileri şu şekilde açıkladı:
1. YANLIŞ: Tüm fiziksel yakınlaşmalar sevişme ile sonuçlanmalıdır.
DOĞRU: Fiziksel yakınlık, sevilmek, dokunmak, sarılmak, öpmek, sadece cinsel ilişki isteğinin değil aynı zamanda sevgi, saygı ve ilgi ihtiyacının da bir ifadesidir. Sekse giden yolda kaldırım taşlarıdır. Özellikle kadınlar sonu seksle bitmeyen fiziksel yakınlaşmalara ihtiyaç duyarlar. İşte o zaman ‘Sadece seksi değil, beni arzuluyor’ noktasına gelirler.
2. YANLIŞ: Sevişmeyi başlatan kadın ahlaksızdır.
DOĞRU: Bu cinsel mit, toplumun kadını yüceleştirmesi ve ona cinselliği yakıştırmaması, iffeti korumak, cinselliği yaşamanın tehlikeli olduğu ve erkeklerden korunması gerektiği, cinselliği yaşamanın tehlikeli olduğu gibi anlamsız inanışlardan kaynaklanmaktadır. Oysa kadının da cinsel hazlar yaşama ve cinsel doyuma ulaşma ihtiyacı ve hakkı vardır.
3. YANLIŞ: Cinsellik penisin vajinaya girmesinden ibarettir.
DOĞRU: Cinsellik, ruh, beden ve zihin üçgeninde yaşanılan çok güzel bir süreçtir. Yani cinsellik çok boyutlu bir kavramdır. Bu boyutların eksik bırakılması ile yaşanan cinsellik, kadında ve erkekte cinsel sağlık sorunlarına yol açar. Seks yapmak; rahatlamış ve gevşemiş bir halde, sevişmenin ve dokunmanın verdiği hazza ve hissetmeye odaklanarak, herhangi bir performans hedefi koymadan, zamandan kopma, haz alıp haz verebilme, ruhu ve bedeni bir armağan gibi paylaşabilme, kimseyi tatmin etme zorlantısı olmadan, ne olursa olsun bir şekilde boşalabilme bilim ve sanatıdır…
4. YANLIŞ: Cinsellik sonu başarılı olunması gereken bir sınavdır.
DOĞRU: Cinsellikte önemli olan ‘sonuç’ değil ‘süreç’tir. Süreç keyifli olduğunda sonuç kendiliğinden ortaya çıkacaktır. Sonucu belirlemeye çalışmak veya cinselliği başarılı olunması gereken bir sınav gibi görmek onun gizeminden ve şifa veren sırrından uzaklaşmamıza yol açar. Çünkü cinsellik doğası gereği içinde en özel anları barındırır.
Bu özel anlar bir sınav olarak yaşandığında, kişiler karşılıklı olarak kendilerini ispat çabasına girer ve anın tadını çıkarmak yerine birbirlerini ya da kendileri takip süreci başlar, cinsel hazza konsantre olamazlar. Bu şekilde yaşanacak birliktelikte cinsel sorunlarla karşılaşmak kaçınılmazdır.
5. YANLIŞ: Erkekler cinsel ilişkiye her zaman hazırdır.
DOĞRU: Bu, erkeklerde sertleşme bozukluklarına neden olabilecek en yaygın cinsel mitlerden biridir. Erkeği büyük bir stres ve yük altında bırakır. Cinselliği mekanik bir performans kılan bu düşünce tamamen yanlıştır. Oysa erkek de etten ve kemikten bir varlıktır ve duyguları vardır, ruhen ve bedenen hazır olduğunda ve cinsel istek duyduğunda seks yapabilir. Cinsellik‘cinsel istek’, ‘cinsel uyarılma (sertleşme ve cinsel coşku)’, ‘plato (zevkli düzlük)’, ‘boşalma veya orgazm’ ve ‘çözülme ve cinsel doyum’ şeklinde 5 evreden oluşur. Cinsel istek olmadan seks olmaz.
