Güncelleme Tarihi:
Baharın ilk günleriyle beraber, yaz saati uygulamasına da geçiyoruz. 26 Mart Cumartesiyi, 27 Mart Pazar gününe bağlayan gece saatlerimizi 1 saat ileri alacağız. Havaların daha geç kararması herkesi mutlu ediyor. Ancak mutluluğu gölgeleyecek sorunlar da yaşanıyor. Araştırmalara göre saatlerin ileri alınmasını takip eden pazartesi günü konsantrasyonlara bağlı kazalar artarken kalp krizlerinde ise yüzde 24’e varan yükselme görülüyor. Yaşanabilecek sorunları engellemek içinse bugün itibariyle bazı önlemler almanız şart!
Kişiden kişiye değişmekle birlikte yaz saati uygulamasına uyum sağlanması iki günden birkaç haftaya kadar değişebiliyor. Bu süre, beyinde bir çekirdek olarak tespit edilmiş olan ‘Biyolojik saatimizin’ uyum sağlama süresi. Biyolojik saatimizi etkileyen en önemli faktörler güneş ışığı, melatonin hormonu, düzenli yemek saatleri, düzenli uyku saatleri. Kış saatine geçiş dönemi ile karşılaştırıldığında yaz saatine uyum sağlamak daha zor hale geliyor. Çünkü saatlerin ileri alınması ilk günlerde 1 saat az uyumanıza dolayısıyla da sağlığınızın bu durumdan daha fazla etkilenmesine neden olabiliyor. Bu uygulamaya geçmeden birkaç gün öncesinde önlem almak için bedeninizi hazırlamaya ve uykunuzu düzenlemeye çalışmanızda yarar var.
Cuma gecesi normal uyku saatinizi 20 dakika, cumartesi gecesi ise 40 dakika öne alın. Pazar gecesi de saatlerin ileri alınması ile birlikte normal saatinizde uyumuş olursunuz.
Cuma öğle saatlerinden itibaren çay, kahve, yeşil çay, adaçayı, kuşburnu, çikolata, enerji içecekleri ve gazlı içecekler tipi kafein ve uyarıcı madde içeren besinlerden uzak durmalısınız. Bu tip yiyecek ve içecekler uykunuzun gelmesini geciktirebiliyor ya da sağlıklı bir uykuyu engelleyebiliyor.
Özellikle yaz saati uygulamasının başladığı haftasonu alkol tüketmemeye özen gösterin. Alkol, uyku yapısını bozan maddelerin başında geliyor. Hem uykunun sık bölünmesine hem de dinlendirici olmamasına neden oluyor.
Yaz saati uygulaması sonrası ilk günlerde fırsat yaratabilirseniz öğleden sonra 20 dakikayı geçmeyen şekerleme uykusu yapın. Bu kısa uykular sizin çok daha enerjik olmanızı sağlıyor.
Sabah güneş ışığını alacak şekilde yürüyüşler yapın. Öğlen saatlerine kadar alınan güneş ışığı biyolojik saatinizi düzene sokuyor ve uyum sağlamanıza yardımcı oluyor.
Akşam saatleri itibariyle mümkün olduğunca parlak aydınlatmalardan kaçının. Yine biyolojik saatimiz iş başında. Karanlıkla birlikte melatonin hormonu salgılanmaya başlarken gün ışıması ile birlikte melatonin salınımı duruyor. Yani ‘Gece oldu uyu, sabah oldu uyan’ diyen hormonumuz.
İdeal olarak erişkinlerin 8 saat uykuyla şarj olduğunu, bu süreyi kısaltmanın depresyon, kalp damar hastalıkları, diyabet, kanser, enfeksiyonlar ve demans gibi sorunlara, kilo alımına ve erken yaşlanmaya neden olduğunu unutmayın.
Düzenli egzersiz yapmak hem uyku kalitenize hem de uyku düzenine katkıda bulunuyor. Dikkat edilmesi gereken tek nokta egzersizin yatma saatinizden 3 saat öncesi tamamlanması gerekliliği. Vücut ısınız egzersiz sırasında ısınıyor ve ancak bu ısı düşmeye başladığında rahat bir uykuya dalabiliyorsunuz.
Sigaranın zararları tartışılmaz bir gerçek. Her bir sigaranın kahve kadar uykuyu kaçırmada etkin olduğunu unutmayın. Sigara hem uyku yapısını bozuyor hem de yorgun uyanmanıza neden oluyor. Bu nedenle sigarayı bırakmalısınız.
Yatmasaatinizden bir saat önce gevşemek, günün gerginliğinden arınmak için kendinize zaman ayırın. Mümkünse bu bir saat içine akıllı telefonlar, tablet ve bilgisayarlarınızı sokmayın… Mavi ışıklarından sakının. Ilık bir duş, sıcak bir banyo, iyi gelen müzik veya kitap okuyarak sakinleşebilirsiniz.