Paylaş
Kadın seks hayatındaki problemlerden dolayı cinsel terapiste gitmiş. Uzun seanslar boyunca çözüm için net bir şey yakalayamayan cinsel terapist bir ara; “Sevişirken hiç kocanızın yüzüne baktınız mı?” diye sormuş. Kadın; “Evet!” demiş. Cinsel terapist sormuş; “Nasıldı?” Kadın yanıtlamış; “Çok kızgındı!” Cinsel terapist gerçekten önemli bir yere yaklaştığını hissetmiş, detaya girmek istemiş. “Kocanızın suratını gördüğünüzü ve çok kızgın olduğunu söylediniz, peki neden ona bakmak ihtiyacı hissetiniz?” diye sormuş. Kadın yanıtlamış; “Çünkü, sevgilimle sevişirken eşim evin penceresinden bize bakıyordu...” Bu fıkradaki durumların yaşanmaması için çiftlerin cinsel hayatlarıyla ilgili sorumluluklar alması gerekiyor. Çünkü monotonlaşan ilişkilerde veya uzun birlikteliklerde zamanla cinsel istekte azalma, erkeklerde sertleşme ve boşalma sorunları, kadınlarda ıslanma ve kabarma problemleri meydana gelebiliyor. Yaşanan ekonomik sıkıntılar, ilişki çatışmaları, ruhsal sıkıntılar gibi olumsuz faktörler cinselliğin bir “GÖREV” gibi tek düze ve rutin bir şekilde yaşanmasına yol açabiliyor. Ancak monotonlaşan ve sorunlara gebe olan cinsel yaşam; çiftlerin birbirlerine olan tutkularını sürdürmek için sorumluluk almalarıyla, daha fazla birbirlerine dokunmalarıyla ve yakınlaşmalarıyla, reddedilmeyi göze alarak cinsel arzu ve fantezilerini paylaşmalarıyla, kendileriyle ve vücutlarıyla barışık olmalarıyla, erotik filmler seyretmeleriyle, erotik romanlar okumalarıyla ve aşk oyunlarına açık olmalarıyla önlenebiliyor. Cinsel terapistlere göre sağlıklı ve mutlu, keyifli ve tatminkâr bir seksin yolu kişinin kendisiyle ve vücuduyla barışık olmasından ve fantezilerinizi geliştirebilmesinden geçiyor. Bu konuda başarısız olan çiftlerin cinsel sorun yaşaması ise zamanla kaçınılmaz bir gerçek olarak karşımıza çıkabiliyor. İşte en sık rastlanan seks problemleri…
Mastürbasyon evliliklerde ve düzenli ilişkilerde normal seksin yerini aldığında ve takıntılı bir şekilde yapıldığında cinsel ve ilişkisel problemlere neden olabiliyor. Kişinin kendi kendine uyarması ve tatmin etmesi olarak bilinen ve bireysel olarak “tek başına” yapılan mastürbasyon, kontrolsüz bir şekilde ve gereğinden fazla yapılıyorsa, partner ilişkilerinde bozulmalara, karşı cinse olan cinsel çekimin azalmasına ve sosyalleşme problemlerine neden olabiliyor ve bu durumda patolojik olarak görülebiliyor. Yakalanma korkusuyla, ayıp ve yasak düşünceleriyle yapılan aşırı mastürbasyon yetişkin cinsel ilişkilerin gelişmesini geciktirebiliyor ve zamanla kişiyi erken boşalmaya programlayabiliyor. Ancak partnerle karşılıklı ve “çift olarak” yapılan mastürbasyon, normal cinsel aktivitelerin eğlenceli bir parçası olarak değerlendirilebiliyor ve mastürbasyondan ziyade çiftlerin bir seks yapma tekniği olarak kabul ediliyor.