6. YANLIŞ: Cinsel ilişkide en doğru pozisyon erkeğin üstte olduğu pozisyondur.
DOĞRU: Cinsel ilişkide en doğru pozisyon diye bir olgu yoktur. Çünkü cinsellikte neyin normal neyin anormal olduğunu söylemek, hangi pozisyonun daha zevkli olduğuna karar vermek zordur. Burada durum tamamen çifte, ortama ve o anki ruh haline bağlıdır. Çiftler neyi istiyorlarsa ve onlar için ne doğalsa o, o an için doğru ve en iyi olandır.
7. YANLIŞ: Güçlü erkekler üst üste birkaç kez sevişirler.
DOĞRU: Cinsel birlikteliği yaşayan ve doyuma ulaşan her erkek, doyum arkasından ‘refrakter dönem’ denilen bir çözülme sürecine girer. Bu dönemde erkek dinlenir ve yaptığı seksin doyumunu yaşar. Bu süreçte fizyolojik olarak erkek yeni uyarılma veya boşalmaya hazır değildir. Genellikle bu dönem yaşa ve bedensel performansa bağlı olarak 30 dakika ile 1 saat arasında değişir.
8. YANLIŞ: Erkekler için skor ve kaç defa boşaldıkları çok önemlidir.
DOĞRU: Kadın ve erkeğin bedensel özellikleri cinsellikte de çok farklıdır. Kadınlar, uyaranların bileşimi ile arka arkaya defalarca orgazm olabilirken erkeklerde bu durum söz konusu değildir. Yani bir erkeğin kadın gibi arka arkaya boşalması mümkün değildir. Kaldı ki cinsellik ortak paylaşım, mutluluk, haz alma, iki bedeni bir ve bütün olarak hissetmek ve duyguları hareketle karşılıklı birbirine aktarmak olarak tanımlanır. Burada mühim olan skor değil, paylaşılan hazzın ve zevkin oranıdır.
9. YANLIŞ: Erkekler kadınlara nasıl zevk verileceğini bilmelidir.
DOĞRU: Her kadın çok özel ve biriciktir. Ve zevk vücutta sürekli yer değiştirir. Bu nedenle bir erkeğin kadına nasıl zevk vereceğini tam olarak bilmesi mümkün değildir, konuşarak zek noktaları ve zevk alma şekilleri keşfedilecek bir süreçtir. Cinsellik, iki insanın yaşadığı ve birbirine zevk ve haz verdikleri çok özel bir deneyimdir. Erkeğin cinsellikte öncelikli sorumlulukları olduğunu iddia eden bu cinsel mit, performans endişesine neden olur. Cinselliği bir yarış, güç gösterisi, beceri imtihanı olarak gören erkek eninde sonunda sertleşme ve boşalma sorunlarıyla yüzleşebilir.
10. YANLIŞ: Erkek adam sevişme talebine hayır diyemez.
DOĞRU: Sevişmeyi reddetmek, eşi ya da partneri reddetmek veya partneri sevmemek anlamına asla gelmez. Kadın ya da erkek için ‘istemek’ gibi ‘reddetmek’ de kutsal bir haktır. Bu nedenle eğer içinden cinsel istek gelmiyorsa erkek cinselliği kabul etmek zorunda değildir. Zaten zorunda kalınarak ‘evet’ denilmiş bir cinsel birliktelikte haz ve doyum eksikliği hissedilmesi, sertleşme sorunu yaşanması mümkündür.
11. YANLIŞ: Boşalma sırasında idrar da gelebilir.
DOĞRU: Birçok erkek boşalma sırasında idrarın da gelebileceğinden korkar. Oysa bu oldukça yersizdir. Erkek, boşaldığında bunu, içinde sperm bulunan meniyi dışarıya fışkırtma şeklinde gerçekleştirir. Fışkırtmanın kuvvetini boşalma kanallarının ve prostatın kasılması sağlar. İdrar yolu aynı zamanda böbreklerden gelen idrarın da dışarı atılmasını sağlayan geçiş yoldur. Ancak boşalma sırasında mesane boynundaki kaslar, idrar yolunu tamamen kapatır ve idrarın girmesini engeller.
