Paylaş
Uzman Psikolojik Danışman Cem Keçe, medyanın devlet gibi bir rolü olduğuna dikkat çekerek dizilerin aslında izleyici tarafından gerçek hayatın bir parçası olarak algılandığını ifade ediyor. İşte bu kadar önemli bir görsel gücün mutlaka toplumun büyük bir kısmını ilgilendiren cinsel sorunların kader olmadığına ve tedavi edilebilir olduğuna dair olumlu mesajlar vermesi gerektiğini söylüyor.
“Diziler eğlence amaçlı olsa da toplum tarafından hayatın bir parçası olarak görülmekte ve birçok kişi senaryodaki karakterlerle özdeşleşmektedir. İşte bu kadar önemli bir görsel gücün dizilerle birlikte insanlara cinsel terapi, psikoterapi, aile ve evlilik terapileri gibi psikolojik yardım alma seçeneklerinin varlığının anlatması lazım.
Dizilerde cinsellik olsun sözümüzden kastımız, asla erotizm ve erotik öğeler kullanılsın anlamında değildir. Senaryolarda cinsel sorunların kader olmadığına, cinsel travmalar sonrası yaşananların tedavisinin olabileceğine ve gerçek cinsel eğitime yönelik olumlu mesajlar verilmelidir. Mademki cinsel travmalar ve cinsellik bu kadar etkileyici dramlar içeriyor, o zaman tedavisinin olduğunun da topluma anlatılması gerekiyor. Bugüne kadar cinsel işlev bozukluklarının tam anlamıyla ele alındığı bir dizi yok. Mesela ülkemizde her evli on kadından birinde görülen vajinismuslu bir çiftin dramını ve tedavi süreçlerini işleyen veya erken boşalması ve iktidarsızlığı nedeniyle cinsel terapi alan bir adamın acılarını konu alan bir dizimiz şu ana kadar olmalıydı. Dizilerimizde, cinsel sorunların kader olarak algılanmaması gerektiği, bu sorunları yaşayanların çaresiz olmadığı, kadınların ve erkeklerin terapistlerin yardımı ile cinsel sorunlarının ve buna bağlı travmalarının üstesinden gelebilecekleri mesajını vermemiz şart.”
“Çocuklar Duymasın” ve “Fatmagül’ün Suçu Ne?”
Keçe o konuyu daha ayrıntılı anlatmak adına bazı dizilerden örnekler veriyor: “Bir dizi var ki o da yıllardır Türk aile yapısına yönelik olumlu mesajlar veriyor. “Çocuklar duymasın” dizisinden bahsediyoruz. Burada aile içi sorunların çözümüne yönelik olumlu mesajların işlenişi ile birlikte dizide bir ‘Sinan Bey’ rolü vardı. Bu kişi de bir terapist. Tüm bu veriler gösteriyor ki dizinin yapımcıları profesyonel yardım alıyor.
Ve elbette “Fatmagül’ün suçu ne?” Bu dizide de tecavüze uğrayan Fatmagül, düzenli olarak terapiste giderek profesyonel yardım alıyor ve bu sahneler de oldukça etkili bir şekilde izleyiciye sunuluyor. Böyle olumlu örnekler ortadayken tecavüz, cinsel taciz, çocuk yaşta yapılan evlilikler ve benzeri konuları işleyen ağır dram dizilerinde cinsel travmalar sonrası senaryo gereği psikolojik yardım alınan sahnelerin yeterince olmaması oldukça düşündürücü. Çünkü Türkiye'de erkeklerin yüzde 70'i, kadınların ise yüzde 80'i cinsel sorun yaşıyor. Yani cinsel sorunlar en yaygın memleket meselesi.”
Paylaş