Güncelleme Tarihi:
Vesayet, velayet altında bulunmayan küçüklerin ve bazı erginlerin korunması amacıyla kabul edilen bir hukuki bir kurumdur. Vesayet altına alınması gereken kişilerin tespit edilerek vasi görevlendirilmesi ile son bulan dava çeşidi ise vasi tayini davasıdır. Bu dava ile kişisel ve mali menfaatlerini koruma gücünden yoksun olan küçüklerin ve ergin oldukları hâlde özel bakım gerektiren ya da kanunda belirtilen durumlarda olan kişilerin bakılması ve temsil edilmesi ile onlara özen gösterilmesi, vesayet makamı ile denetim makamının gözetiminde olan gerçek kişilerce sağlanır. Vasi tayini davası vesayet makamı olan Sulh Hukuk Mahkemelerinde görülür ve bu süreçteki kararlar denetim makamı sıfatıyla Asliye Hukuk Mahkemesi denetiminden geçer.
Mahkeme kararı olmadan küçük veya kısıtlılara vasi atanması mümkün değildir. Ayrıca vasilere kanun tarafından önemli sorumluluklar yüklenmiştir. Vasiler, vesayeti altındaki kimselerin malları için defter tutar, sulh hâkimine hesap verir ve bu mallar üzerinde, kural olarak tek başına tasarruf edemez. Ayrıca, yaptığı hizmetler için ücret isteme hakkına sahiptir.
Vesayeti yani kendisine vasi atanmasını gerektiren kişiler kanunda tek tek sayılmıştır. Buna göre velâyet altında bulunmayan bir küçük olması, kısıtlılık , akıl zayıflığı, savurganlık, alkol ve uyuşturucu madde kullanımı, bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkûm olmak (hükümlü olmak) ve kişinin isteği üzerine bir kişiye vasi tayin edilmesi talepli olarak dava açılabilir. Açılan davada vasi tayin edilmesi, kişi eğer akıl sağlığı veya akıl zayıflığı nedeniyle koruma altına alınacak ise sağlık kurumundan rapor almış olmalı, diğer kısıtlılık hallerinde ise kısıtlı adayı dinlenmeden karar verilmemelidir.
Kısıtlama kararı yani vasi tayini kararı kesinleşince, kısıtlının hem nüfusa kayıtlı olduğu yerde, hem de yerleşim yerinde hemen ilân edilir. Kısıtlama, iyi niyetli üçüncü kişilere karşı, ancak ilân edilmesinden sonra etkili olur.
Türk Medeni Kanunu kapsamında vasi dışında başka kısıtlılık halleri de düzenlenmiş olup, bunlar; kayyım ve yasal danışmandır.
Kural olarak vasiye kısıtlıyı bakım ve temsil yetkisi verilmiş ise de bu yetki sınırsız değildir. Vesayet altındaki kişinin evlât edinmesi veya evlât edinilmesi, vatandaşlığa girmesi veya çıkması, bir işletmenin devralınması veya tasfiyesi, kişisel sorumluluğu gerektiren bir ortaklığa girilmesi veya önemli bir sermaye ile bir şirkete ortak olunması, ömür boyu aylık veya gelir bağlama veya ölünceye kadar bakma sözleşmeleri yapılması, mirasın kabulü, reddi veya miras sözleşmesi yapılması, küçüğün ergin kılınması, vesayet altındaki kişi ile vasi arasında sözleşme yapılması hallerinde denetim makamından izin alınması zorunludur.
Ayrıca vasi kısıtlı adına defter tutmak zorunda olup belli dönemlerde vesayet makamına yani sulh hukuk mahkemesine rapor vermelidir. Aynı zamanda vasilik görevi herhangi bir şekilde sona erdiğinde ibra edilmesi gerekmektedir.
Görüleceği üzere vasi tayini davası gerek bir kişinin bakım ve gözetimi gerekse üçüncü kişilere karşı temsili bakımından son derece önemli bir hukuki kurumdur. Üstelik vasi tayin edilmekle bu süreç sona ermemekte kişinin kısıtlılığı devam ettiği müddetçe takip edilmesi gereken bir dizi prosedür ve ağır sorumlulukları bulunmaktadır. Bu nedenlerle toplumda genel eğilim kısıtlının bir aile üyesinin vasi tayin edilmesi olsa da eğer korunmaya değer menfaatler gerekli kılıyor ise vasi tayini davasında sırasında bir profesyonelin vasi tayin edilmesi talep edilebilir.