12. YANLIŞ: İlk cinsel ilişkide başarısız olan erkek, erkek değildir.
DOĞRU: Gerdek gecesi ve kanlı çarşaf geleneği ilk cinsel ilişkiyi toplumsal bir sorun haline getirmiştir. Bu da kadının ve erkeğin üzerinde bir baskı oluşturmuştur. Erkeğin kendini ispat etme kaygısı ve cinsel kültür tecrübesizliği onu penise odaklı cinselliğe iter. Böyle bir durumda da erkek genellikle ya sertliğini yitirir ya da erken boşalır. Bu durum son derece normaldir, olağan bir durumdur. Erkeklikle asla ilgisi de yoktur. Oysa çift zaman içinde birbirini ve bedenini tanıdıkça bu durum kendiliğinden ortadan kalkacaktır. Erkeğin kimliğini sadece cinselliğe ve cinsel organına yüklemek, durduk yere sorunlar çıkarmaktan başka hiçbir işe yaramaz. Çünkü penis zaten ‘özgür bir ruh’tur ve hükmedilemez.
13. YANLIŞ: Sürekli sevişmek isteyen kadın kötü kadındır ya da nemfomandır.
DOĞRU: Nemfomani, kadınlarda görülen, ailesinin, yaşının ve psikolojisinin tam karşıtı bir davranışta bulunarak değişik erkeklerle sürekli birlikte olma isteği ve aşırı seksüel istek duyma yoluyla yaşanan çok özel bir cinsel işlev bozukluğudur. Hastalık derecesine varacak kadar takıntılı cinsel ilişki kurma gereksinimi ve penise doyamama durumu olarak ifade edilebilir. Psikoseksüel bir bozukluktur. Ancak eşine, sevgilisine duygulu ve cinsel yönden aşırı istekli olan her kadına nemfoman diye tanı koymak veya seksi seven bir kadına kötü kadın gözüyle bakmak çok ama çok yanlıştır. Her psikolojik sorunun kendine has tanı şartları vardır ve bu durumun kararını sadece bir uzman bir cinsel terapist verebilir.
14. YANLIŞ: Mastürbasyon körlük, sağırlık ve kısırlık yapar.
DOĞRU: Mastürbasyonun kadında veya erkekte hiçbir bedensel olumsuz tesiri yoktur. Aksine rahatlamayı ve kişide gevşemeyi, kendini keşfi ve haz almayı sağlar. Ayıp değildir, ihtiyaç ve doğal bir gerekliliktir. Bu yüzden mastürbasyonla ilgili toplumda söylenen olumsuz yakıştırmalar, tarifler ve sözler cinsel mitlerden başka bir şey değildir.
15. YANLIŞ: Mastürbasyonda kalite değil skor önemlidir.
DOĞRU: Özellikle ergenlerde yaygın olan bir cinsel mittit. Bu yüzden de kişi hızlı ve çok boşalmaya kendisini şartlar. İşte ergenlikte atılan bu yanlış temel, ilerde erken boşalma sorununun da temelini oluşturur. Çünkü kişi kendini hızlı ve çok boşalmaya programlamıştır. Bir süre sonra boşalma üzerinde oluşturması gereken denetimi de öğrenemez. Eğer mastürbasyonla ilgili bir başarıdan söz edilmesi gerekiyorsa bu hızlı ve çok yapılması ile değil kişinin sadece penisine odaklanarak boşalma olmadan aldığı haz oranının ne olduğu ile değerlendirilmesi daha doğru bir bakış açısı olacaktır.
