Güncelleme Tarihi:
Aşırı sıcaklardan bunaldığımız yaz aylarında serinleyebilmek için çeşitli yollara başvuruyoruz. Soğuk besinlerin tüketimi de serinlemek için tercih ettiğimiz yöntemlerin başında geliyor. Fakat yaz aylarında dondurma yerken ya da soğuk su içerken kişiler sıklıkla dişlerinde “üşüme” olarak adlandırdıkları şikayetlerle karşılaşabiliyor.
Diş hassasiyeti; sıcak veya soğuk yiyecekler tüketildiğinde ortaya çıkan sızı şeklindeki ağrılarla kendini belli ediyor. Kışın genellikle varlığını çok hissettirmeyen diş hassasiyeti, yaz aylarında soğuk içecek ve yiyeceklerin tüketilmesinin artmasıyla sızlama şeklinde belirtiler vermeye başlıyor. Ağrıya neden olan ve kişinin yiyip içtiklerinden aldığı zevki azaltan diş hassasiyetleri, birçok faktöre bağlı olarak ortaya çıkabiliyor.
Diş hassasiyetinin en yoğun hissedildiği durumların başında dişlerdeki çürükler geliyor. Çürüyen dokunun diş minesine zarar vermesi hassasiyet oluşumuna neden oluyor.
İyi fırçalanmayan dişlerde kalan yiyecek artıkları, bakteri ve tartar oluşmasına neden olabiliyor. Oluşan bakteri ve tartarlar da diş eti iltihaplanmasına yol açarak diş etlerini güçsüzleştiriyor ve dişlerde hassasiyet meydana getiriyor.
Diş dolgusu zamanla etkisini kaybedebiliyor ve yenilenmeye ihtiyaç duyabiliyor. Etkisini kaybeden dolgular da diş hassasiyeti oluşturuyor.
Diş eti çekilmeleri esnasında, diş kökü ortaya çıktığı için diş hassasiyeti artıyor.
Sert diş fırçası kullanımı, fazla macun kullanımı veya hatalı fırçalama sonrasında diş eti çekilmeleri meydana gelebiliyor. Çekilme sonrasında da yumuşak kök yüzeyinin açığa çıkmasıyla ağrı oluşabiliyor.
Hassaslaşan diş yüzeyine, düşük PH’lı yiyeceklerin asidik sıvısının temas etmesiyle ani hassasiyetler oluşabiliyor. Yine kola gibi asitli içeceklerin tüketilmesi de diş hassasiyetlerini artırabiliyor.
Diş gıcırdatma, mine tabakasının zarar görmesine neden olarak diş etlerinde aşınan yerlerde hassasiyet oluşturabiliyor.
Diş hassasiyetinin birden fazla sebebi ve tedavisi vardır. Diş hekimi, mümkün olan tüm seçenekleri gözden geçirmeli, doğru bir teşhis koyduktan sonra hastaya en uygun tedavi programını belirlemeli. Hassasiyetin sıklığı ve şekli de tedavi şeklini belirleyen en önemli faktördür.
Dişlerde çürük mevcut ise; dolgu veya kanal tedavisi uygulanmalı, eski dolgular yenilenmeli, dişlerdeki tartar ve plaklar temizlenmeli, diş gıcırdamasına sebep olan sorunlar ortadan kaldırılmalıdır. Diş etlerinin çekilmesi sonucunda ise, diş kök yüzeylerinin açığa çıktığı durumlarda dental lazer uygulamaları kısa sürede ve kesin çözüm sunmaktadır.
[fotogaleri=3355,3136,2300]