Seks yaparken başta AIDS olmak üzere herpes ve diğer cinsel yolla bulaşan hastalıkların bulaşabileceğinden korkma gibi "hastalık kapma korkusu", "hamile kalma korkusu", çocuklukta fiziksel sevgi eksikliğinin getirdiği "yakınlık korkuları", mastürbasyonla genital keşfin olmamasına bağlı "bilinmezlik korkuları", ebeveynle mastürbasyon konusunda sorunlar yaşanması gibi "yakalanma korkusu" seks korkuları yani cinsel anksiyete olarak biliniyor ve güvensizlik hissi yaratarak yakın ve samimi ilişkiler kurulmasını güçleştirebiliyor.
Mutlu bir partner ilişkisi için mutlu bir cinsellik, mutlu bir cinsellik için de cinsel istek gerekiyor. Ancak hormonsal bozukluklar, karaciğer ya da böbrek fonksiyonlarında bozukluklar, bazı ilaçların kullanılması, evlilik ve ilişki sorunları, suçluluk ve günahkarlık duyguları, stres, depresyon, hamile bırakma endişesi, performans kaygısı ve yakalanma korkusu gibi nedenlerden dolayı cinsel isteksizlik yaşanabiliyor. Bazı kadınlarda hamilelik, doğum ve emzirme gibi belirli dönemlerde ve jinekolojik cerrahi müdahaleler sonrası geçici olarak cinsel istek kaybı olabiliyor. Cinsel isteğin kişide ve yaşadığı ilişkisinde sıkıntı oluşturacak veya sosyal ve tıbbi sorunlara yol açabilecek düzeyde artması durumlarında aşırı cinsel istekten bahsedilebiliyor. Yineleyici ve tekrarlayıcı cinsel davranışlar, cinsel fantezi ve cinsel etkinliklere girme dürtüsünün çok fazla olduğu bu durumda, cinsel istek ve cinsel aktiviteler kontrolden çıkarak partneri cinsel ilişkiye zorlama veya mantıksız sebeplerle partnere zorla sahip olma arzusu gibi ilişkisel, sosyal, psikolojik, fiziksel ve adli sorunlara yol açabiliyor. Kullanılan bazı ilaçlar cinsel isteğin artmasına neden olabiliyor.
İnatçı ve tekrarlayıcı bir biçimde, çok az cinsel uyarılma ile cinsel birleşme yani penisin vajinaya girmesinden önce, penis vajinaya girer girmez ya da penis vajinaya girdikten hemen sonra, kişinin ve partnerinin arzu ettiği süreden daha önce oluşan boşalmaya denetimsiz boşalma yani ERKEN BOŞALMA adını veriyoruz. Cinsel hayatı aktif olan her on erkekten yedisinin cinsel terapiste başvurma nedeni olan denetimsiz boşalmada önemli olan süre değil, boşalma refleksi üzerinde istemli denetimin olmaması… Denetimsiz boşalma kader değil, cinsel terapi ile yüzde yüz tedavi edilebilen bir cinsel uyum sorunu… Omurilik yaralanmaları, üretral darlık, prostat bezine ya da testislere cerrahi müdahale gibi faktörler boşalma mekanizmasına olumsuz etki edebiliyor. Bu tip problemler boşalma ve orgazm problemlerinin yani kısa zamanda boşalmanın ortaya çıkmasına neden olabiliyor. Ergenlik döneminde rüya sırasında meydana gelen ve “ıslak rüyalar” olarak ifade edilen boşalmalar normal olarak kısa sürüyor. Güven, sevgi ve anlayış erkeğin strese girmesini engelleyip boşalma kontrolü sağlamasını kolaylaştırabiliyor. Erken boşalmadan farklı olarak suçluluk duygusu içinde veya başka güçlü duygularla cinsel ilişkiye başlayan bazı erkeklerde GEÇ BOŞALMA adını verdiğimiz bir sorun ortaya çıkabiliyor. Bilinçli ve bilinçdışı faktörler boşalmayı etkileyebiliyor. Şeker hastalığı, sinir hasarı, prostat hastalıkları, idrar yolu daralması gibi fiziksel sebepler ve bazı ilaçlar boşalma zorluklarına yol açabiliyor. Geç boşalmanın çözümü ön sevişme döneminde erotizmi arttırmakla, makat ve perine uyarısıyla, gevşeme ve rahatlatmaya yönelik bir oyun havasında uygulanan tekniklerle, fantezilerinden bahsetmekle, güçlü erotik cümlelerle veya görüntülerle mümkün olabiliyor.