16. YANLIŞ: İlk gece kanama olmazsa erkek görevini yapamamıştır.
DOĞRU: Her şeyden önce cinsellikte bir görev ve sorumluluk dağılımı yoktur. Partnerler bir birey olarak kendi zevklerinden sorumludur. Üzerinde pek çok cinsel mit üretilen ilk gecede de kanın gelmemesi, kadının bakire olmadığı ya da erkeğin görevini yapmadığı anlamına asla gelmez. Kadının ilk ilişkiye yönelik korkularına karşılık erkekte de kızlık zarını zorlayarak kan getirmek gibi tuhaf bir endişesi vardır ki bunlar hakikatten uzak ve boş inanışlardır.
İlk gecenin kanamasız ve acımasız atlatılması mümkündür. Öncelikle rahat olunmaya, gevşemeye çalışmalıdır. Düğün öncesi ve sırasında yaşanan gerginlikler bir tarafa bırakılmalıdır. Erkek acele etmemelidir, karısının duygularını ve bedenini uzun uzun okşamalıdır, ona güzel sözlerle iltifatlarda bulunmalıdır. Kadın ise kendini kasmamalı ve ıslanması tam olduğunda cinsel ilişkiye girmelidir. Normal bir kızlık zarı yukarıda bahsettiğimiz ideal şartlar altında ilk cinsel birleşmede yırtılmaz, delinmez, patlamaz, kanamaz, ağrı ve acı yapmaz. Hafif bir açılma olur, bu da dışarıdan anlaşılmaz ve gelip geçer.
17. YANLIŞ: İlişki sırasında vajina penisi sıkıştırabilir ve kilitlenip kalma durumu olabilir.
DOĞRU: Çiftlerin en çok korktuğu olaylardan biri de, kadın ve erkeğin ilişki sırasında birbirlerine kilitli kalmalarıdır. Bu cinsel mite tıpta ‘Penis Captivus’ adı verilir. Ancak insanlar için değil köpekler için kullanılan bir tanıdır. Dişi köpek erkeğin spermlerini daha fazla tutabilmek ve döllenme olasılığını artırmak için sağmaya benzeyen bir kasılma hareketi yapar. İşte kitlenme, kilitlenip kalma köpeklerde bu yüzden olur. Ancak ne insan doğasında böyle bir davranış vardır, ne de vajinanın bir penisi sıkıştıracak kadar güçlü kasları…
18. YANLIŞ: Boşalma sırasında erkek geri çekilirse hamilelik olmaz.
DOĞRU: Ülkemizde doğum kontrolü adına bu yöntem oldukça yaygındır. Ancak bir hurafedir ve çok risklidir. Çünkü geri çekilme yönteminde erkek, vajina deliğinin olduğu vulva bölgesine boşaldığında 48 saat canlı kalabilen spermler vajinal kanalda ilerleyebilir. Ayrıca prezervatifsiz cinsel birleşme sırasında az da olsa spermler üst üste yapılan ikinci seks denemesinde plato evresinde zevk sıvısına karışabilir. Bundan dolayı doğum kontrolünde güvenilirliği yüksek olan yöntemlere başvurmak daha doğru bir yaklaşım olacaktır.
19. YANLIŞ: Doğum kontrolü sadece kadının sorumluluğundadır.
DOĞRU: Cinsel ilişki doğal olarak birden fazla kişinin paylaştığı bir süreçtir. Bu süreçte yaşanan hazlar da sorumluluklar da ortaktır. Cinsellikte sorumluluğun tek bir kişiye yüklenmesi, partnerler arasındaki ilişkide uyum ve güven sorunlarını doğuracaktır. Bu da sağlıksız bir ilişkiyi beraberinde getirir. Bu nedenle doğum kontrolü hem kadının hem de erkeğin sorumluluğunda olmak zorundadır.
20. YANLIŞ: Her sevişme boşalmayla sonuçlanmalıdır.
DOĞRU: ‘Sevişmek her zaman, seks zaman zaman!’ felsefesini cinsel yaşama uygulamak gerekiyor. Dokunmaların çok olduğu bir cinsel yaşamda heyecana yer verildiği için cinsel istek artacak ve doyurucu bir seks yaşanması kaçınılmaz olacaktır. Ayrıca, kalıplaşmış olan ‘dokunma sonrası seks’ bilincinin yıkılması, kadının odak noktasını değiştirecek ve hiç olmadığı kadar istekli, heyecanlı ve mutlu olmasını sağlayacaktır. Bu nedenle erkekler sekse bakış açılarında bir değişiklik yapmalı ve partnerlerini dokunuşlarla uyandırmalı fakat bu uyarım sonunda seks olmamalıdır.
