Virüslere karşı önce güneş sonra antioksidanlar mı?

Güncelleme Tarihi:

Virüslere karşı önce güneş sonra antioksidanlar mı
Oluşturulma Tarihi: Mart 30, 2020 12:01

Tüm dünyayı kasıp kavuran koronavirüs bazı konuları yeniden sorgulatır oldu. Sadece bu virüsten değil tüm virüslerden nasıl uzak durulabilir, vücut direnci nasıl arttırabilir? Güneş bu konuda ne kadar yardımcı olur? Antioksidanlar bizi bu mücadelede destekler mi? Dermatolog Dr. Yasemin Fatih Amato, tüm merak edilenleri anlattı.

Haberin Devamı

Güneş, koronavirüse karşı büyük bir savaşçı mıdır?

Hong Kong Üniversitesi'nde patoloji profesörü olan Dr John Nicholl, koronavirüsün sevmediği üç şey olduğunu söylüyor: Güneş ışığı, sıcaklık ve nem.

Nicholls, "Güneş ışığı virüsün yarıya kadar büyüme yeteneğini azaltırken bu sayede ömrü neredeyse 2,5-3 dakikaya iniyor. Karanlık bir ortamda ise 20 dakikaya kadar büyüdüğü gözlemlenmektedir. Bu çıkarımla güneş ışığının virüsleri öldürmede bize gerçekten iyi bir dost olduğunu söyleyebiliriz.”

Aynı şekilde, Almanya'nın Deneysel ve Klinik Enfeksiyon Araştırmaları Merkezi'nde virolog olan Thomas Pietschmann, koronavirüsün çok ısıya dayanıklı olmadığını, yani sıcaklık yükseldiğinde virüsün hızla parçalandığını söyledi.

Bu açıklamalar ışığında güneşin dik açısının virüslerle mücadelede bize destek olduğunu düşünebiliriz. Ama “Hastane Enfeksiyonu Dergisi” tarafından yayınlanan bir araştırmaya göre, Kuzey Yarım Küre’de hava ısınsa bile, koronavirüs 25 dereceye kadar sıcaklıklarda günlerce yaşayabiliyor.

Tüm bu açıklamalar ışığında güneş ışınlarının virüs ile mücadelede büyük bir destekçi olduğunu ancak doğrudan faydasının da sınırlı olduğunu kabul etmeliyiz.

Bağışıklık sistemimizi koruyabilecek en etkili destek antioksidanlardır. Bu nedenle güneş yükseldikçe antioksidanların sağlığımız için önemi artar.

Doğal antioksidanlar;
- Kuru erik,
- Lahana,
- Kuru üzüm,
- Yaban mersini,
- Karnabahar,
- Kırmızıbiber,
- Soğan,
- Ispanak,
- Çilek,
- Böğürtlen

A, C ve E vitaminleri

Piyasada her bütçeye uygun, gayet değerli antioksidanları bir araya getiren çoklu vitamin tabletleri bulabiliriz. Bunlar oldukça kullanışlı olmakla birlikte içeriğindeki A, C ve E vitamini miktarlarına dikkat etmeliyiz. Çünkü serbest radikallerle mücadelede bu vitaminlerin kilit bir önemi vardır.

C vitamini, “Gençlik vitamini”

C vitamini kesinlikle direncinizi geliştirir ve tahribatı onarır. Derinizdeki kolajen miktarını, kanser hücreleri ile savaşan T-lenfositlerini arttırır. Yemeklerden yarım saat kadar önce, sabah ve akşam olmak üzere günde 2 kez 500 mg’lık C vitamini alın. Tabii bol su ile. Çünkü C vitamini suda çözülür. Bu dozu sıcak günlerde 2000 mg’a kadar çıkarabilirsiniz. Ama daha fazlası ters etkiye yol açar.

E vitamini

E vitamini yemek yerken kullanılmalıdır. Çünkü bu vitamin yağda çözünür. Günlük ideal doz 400 IU’dur. Bazı doktorlar 800 IU’ya kadar çıkılmasını önerirler. Bence 400 IU yeterlidir. C ile E vitamini birlikte alındığında, bunlara bir de selenyum eklendiğinde her ikisinin etkisi artar. Yaptıkları işler o küçücük haplardan beklenmeyecek kadar yararlıdır; hücrelerdeki enerjiyi arttırırlar ve bütün yönleriyle vücut direncini yükseltirler.

A vitamini ve beta karoten

A vitamini cildimizin ve bağışıklık sisteminin en önemli desteklerinden biridir. Yağda eridiği için, A vitamini vücutta depolanır ve fazlası zararlıdır. A vitamininin değişik bir formu olan beta karotenlerin ise böyle bir tehlikesi yoktur. A vitamini için günlük doz, 5000 IU.dur. Yemeklerle birlikte alınması daha yararlıdır.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!