Paylaş
“İçinde duygunun olmadığı bir cinsellik, insanı mutlu edemez. Tek başına seks, yalnızca mekanik bir eylemdir” uyarısında bulunan Uzman Psikolojik Danışman Dr. Cem Keçe, ülkemizde de son yıllarda artış gösteren ‘seks arkadaşlığı’ tabirine yönelik düşüncelerini aktardı.
“Duygunun dışlandığı yatak arkadaşlığı, insanın doğasına aykırıdır!”
2000’li yıllardan itibaren yaygınlaşan kitle iletişim araçları, cinselliğe olan ilgiyi artırdı. Bu durum, bazı toplum bireylerinin farklı arayışlara yönlenmesine neden oldu. ‘Seks arkadaşlığı’ tabiri özellikle Avrupa ve ABD’de tabu olmaktan çıktıktan sonra ülkemizde de yaygınlaşmaya başladı. Doyumsuzluk hissi yüksek olan ve haz beklentisi içine giren kişilerde, aşk arayışından çok seks arayışının ağır basmasıyla, aslında hep var olan fakat çok fazla konuşulmadığı için bilinmeyen, ‘seks arkadaşlığı’ tabiri sonunda gündeme oturdu. Bu durum kişileri yalnızlığa ve mutsuzluğa itti. Seks arkadaşlığı ilişkisinde hiçbir kısıtlama olmadığı için geceyi beraber geçirme ya da ertesi gün telefon etme zorunluluğu da yoktur. Sahiplenme, kıskanma gibi duyguların tamamen yasak olduğu bu ilişki türünde, aşk ve seks birbirine karıştırılmamalıdır. Yorganın altında olanlar da sadece o iki kişiyi ilgilendirir. Ayrıca, bu iki kişi, kendi hayatından sorumlu olup, birbirinin hayatını bilmeleri gerekmemektedir. Ancak, her ne olursa olsun, duygunun dışlandığı yatak arkadaşlığı, insanın doğasına aykırıdır!
En çok kimler seks arkadaşlığına ihtiyaç duyuyor?
Beklentilerin karşılıklı olması durumunda, sadece seks üzerine kurulu bir ilişkinin, uzun vadeli olması mümkün olabilir. Bu durum, özellikle orta yaş grubundaki, kariyerine önem veren, bu nedenle de düzenli bir ilişki için zaman ve enerji harcamak istemeyen, Amerikalı ve Avrupalı kadınlar arasında görülmekteydi. Artık ülkemizde de ‘yatak arkadaşı’ tabiri, yalnız cinsel birleşme için bir araya gelen kişiler için kullanılmaya başlanmıştır. Bu tarz ilişki yaşamak isteyen bireyler, özellikle evli ve aşk beklentisi olmayan, sır tutabilen, kıskançlık, kısıtlama gibi duygusal dürtülerini kontrol edebilen, aile ve sosyal çevrelerinin dışında olan kişileri seçmektedir. İlk bakışta böyle bir ilişki şekli cazip gelse de, sonu genellikle hüsranla bitmektedir. Zamanla kullanan-kullanılan bir ilişkiye dönüşecek olan yatak arkadaşı ilişki biçimi, kullanılan kişinin kendini değersiz hissetmesine ve bunun sonucunda da ağır bir depresyona girmesine neden olabilecektir. Bazı bireylerde, yatak arkadaşlığı kontrolden çıkarak, kişiyi seks bağımlısı haline getirebilir. Bu, terapi gerektiren bir cinsel işlev bozukluğudur. Bunun dışında, sürekli değişik insanlarla birlikte olmak cinsel yoldan bulaşan hastalıklara da davetiye çıkartmaktadır.
Bu tarz bir ilişki hangi olumsuz sonuçları doğuruyor?
Yatak arkadaşlığını seçen kadın ya da erkek, geçmişinde genellikle iyileşmemiş bir aşk acısı yaşamış kişilerdir. Bu kişiler, tekrar acı çekmemek için yeni bir duygusal ilişkiye girmek istemez. Canının istediğiyle özgürce birlikte olmak, sorumluluktan uzak rahat bir cinsellik yaşamak, bu tip aşk yarası olan bireyler açısından bir onarım ilişkisi ve depresyonla baş etme şekli olarak görülmektedir. Fakat bu tarz bir savunma mekanizması çözüm olmamakla birlikte, kişinin kendine olan özgüven ve saygısını kaybetmesine, hatta daha ciddi ruhsal sorunlara da yol açabilmektedir. Kişiler aşk acılarını genellikle tek başına aşmaya çalışıyorlar ancak, bazı kişiler geçmişten gelen olumsuz çocukluk yaşantılarından dolayı bu süreci aşamayıp, yatak arkadaşı gibi yanlış yollara sapabiliyorlar. Yoğun üzüntü, terk ve kayıp gibi duygular için gerektiğinde terapi yardımı almak yararlı olacaktır.
Zamanla “Başlarda, haftada bir kez, yalnızca cinsel ilişki için buluşuyorduk. Zamanla ona aşık olduğumu hissettim ama o, benim yalnızca bedenimle ilgileniyordu. Kendimi kullanılmış bir paçavra gibi hissetmeye ve kendimden nefret etmeye başladım” şeklinde cümlelerin kurulduğu yatak arkadaşlığının çok olumsuz sonuçları olur. İster istemez işin içine duygu karışma ihtimali nedeniyle, her iki tarafın da, başlangıçta koyulan kurallara uyması pek de olanaklı olmayabilir. Bu durum, zamanla ilişkiyi içinden çıkılmaz bir sorun yumağına dönüştürebilir. Bu sorunlar, taraflardan birinin diğerine aşık olması ya da karşısındaki bireyden daha fazlasını istemesi gibi bir durumla sonuçlanacağı gibi ilişkinin tek taraflı sonlandırılması durumunda kişinin kendini kullanılmış ve terk edilmiş hissetmesi şeklinde de örneklendirilebilir. Bu nedenle, duygusal tatminsizlik yaşama, kendini kullanılmış hissetme, toplum tarafından hoş karşılanmama kaygısı ve zamanla yatak arkadaşına aşık olma riski üzerinde durulması gereken önemli sorunlardır. Genellikle var olan bir arkadaşlığa sonradan cinsellik eklendiğinde, bu ilişki sonlandırıldığında eskiden kalma arkadaşlık da sonlandırılmış olur. Sonuç olarak kişiler, dostluk ve arkadaşlık ile cinsel dürtüler arasında bir seçim yapmalıdırlar.
Paylaş