21. YANLIŞ: Boşalma olunca cinsellik biter.
DOĞRU: Cinsellik, haz alıp haz vermek, ruhu ve bedeni paylaşabilmektir. Partnerlerin birbirlerine bedenlerini armağan etmesidir. Cinsel haz almak ve süreci yaşamak, özensiz, acele ve sırf tatmin olmak için yapılan bir cinsel ilişkiden çok daha değerlidir. Ayrıca kadınlar sadece seks için değil, kendileri arzulandıkları zaman daha fazla keyif alırlar. Bu nedenle boşalma olup seks bittiğinde erkeğin kendilerine dokunmaya devam etmesini ve sadece seks için değil özel ve değerli oldukları için, kendileri oldukları için arzulandıklarından emin olmak isterler.
22. YANLIŞ: Vajinal boşalma erkeğin performansına bağlıdır.
DOĞRU: Vajinal boşalma doğuştan değil sonradan öğrenilen bir beceridir. Bilinenin aksine erkeğin vajinal boşalmadaki rolü oldukça azdır. Vajinal boşalma cinsel yaşam sürecinde kadının edindiği tecrübelerin ve kendi vücudunu tanımasının bir getirisi ve kadının sorumluluğundadır. Aslında vajinal boşalma ve klitoral boşalmanın ayrımının yapılması da bilimsel olarak çok doğru değildir. Bu nedenle bu süreçte erkeğin rolünden çok kadının vajinal boşalmayı öğrenmiş olması ve ritmini ayarlayabilmesi daha önemlidir.
23. YANLIŞ: Kadınlar kalın ve uzun penislerden hoşlanırlar.
DOĞRU: Pornografik yayınlarla pekişen bu cinsel mit oldukça yaygın bir yanılsamadır. Pek çok erkek, kendi cinsel organının yetersiz olduğunu düşünür. Gerçekte büyük penis çoğunlukla kadına acı verebilir. Vajinanın anatomisi de aslında büyük veya uzun bir penise gereksinim duymaz. Çünkü vajinal zevk bölgesi aslında vajinanın ilk 3 santimetresinde, G noktası adı verilen ve klitorisin hemen altına denk gelen bölgededir. Vajinal kanalın devamında anılan bölgenin dışında penisin zevk verebileceği başka bir nokta bulunmamaktadır. Üstelik penis sertleşmemiş halde iken de zevk verebilir. Gerçekte odaklanmak gereken ölçüt organların boyu değil, karşılıklı bedenlerle verilen haz oranıdır.
24. YANLIŞ: Cinsellik için penisin mutlaka sertleşmesi gerekir.
DOĞRU: Bu da oldukça yaygın bilinen bir yanlıştır. Cinsel birlikteliğin gerçekleşmesi için penisin sert olmasına gerek yoktur. Penis sertleşmeden parmakların ufak bir müdahalesi ile vajinaya girişi sağlanabilir. Uzakdoğu Tao öğretisinde buna ‘Yumuşak Giriş’ adı verilmiştir. Bu şekilde erkek hem kendine hem de partnerine cinsel haz verebilir. Ayrıca parmaklar penis gibi kullanılarak ve bu esnada klitorise oral uyarı yapılarak kadına zevk verilebilir. Hatta kadın erkeğin vücuduna sürtünerek de boşalabilir.
