Paylaş
İnsanın cinsel eğilimlerini çözebilmesi, hayatının başka alanlarına inebilmesine yardımcı olabilen cinsel fanteziler genellikle 5 ana temanın altında toplanıyor;
Bu 5 ana tema cinsel dürtüleri harekete geçiriyor ve aşk oyunları adı altında birtakım pratik uygulamalara zemin yaratıyor. Kişi cinsel fantezilerle, hayal gücüyle, aşk oyunlarıyla beynini çalıştırmaya sevk edebiliyor ve cinsel isteğini arttırabiliyor. Kişinin sağlıklı ve mutlu bir cinsel yaşam amacı varsa beyin de bu amaca adım adım ulaşma yollarını hayal ederek, fantezi kurarak, rutinin dışına çıkarak ve daima pozitif düşünerek buna ulaşabiliyor.
Cinsel yaşamın dört silahşoru olan ‘merak, ayıp, günahkarlık algısı ve yasaklar’ cinselliğin doya doya yaşanmasına engel olabiliyor. İnsanlar yaşamlarının diğer alanlarında sınırsız bir şekilde hayal kurabiliyor, bunlardan suçluluk duymak akıllarına bile gelmiyor, bu hayallerin gerçeğe uygun olmasını da beklemiyor. Ama iş cinselliğe geldiğinde yetişme çağlarından itibaren aşılanan cinsel değer yargılarıyla insanlar cinsel davranışlarını sınırlamaya yöneltiliyor. Bırakın cinsel davranışları gerçekleştirmeyi, bunları hayal etmek dahi zorlaşıyor. Oysa cinsel fanteziler insanoğlunun hayal dünyasının sınır tanımayan ve sınırlanamayan yaratıcı motifleridir. Cinsel fantezi kurmak kolay, güvenilir ve kişinin kimseye ihtiyaç duymadığı bir eylemdir.
Cinsel fantezilerde kişi senaryoyu kendisi yazabiliyor, istediği oyuncuları kendisi seçiyor ve onları istediği gibi oynatabiliyor. Bu açılardan bakıldığında cinsel fanteziler; insanların deneme-yanılma yönteminin risklerine maruz kalmamaları için sahip oldukları bir yetenek, bir çeşit simülasyon, gerçeklerin tatmin edilemediği noktada beynin pansuman için ürettiği yararlı sanrılar... Cinsel fanteziler hayal dünyasında kaldığı ve kişinin kendisine, partnerine ya da topluma zarar vermediği sürece sorun yaratmıyor. Bu nedenle “En iyi seks partneri, en çok hayal kurandır” sözü kendini gerçekleştiriyor.
Cinsel hayatlarını monoton veya renksiz bulan birçok çift; daha coşkulu, daha tutkulu ve daha renkli bir aşk hayatları olsun istiyor. Kurguların gücünü keşfedip, kalplerinin sesini dinleyip fantezilerin renkli dünyasına yelken açmayı talep ediyor. Fanteziler cinsel hayatı renklendiriyor ve eşler arasındaki iletişimi güçlendiriyor. Erkekler daha çok dans ederek soyunan kadını izlemek gibi erotik fantezileri, kadınlar ise daha çok güzel bir müzik eşliğinde, baş başa mum ışığında yemek yemek gibi romantik fantezileri seviyor. Bu nedenle fantezilerin erotizm ve romantizmin dansını içermesi gerekiyor. Çünkü romantizm olmadan erotizmin ve yaşanan cinselliğin kalitesi düşüyor.
