Güncelleme Tarihi:
Bilgisayar oyunlarının, çocukların hayatında giderek artan bir risk olmaya devam ettiğini belirten Uzman Pedagog Zeynep Şimşek, "Bu tarz oyunlar çocukları özellikle duygusal boşluklarından dolayı ele geçiriyor. Çocuğun akademik başarısı düşük, ev düzeni bozuk ve ebeveynleriyle çatışma yaşıyorsa, çocuk üretmek, öğrenmek, çalışmak yerine duygusal boşluğunu, sosyal yaşantısında elde edemediği gücü, akademik durumundaki başarıyı oyunlarla kazanmak istiyor. Böylece yoğun bir teslimiyet ve bağımlılıkla karşı karşıya kalıyor" dedi.
"ÜLKEMİZ İÇİN EKSTRA BİR RİSK"
Çocuklara sağlıklı bir gelecek sunmak için mutlaka internet kısıtlaması getirilmesi gerektiğinin altını çizen Şimşek, sözlerine şöyle devam etti: "Bugünlerde Gangster oyunu, biraz daha geriye döndüğümüzde Mavi Balina, Mavi Bebek, Momo karşımıza çıkmaktadır. Buradaki hedef elbette çocuklarımız ve gençlerimiz; amaç ise, genç beyinleri öfke, şiddet, can almaya, acıya ve kontrolsüz güce teşvik etmek ve geleceğimiz olan çocukların sağlıklı gelişimini engelleyerek gelecekteki toplumun adalet bilmeyen, empatiden yoksun, sorunlarını çözme yöntemi olarak şiddeti seçen, ağır psikolojik problemleri olan sosyapatlar yaratmaktır.
Yaş ortalamalarına baktığımızda 7-17 yaş gibi ciddi bir kitleye hitap ediyor. Hatta ülkemizin genç nüfusunun yoğun olduğu bilgisinden yola çıkarsak bizim ülkemiz için ekstra bir risk oluşturuyor. Bu tarz oyunlar online oynandığı için ve hiç tanımadıkları kişilerle tanışma ortamı yarattığı için başka bir tehlike ile de karşı karşıya kalıyoruz. Bir diğer tehlike de bilgisayar ve internet bağımlılığı... Bunların hepsini değerlendirdiğimizde ebeveynlere ciddi görevler düşüyor.
BU BELİRTİLERE DİKKAT!
Ebeveynin o güne kadar gözlemleme şansı olmadıysa ama çocuğunda ortalama 15 gün içerisinde beklenmeyen hareketler, konuşmalar, içine kapanma, öfke patlamaları, iştahsızlık, gerginlik gibi belirtiler gözlemlediyse bu oyunlardan kaynaklanma ihtimali çok yüksek. Ebeveyn, “Altı üstü oyun ne olabilir ki, gerçek olmadığını biliyor neden korksun, etkilensin” gibi bir düşünceye sahipse büyük bir hata içindedir. Bu oyunlar, şiddeti arttırır, hükmetme ve kontrolsüz gücü arttırır. Başarısızlık duygusu yaşatır, öz güvenini zedeler.
Çocuklarınıza güzel, sağlıklı bir gelecek vermek istiyorsanız bu konuda mutlaka sınırlandırma getirmelisiniz. Çocuğunuzun eline sınırsız interneti vermek demek, gecenin bir yarısında güvenli olmadığını bildiğiniz halde 5 yaşındaki çocuğun dışarıya çıkmasına izin vermek kadar tehlikelidir. Oyunları siz seçin bunun için uzman desteği alın. Yaşına uygun oyunları seçmekte ısrarcı olun. Günlük bir limitle bilgisayar ve interneti kullanmasına izin verin. Gireceği sitelerden, izlediği videolardan haberdar olun. Telefon ve bilgisayar şifreleri mutlaka sizde de olsun. Duygularını anlamak için sohbet edin. İlgisini çekecek konuları belirleyin. Ortak paylaşım için düzenli zaman ayırın. Çünkü, ebeveynler “Çocuğumla ne kadar zaman geçirmeliyim? sorusundan daha çok "Günde kaç saat bilgisayar ve internet kullanmasına izin vermeliyim?" sorusunu soruyor. Bu noktada ebeveynlerin birkaç sorusunu cevaplamakta yarar var.