25. YANLIŞ: Penis sertleştiğinde boşalmalıdır.
DOĞRU: Penis sertleşince hemen cinsel ilişkiye girilmesi inancı, cinselliğin bir görev olarak yaşanması algısından ve ‘Ya sertliğimi vajinaya girmeden kaybedersem’ kaygısından kaynaklanır. Bu nedenle sertleşme olunca hemen cinsel ilişkiye girilmeye çalışılır. Bu durum boşalma üzerindeki denetimi de olumsuz yönde etkileyebilir, erken boşalmaya yol açabilir. Oysa telaşsız bir rahatlık içinde derin derin nefes alıp vermek, hazza odaklanmak, penisin inip kalkmasının çok normal ve denetimsiz bir süreç olduğunu bilmek, ilişkiden alınacak hazzı arttıracağı gibi kişiye boşalma denetimini de sağlayacaktır.
26. YANLIŞ: Penisin sertleşme güçlüğü iktidarsızlığın habercisidir.
DOĞRU: Cinsel ilişki başlayıp sonlanana kadar erkekte ve kadında cinsel haz ve uyarılma aynı şekilde gelişmez. Zaman zaman dalgalanmalar olur. Erkekte sertleşme hemen ortaya çıkmayacağı gibi süre sonra sertliğin azalıp artması da yaşanabilir. Bunlar son derece doğal süreçlerdir ancak erkekler penisinde sertleşmenin azalması ile panik yaşar. Bu durum başaramama korkusunu doğurur ve sorunun süreklilik göstermesine neden olabilir.
27. YANLIŞ: Erkekler sadece penisten zevk alırlar.
DOĞRU: Erkeklerin cinsel hazzı sadece penisten aldığı doğru bir bilgi değildir. Kadın veya erkek fark etmeksizin insan bedeni sinir ağları ile örülmüştür. Bir erkeğin cinsel hazzı peniste yoğunlaşmış olabilir ama tıpkı kadındaki gibi göğüs uçlarından haz alabilir. Üstelik zevk bedende dolaşır. Cinsellik de bedende dolaşan hazzın karşılıklı aranması sürecidir. Önemli olan partnerlerin birbirlerinin haz noktalarını keşfetmesi ve zevki bedende aramasıdır.
28. YANLIŞ: Dikkat başka yere çekilirse erken boşalma önlenebilir.
DOĞRU: Birçok erken boşalma vakasında, tedavi başvurusundan önce kendi kendine ‘Fenerbahçe’nin ilk on birini sayma’, ‘yüzden geriye üçer üçer sayma’ gibi dikkatini sevişme sırasında dağıtmaya çalışarak boşalmayı kontrol etme denemesi görülmüştür. Oysa böylesi bir yöntem hazzı azaltmanın yanında boşalma denetiminin de tümden yitirilmesine neden olabilir. Erkek böyle yaparak boşaldığını fark edemez ve erteleyemez. Aniden ve beklenmedik boşalmalar yaşanır. Ayrıca bu şekilde hem erkeğin hem de partnerinin yeterli cinsel haz alması mümkün değildir.
29. YANLIŞ: Geç boşalan erkek kadına daha fazla zevk verir.
DOĞRU: Geç boşalma da tıpkı tersi olan erken boşalma gibi bir cinsel uyum sorunudur. Süre uzadıkça kadının ilgisi ve uyarılmaları azalabilir. Bu da zamanla vajinada kuruma ve ağrıya neden olur. Bu nedenle geç boşalma kadınların tercih ettiği bir durum değildir. Kadınlar, süreden ziyade seksten önceki uyarımların ve önsevişmenin yoğun olduğu bir cinsellikle doyuma daha çabuk ulaşırlar. Bundan dolayı erkeğin boşalımda süreden ziyade kaliteye ve hazza odaklanması doğru olacaktır.
30. YANLIŞ: Geç boşalma iyi erkekliğin göstergesidir.
DOĞRU: Geç boşalma erkekliğin göstergesinden ziyade bir cinsel işlev bozukluğudur. Tedavi edilmesi gerekir. Çok sık rastlanmayan bir durumdur ancak tedavi edilmediği takdirde tıpkı erken boşalmada olduğu gibi hem kadının hem de erkeğin cinsel yaşamında travmatik etkiler doğurabilir.
Paylaş