Cinsel bilgi ve belleğin oluşumu, gelişmesi ve olgunlaşması için hayal, fantezi kurulması gerekiyor. Bu beyni kalıplardan ve rutinden kurtarıyor. Cinsel fanteziler; kişilerin üzerindeki birtakım baskıları azaltabiliyor, günlük hayatlarını normal olarak sürdürmelerine ve cinsel yaşamdaki heyecanı yoğunlaştırarak, daha kolay doyuma ulaşmalarına yardımcı olabiliyor. Kişinin kendisini tehlikeye atmadan veya reddedilme kaygısı taşımadan, farklı insanlar ve durumlar keşfetmesini mümkün kılabiliyor. Bu durum cinsel isteği, cinsel duyarlılığı ve cinsel yaşantıdan alınan hazzı arttırabiliyor, kişinin cinsel birleşme sırasında havaya girmesine ve kendi kendini erotize etmesine yardımcı olabiliyor, duyguları canlı tutabiliyor, cinsel yaşantıyı monotonluktan, sıradanlıktan uzaklaştırıp, renklendirebiliyor, zenginleştirebiliyor.
İnsanların bugün yaşadığı hayat, çoğu zaman çocukluk ya da ilk gençlik yıllarındaki hayallerin bir eseri olabiliyor. Herkesin kendine ait hayalleri veya fantezileri var. Bu hayaller; yaş, durum, şartlar, sonuçlar ve zaman dahilinde değişebiliyor. Belki yerine yenileri eklenebiliyor, bazıları iptal olabiliyor ama kişinin hayallerinden asla vazgeçmemesi gerekiyor. Çünkü geçmişe ait güzel anılar ve hayaller; insan yaşamının önemli bir parçası, kişiyi geçmişe özlemle ve geleceğe beklentiyle bağlayan, geçmişle gelecek arasında bağ kuran ve insanların hayata tutunmalarını sağlayan köprülerdir. İnsanoğlu iş, kariyer, aşk ya cinsellik gibi neredeyse yaşamın har alanında hayaller kuruyor. Özellikle sabah saatlerinde ve gecenin ileri saatlerinde insanoğlunun zihninin başıboşluğundan ya da dinlendirici olması nedeniyle aşk ve cinsellik fantezileri oldukça yoğunlaşıyor. Kültürel yapı ve yetiştirilme tarzı nedeniyle bu düşüncelerden sıklıkla utanılıyor ve suçluluk duyuluyor. Gerçekte ise fanteziler, kişinin kendisini iyi hissetmesine ve cinselliğinin gelişmesine neden oluyor. Bu nedenle aşk ve cinsel hayata renk katmak için ilham kaynağı olabilecek cinsel fantezilerden vazgeçmemesi ve hayal etmekten korkulmaması önem taşıyor.
Fantezilerin büyülü dünyasından destek almak önemli ama kişi hayallerinin veya fantezilerinin hepsini yaşamak zorunda değil. Fanteziler eylem değil, kişiye özel ve sadece kişiye ait düşüncelerdir. Kişi fantezilerini yaşamak ya da partneriyle paylaşmak zorunda değil, düşündüğü veya hissettiği her şeyi yaşamak zorunda da değil. Hayaller veya fanteziler insanlara zarar vermiyor, aksine ilham veriyor. Cinsel fantezi kurmayan insan neredeyse yok. İnsanlar; özellikle yaşları ilerledikçe veya ilişkileri olgunlaştıkça, cinsel isteklerinin o kadar çabuk uyanmadığını görebiliyor. Bu dönemlerde fanteziler cinsel isteğin arttırılmasında yardımcı olabiliyor, duyguları canlı tutuyor, cinsel yaşantıyı monotonluktan, sıradanlıktan uzaklaştırıp renklendiriyor ve zenginleştiriyor. Çünkü her açıdan insanın kendi denetimi altında kurulan cinsel fanteziler, kişinin kendisini tehlikeye atmadan ya da reddedilme kaygısı taşımadan farklı insanlar ve durumları keşfetmesini mümkün kılabiliyor. Ayrıca cinsel fanteziler; herhangi bir cinsel sapkınlığın baş göstermesini önleyebiliyor veya evliliklerde yıllar geçip ilişki olgunlaştığında boşanma, aldatma veya aldatılma ihtimallerini azaltabiliyor.
Paylaş