Sertleşme sorunu her ne kadar yaşın ilerlemesi ile birlikte ortaya çıkan bir rahatsızlık olarak görülse de son yıllarda gençlerde de görülebiliyor. 40 yaşını geçen erkeklerin yüzde 70’ine yakınında görülen sertleşme sorununda yüksek tansiyon, diyabet, damar sertliği gibi faktörler etkili rol oynayabiliyor. Pek çok nedeni ve tedavi yöntemi bulunan sertleşme sorununun nedenleri, tanısı, önce kime başvurmak gerektiği ve tedavisi hakkında bilgi sahibi olmak gerekiyor. Çünkü sertleşme sorunları yani iktidarsızlık, sürekli yineleyici bir şekilde cinsel bir ilişkiyi başlatacak ölçüde bir sertliği oluşturamama veya ilişkinin devamını sağlayacak kadar sertliği sürdürememe olarak tarif ediliyor. Bu sorunla her erkeğin her zaman ve her yerde karşılaşabileceğinin unutulmaması gerekiyor.
Sürekli olarak ya da yineleyici bir biçimde, cinsel heyecanın olmaması, cinsel uyarılmanın yeterli bir ıslanma yani vajinanın sulanması ve kabarma tepkisini sağlayamama yani klitorsin sertleşmemesi ya da cinsel etkinlik bitene dek bunları sürdürememe durumlarında cinsel uyarılma sorunlarından bahsedilebiliyor. Bu sorun belirgin bir sıkıntıya ya da kişiler arası ilişkilerde zorluklara neden olabiliyor. Menopoza bağlı östrojen düzeyinde düşme, atrofik vajinit, şeker hastalığı gibi fiziksel hastalıklar, grip ilaçları, antihipertansif ve antihistaminik ilaçlar uyarılmayı zorlaştırabiliyor. Ayrıca (1) yaşla veya çekicilikle ilgili endişeler, (2) partneri ebeveyn olarak algılama ve ona karşı cinsel ilginin azalması, (3) yakınlaşma ve sınır sorunları, (4) evlilik ve ilişki çatışmaları, (5) aldatma, aldatılma veya partnerin sadakatinden kuşkulanma, (6) geleneksel, ayıp, yasak ve günah duygularıyla kısıtlayıcı yetiştirilme koşulları, (7) cinsellikle ilgili suçluluk duyguları, (8) katı dini ve ahlaki inançlar, (9) cinsel fobiler veya kaçınmalar, (10) babaya karşı olan çocuksu ödipal aşkın bilinçdışında devam ediyor oluşu, (11) cinsel ilginin ve yönelimin kendi cinsine yönelik olması, (12) histrionik ve borderline kişilik bozuklukları, depresif ve distimik kişilikler, (13) teşhircilik veya cinsel sadizm gibi maskelenmiş cinsel sapıklıklar, psikolojik olarak cinsel uyarılma sorunlarına yol açabiliyor.
