Güncelleme Tarihi:
Zatürre, akciğerlerde iltihaplanmaya yol açan ciddi bir enfeksiyon hastalığı. Özellikle çocuklar ve yaşlılar için tehlikeli olabilen bu hastalık, gribal enfeksiyon gibi daha basit bir rahatsızlık sonrası gelişebiliyor. Bu durumu yaşayanlardan biri de Bursa’da yaşayan Turgay ve Fatma Gazioğlu’nun 5 yaşındaki oğulları Erdal Gazioğlu oldu.
Acı olay Orhangazi’ye bağlı Örnekköy Mahallesinde yaşandı. Alınan bilgiye göre Turgay ve Fatma Gazioğlu’nun üç çocuklarından en küçük olanı Erdal Gazioğlu, yaklaşık bir ay önce gribal enfeksiyon geçirdi.
Orhangazi Devlet Hastanesi’nde yaklaşık 20 gün tedavi gören ve daha önce Bursa Şehir Hastanesine sevk edilen beş yaşındaki Erdal Gazioğlu, burada zatürre tanısı ile yaklaşık bir hafta tedavi gördükten sonra fenalaşarak hayatını kaybetti. Minik Erdal’ın ölümü ailesi ve yakınlarını yasa boğarken, yaşanan bu olay zatürrenin tehlikeli bir hastalık olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
‘ZATÜRRENİN ÇOK YOĞUN OLDUĞU BİR SÜRECE GİRDİK’
“Maalesef zatürrenin ve üst solunum enfeksiyonlarının çok daha yoğun olduğu bir sürece girmiş bulunmaktayız. Şu sıralar artış yaşanıyor” diyen Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu, şöyle devam etti:
“Kuzey Yarımküre’de, özellikle de ilkbahar ve sonbahar aylarında, mevsimsel değişimlerin yoğunlaştığı dönemlerde gribal salgınlarla birlikte zatürre olasılığının artış gösterdiği gözlemlenir. Bu yıl da bunu yaşıyoruz ancak bu sefer mevsimsel değişimin getirdiği sıcak soğuk dengesizliği biraz daha fazla… Bu da üst solunum enfeksiyonlarının daha yaygın olmasına neden oluyor. Salgının daha fazla olduğu bir süreç olduğu için de zatürre olasılığını artırıyor.”
Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu, “Aslında bir haftada sonuç alınabileceği doğru. Fakat şunu söylemek lazım ki, bazen enfeksiyonun ötesine geçerek çeşitli organ yetmezliklerine veya dokuların etkilenmesine neden olabiliyor. Akciğerlerde direnç kazanarak farklı sorunlara yol açabilen bu durum, tedavi sürecini karmaşık hale getirebilir. Bu nedenle, zatürrenin sadece antibiyotikle değil, hayatta kalmayı sağlamak için diğer destek tedavilerle de ele alınması önemli” dedi.
Son olayda yaşanan bir aylık sürecin sadece spesifik bir zatürre tedavisi olmayabileceğine de dikkat çeken Prof. Dr. Akkoyunlu, “Eğer enfeksiyon direnç kazanmışsa veya savunma sisteminin zayıflamasına bağlı bir tablo ortaya çıkmışsa, tedavi süreci çok daha uzun sürebilir. Özellikle savunma sistemi zayıf olan ve uzun süre yoğun bakımda kalan hastalarda, zatürre tedavileri oldukça uzayabiliyor. Bu durum, tedavi sürecinin karmaşıklığını da artırıyor” şeklinde konuştu.
‘ZATÜRRE GENELDE ÇOK HAFİFE ALINIYOR AMA HER YIL 450 MİLYON KİŞİYE TANI KONUYOR’
Üst solunum enfeksiyonlarının halk arasında bazen de yanlışlıkla doktorlar arasında zatürre olarak tanımlanmamasının zatürrenin hafife alınmasına neden olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu, “Her yıl dünya genelinde yaklaşık 450 milyon kişi zatürre oluyor ve bu sayı sürekli artıyor. Bu da dünya nüfusunun neredeyse yaklaşık yüzde 7’sine denk geliyor. Bu hastalık her yıl milyonlarca insanın hayatını kaybetmesine neden oluyor. Dolayısıyla, zatürre ciddi ve hayatı tehdit eden bir hastalık” dedi.
Prof. Dr. Akkoyunlu, ayrıca şu önemli bilgilerin altını çizdi:
-- Zatürre, genelde böbrek yetmezliği ve karaciğer yetmezliği gibi yan etkilere yol açarak ölümlere neden oluyor. Özellikle çocukluk çağında zatürreden etkilenenlerin sayısı fazlayken, ileri yaşlarda bu hastalığa bağlı ölümler daha yaygın. Ayrıca, kanser gibi ek hastalıklar veya organ yetmezlikleri durumunda zatürre, çok daha tehlikeli bir hale gelebiliyor.
-- Ancak antibiyotiklerin bulunması, zatürreye bağlı ölüm oranlarında ciddi bir azalma da sağladı. Antibiyotik öncesi dönemle karşılaştırıldığında, ölüm sayıları ve yaşam süreleri önemli ölçüde iyileşmiş durumda. Fakat bakteriler de bu süreçte direnç geliştirme mücadelesi veriyor. Bu nedenle, bazı bakteri türlerinde ciddi direnç sorunları yaşanıyor.
“Toplumda aşılarla ilgili olumsuz görüşler mevcut, ancak bunun geçici bir durum olduğunu düşünüyorum” diyen Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu, “Zatürre aşıları, zatürreden korunmayı destekleyen önemli aşılardır; ancak sadece belirli etkenlere karşı etkilidirler. Aşı, herkes için zorunlu değildir. Ancak, bronşektezi, KOAH, 65 yaş üzeri bireyler ve ek hastalığı bulunanlar (kanser, kalp, böbrek veya karaciğer yetmezliği gibi) için aşıyı öneririm. Aşının koruyucu etkisi değerli olmakla birlikte sınırlı. Bu nedenle, diğer önlemlerle birlikte aşının kullanılması, sağlık açısından hayati önem taşıyor” dedi.
‘ÇOCUKLUK DÖNEMİNDEKİ KORUYUCU AŞILAMANIN ETKİSİ ERİŞKİN YAŞA GELİNDİĞİNDE AZALIYOR’
Sağlıklı bebeklere ikinci ayda, dördüncü ayda, altıncı ayda ve 12’nci ayla 15’inci ay arasında toplam 4 doz zatürre aşısı yapılıyor. Bu aşılardan sonra yeniden çocuk ya da yetişkinler aşı yaptırmalı mı?
Rutin bebeklik aşılama programında pnömokok aşısı uygulandığını ancak çocukluk dönemindeki koruyucu aşılamanın etkisinin erişkin yaşa gelindiğinde azaldığına dikkat çeken Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu, “Erişkinlerde, organ yetmezliği, bağışıklık sistemini baskılayan hastalıklar veya ilaçlar, yapısal akciğer hastalıkları ve 65 yaş üstü bireylerde aşı etkinliğinin azaldığı düşünülerek, yeniden pnömokok aşısının yapılması öneriliyor” dedi.
Fotoğraflar: iStock