Çocuğum teknolojiden mahrum mu kalsın? İnterneti ve bilgisayarı sınırlandırırsak çağı yakalayabilir mi? Teknolojiyi yakalamak, iyi bir bilgisayar kullanıcısı olmak, kod yazmayı öğrenmek, sağlıklı bilgilere sağlıklı yollarla ulaşmaktır."
"BAĞIMLILIKLAR OLUŞABİLİR"
Uzmanlarımızdan Uzman Klinik Psikolog M. Berk Karaoğlu, bakın bu konuda neler söylüyor:
"Daha önce benzeri oyunlarda da gördüğümüz üzere önce çocuk ve gençlere aşama aşama başarı ve aidiyet hissi verdikten sonra olumsuz bile olsa normalde çocuğun, gencin yapmayacağı davranışlara sevk edebiliyorlar. Bu davranışların psikolojik etkileri ise sanıldığından daha ağır olabilir, zaten kişiliğini, benliğini bulmaya çalışan çocuk, genç kendine olumsuz bir benlik imajı yakıştırabilir ve bunun neticesinde davranım bozuklukları görülebilir.
Daha kişiliğin tam anlamıyla oturmadığı bu yaşlarda çocuğun kendi alanını oluşturarak başarı hissi yaşaması, subliminal olarak çocuğa kazanç duygusu vererek oyuna devam etmesi yönünde telkinlerin verildiği bu oyunlar maalesef çocuklara ve gençlere daha cazip gelebilmektedir. Biz yetişkinler olarak bile kendimizi internete karşı sınırlamakta zorluk çektiğimiz şu zamanlar da tabii ki de çocuk ve genç yaştaki bireylerin hayatında özellikle bu tarz online oyunlarla birlikte bağımlılıklar oluşabilir ve bu durum özellikle çocukların psiko sosyal gelişimini olumsuz yönde etkileyebilir.
Aslında internette oyun oynayabilen her yaştaki çocuk bu tarz oyunlardan etkilenebilir ancak daha çok kimliğini bulmak isteyen, kendi dünyasında kalmak isteyebilen ergen bireylerde etkilenmenin daha fazla olabileceğini düşünmekteyim. Tabii daha küçük yaştaki soyut somut kavramını, ilişkisini temellendiremeyen çocuklar için de tehlike çok büyük. Çocuk veya genç odasında sadece tek düze bir şekilde saatler geçiriyorsa, sosyalliği azaldıysa, dış dünya ile ilişkisini sınırlandırdıysa hatta bu oyunlara maddi olarak kaynak aktarıyorsa ailelerin, ebeveynlerin tam da bu noktalarda dikkatli olması gerekebilir.
İnternet ve oyun tabii ki de günümüz dünyasında çocuk ve gençlerin hayatında olacak ancak bunun kontrollü olması gerekmektedir. Örneğin belli bir zaman dilimi içerisinde oynamalarına izin verilebilir veya bilgisayarın ailenin daha rahat kontrol edebileceği bir alana taşınabilir. Çocuk veya gencin online oyunlardan alabileceği hazzı spor, müzik, araştırma vs. gibi alanlardan da alabileceği belirtilerek sağlıklı yönlendirme yapılabilir. Ancak tabii burada aile içi dinamikler ve çocuk veya gencin kişilik yapısı çok önemlidir. Ebeveynler baş edemediği ve tehlike oluşturan durumlarda profesyonel destek almalılar."
