Yaşlanma karşıtı cilt tedavileri

Cildimizde, serbest radikallerin neden olduğu süreçler, metabolik süreçlerin doğal yaşlanma sürecinde yavaşlaması, kollajen üretimindeki azalmayla birlikte yaşlılık belirtileri meydana geliyor. Bunun yanı sıra ciltteki hiyaluronik asitin azalmasıyla da birlikte yaşlanmanın temelleri atılmış oluyor. Bu süreç içerisinde genetik yatkınlıklar, kronik bazı hastalıklar ya da çevresel faktörler, güneş, sigara, çevre kirliliği, beslenme bozuklukları gibi nedenler de bu süreci tetikleyen kavramlar arasında. Sonuç olarak tüm bu etkenler bir araya geldiğinde kırışıklıklar, çizgilenmeler, oluklar, yüzde elastikiyet kayıpları, damar yapısındaki bozulmaya bağlı olarak kızarıklıklar, pigment bozukluklarına bağlı lekelenmeler, gibi sorunları oluşur. Bunlar aslında cilt yaşlanmasının belirtileridir.

CİLTTE YAŞLANMAYI İLK GÖSTEREN YER HANGİSİ?

Ciltte yaşlanmayı ilk gösteren yer göz çevresidir. Göz çevresi çok ince bir deridir. Özellikle güneş hasarları ve mimikler de bu bölgede çizgilenmelere yol açar. Gözaltı morlukları, torbalanmalar, sarkmalar, deride gevşemeler de yaşlanma belirtileri olarak göze çarpar. Bunun yanında atlanan bölgeler vardır ki hep ikinci planda kalır; eller, dekolte ve boyun bölgeleri. Bazen biz hekimler ya da hastalarımız sadece yüze odaklanıyoruz. Bu da diğer bölgelerin, çevresel faktörlere maruz kalan, yaşlanmanın sıklıkla eşlik ettiği bölgelerin atlanmasına yol açıyor.

CİLT YAŞLANMASINI ÖNLEMEK İÇİN NELER YAPILMALI?

Artık yaşlanmak kader değil. Tabii önlemlere karar verirken, doğru cilt analizi, genetik yapının doğru değerlendirilmesi ve kişinin yaşına, cinsiyetine, sosyal hayatına bakılarak önlemler ve tedaviler öngörülmelidir. Bu da farklılık gösterir. Hekimin iyi bir muayenesinin ardından tedaviye başlanabilir.

YAŞLANMAYA YÖNELİK TEDAVİ YÖNTEMLERİ NELER?

Burada da tabii ki önce doğru muayene ve belirlenen problemlerin tespitinden sonra kişiye özel tedavi yapmak gerekir. Pek çok tedavi yöntemi var. Teknoloji artık bu konudaki tüm imkanlarını tıbba ve estetik tıbba sunuyor. Bizler de bu gelişmeleri Türkiye’deki hekimler olarak çok yakından takip ediyoruz. Çok iyi bir noktadayız. Tedavi yöntemlerinde de artık çeşitliliğimiz çok arttı. Ameliyatlı ameliyatsız tedaviler, iğneli- iğnesiz mezoterapiler, PRP’ler, ısı tedavileri, ultrasonlar, radyofrekanslar, lazer teknolojileri, özel bakımlar, kollojen aşıları, nem aşıları, pek çok tedavi çeşidi ve yöntemi var. Özellikle vurgulamak istiyorum, kişiye özel tedavi olmalı, kişinin problemlerine sosyal durumuna, yaşına göre karar verilmesi tedavi şekline karar verilmesi lazım.

GÜNEŞ IŞINLARININ CİLDİMİZİN YAŞLANMASINDAKİ ROLÜ NEDİR?

Güneş ciddi bir enerji kaynağı. Ülkemiz de bu konuda şanslı bir coğrafyada ama güneşten korunmalıyız. Çünkü güneşin yaşlanmada gerçekten çok önemli bir rolü var. Güneşin cildi kurutması ya da ciltteki pigment bozukluklarına neden olması cilt yaşlanmasında oldukça önemli bir etken. Cilt, kendini güneş gibi dış etkenlere karşı direkt korumaya alır. Melanosit hücreleri dediğimiz hücreler bu savaşta pigment bozuklukları şeklinde yüze yansıyan bulgular verir, lekelenme yapar.