Pek çok kadının sorunu olan ağrılı ve acılı cinsel ilişki yani disparoni, basit bir enfeksiyondan kaynaklanabileceği gibi ciddi hastalıklara da işaret edebiliyor. Bu nedenle cinsel ilişki sırasında ağrıdan yakınan kadınların zaman kaybetmeden mutlaka bir cinsel terapiste ve jinekologa başvurmaları gerekiyor. (1) Cinsel birleşme sırasında vajinaya girmede zorlanma, (2) vajinaya girme ya da girme girişimleri sırasında vulvovajinada ya da pelviste belirgin ağrı duyma, (3) vajinaya girme eyleminin gerçekleşeceği beklenirken ya da vajinaya girme sırasında ya da girilmesinden ötürü vulvovajinada ya da pelviste ağrı duymayla ilgili olarak belirgin bir korku ya da kaygı duyma ve (4) vajinaya girme girişimi sırasında aşk kaslarını (pelvis tabanı kaslarını) çok germe ya da sıkma durumu, yaklaşık altı aydır, sürekli ya da yineleyici bir biçimde yaşanıyorsa, kadında ve çift ilişkisinde belirgin bir sıkıntıya neden oluyorsa disparoniden bahsedilebiliyor. Ağrı genellikle vajina ya da kasık bölgesinde gelişiyor. Disparoniden yakınan kadınlar, ağrı ve acının verdiği korkuyla ağrı beklentisine girebiliyor ve cinsel ilişkiye girmekten kaçınabiliyor. Hatta bazı durumlarda ağrının ve acının çok şiddetli olması, vajinal kasların, ilişkiye girilmesine engel olacak kadar sıkı kasılmasına bile yol açabiliyor. Disparoni, “derin” ve “yüzeyel”, "primer" (yaşam boyu) ve "sekonder" (edinsel), “psikolojik nedenli” ve “fiziksel nedenli” olarak sınıflandırılabiliyor. Derin disparoni, vajinaya penisin tam olarak girmesinden sonra kasık veya karın bölgelerinde ağrı ve acı hissedilmesi olarak tarif ediliyor. Rahim, yumurtalık, tüpler ve alt karın bölgesi ile ilişkili önemli hastalıklar derin disparoniye neden olabiliyor. Yüzeyel disparoni ise vajinanın hemen girişinde veya vajina içerisinde hissedilen ağrı ve acı hissi olarak biliniyor. Primer disparoni, kişi cinsel açıdan etkin olduğundan beri varken, sekonder disparoni oldukça olağan bir cinsel işlevsellik evresinden sonra başlıyor. Disparonide psikolojik nedenlerden çok fiziksel nedenler ön planda görülüyor. Herpes simpleks enfeksiyonu (genital uçuk) ya da vajinit gibi vajinal bölgede ya da rahimde gelişen enfeksiyonlar, vajinada, rahimde veya yumurtalıkta gelişen kitle ve tümörler, vajinada yabancı cisimlere karşı oluşan alerjiler, endimotriozis yani iç genital bölgedeki organlarda oluşan yapışıklıklar, menopoz döneminde vajinada oluşan kuruluklar, kızlık zarının yapısal olarak sert olması gibi kızlık zarıyla ilgili sorunlar, doğumsal vajina kusurları disparoniye neden olabiliyor. Bunun dışında psikolojik sorunlar, ön sevişmeye yeteri zaman ayrılmaması ve yeterince hazır olunmadan cinsel ilişkiye girme vajinada tahrişe ve ağrılı cinsel ilişkiye neden olabiliyor. Erkeklerde ise üretra enfeksiyonları ağrılı cinsel ilişki yaşanmasına yol açabiliyor.
Sağlıklı ve mutu bir seks; rahatlamış ve gevşemiş bir halde, sevişmenin ve dokunmanın verdiği hazza odaklanarak, haz alıp haz verebilme, ruhu ve bedeni paylaşabilme, ne olursa olsun bir şekilde boşalabilme bilim ve sanatıdır. Bu nedenle seks sorunlarının çözümü rahatlamak ve gevşemekten geçiyor ve bunun en iyi yollarından biri spa & wellness konsepti... Çünkü dokunma, dinlenme, sağlıklı beslenme, fitness, kozmetik, öz-bilinç ve alternatif tedavi yöntemlerinden oluşan spa & wellness konsepti, zihin, ruh ve bedenin bir bütün olarak rahatlaması, gelişmesi hatta iyileşmesi üzerine kurulu… Ruh, beden ve zihin birbirini etkiliyor ve pozitif yönde tetikliyor, bütünsel bir gelişim, sağlıklı ve mutlu bir seks hayatı sağlıyor. Bu nedenle ruha, zihne ve bedene sıcak dokunuşlar yaparak yaşam enerjini yükselten, iyi enerjiyi açığa çıkartan, bağışıklık sistemini güçlendiren, kişinin kendini çok iyi hissetmesini sağlayan, zihin ve beden yorgunluğunu azaltan spa & wellness konseptiyle ruh ve bedendeki gelişim ve değişim aynı anda hissedilebiliyor.
Paylaş