"GERÇEK DIŞI SENARYOLAR GELİŞEBİLİR"
Hürriyet Aile yazarı ve Uzman Psikolog Ceylan Şekerci ise, "Mavi Balina, Momo ve Mavi Bebek gibi olumsuz sonuçlara zemin hazırlayan oyunlara “Gangster” isimli bir oyun daha eklendi. Gangster, “Öldür, çal ve yok et” talimatları gönderen, şiddet içeriği yüksek bir oyun. Kişiden sokaktaki polisleri ve özel tim askerlerini de öldürmesini talep ediyor" açıklamasını yaptı ve uyarılarda bulundu:
"Bilgisayar oyunlarındaki uyaran fazlalılığı, ard arda gelen renkli görüntüler, ödül sisteminin aktif oluşu teknoloji bağımlılığının temelindeki unsurları oluşturuyor. Çocuğun gerçek hayatta yapamadıkları, psikolojik ve sosyal gelişim alanlarındaki boşluklar bu oyunlar kanalıyla ifade edilebiliyor. Sosyal hayatta kendini değersiz ve yetersiz hisseden, öz güveni düşük çocuklar kendilerini ifade edip kabul görebilecekleri ortamlara ihtiyaç duyuyor. Sanal dünyanın çekiciliği de burada başlıyor. Bilgisayar oyunlarında çocuk istediği karaktere bürünüp gerçek hayatta yapamayacaklarını sergileyebiliyor. Başarma duygusu, aidiyet, şiddetin ve öfkenin kabul görmesi bu tarzdaki oyunları ilgi çekici ve bağımlılık yapıcı hale getiriyor.
Bilgisayar oyunu oynayan çocukların şiddet ve saldırganlık düzeyleriyle ilgili yapılan araştırmaların sonuçları bu çocukların sosyal ilişkilerinin zayıfladığını, çevreye karşı duyarsızlaştıklarını, şiddetin normalleştiğini ve bir iletişim şekli olarak algılandığını ortaya koymaktadır. Bir süre sonra sanal gerçeklik ile gerçek dünyanın değerleri arasında bocalama yaşandığı, bilgisayar ve teknoloji ile olan ilişkinin bağımlılık seviyesine geldiği görülebilmektedir. Şiddet içerikli oyunlar özellikle küçük yaştaki çocuklarda çeşitli korkuların gelişimine de zemin hazırlayabilir. Çocuk sokakta, gece uyurken ya da savunmasız kaldığı bir anda darp edileceği ya da öldürüleceği endişesi taşıyabilir. Alt ıslatma veya önceki yaşlara ait bebeksi davranışlar sergileme söz konusu olabilir. Gerçek dışı senaryolar gelişebilir. Daha büyük yaşlarda çocuk, oyunda gördüğü sahneyi gerçek hayatta da uygulama isteğine girebilir. Sözel ve fiziksel şiddet içeren davranışlarda artış gözlemlenebilir. Günümüzde bilgisayar oyunlarıyla tanışma yaşı okul öncesi döneme kadar inmiş durumda. İlkokul çağı ve ergenlik dönemi çocukları şiddet içerikli oyunların olumsuz sonuçları açısından daha fazla risk altındadır. İçe kapanma, şiddet, sosyal izolasyon, empati yoksunluğu gibi belirtilerin yanı sıra ders başarısında ve motivasyonda düşüş ve konsantre olma güçlüğü görülebilir.
Ailelerin internet ortamında dikkatli olması ve gerekli önlemleri alması günümüzün dijital koşullarında son derece önemli. Her ne kadar kontrol edilmeye çalışılsa da büyük bir hızla yayılabilen olumsuz içeriklerin anne babanın denetiminden geçmesi gerekiyor. Aile içi iletişimin şeffaflığı ve netliği, çocukla geçirilen kaliteli zaman, duygu ve düşüncelerin onaylanıp desteklenmesi ve gerektiğinde uygun bir dille tartışılabilmesi her olumsuz koşulda önemli bir destekleyicidir. Çocuğun yetenekleri ve ilgisi dahilinde yönlendirileceği spor, sanat, müzik gibi faaliyetler bilgisayar oyunuyla geçen zamanı azaltacağı gibi çocuğun fiziksel, zihinsel, sosyal ve psikolojik gelişimine de katkı sağlayacaktır."
VERİLEN TALİMATLARA UYULDUĞUNDA BENLİKLERİNDE YIKICI ZARARLAR OLUŞUYOR
Psikiyatrist Dr. Sabri Yurdakul ise şöyle konuştu: "İnternet ortamı iyiye kullanıldığında çocuklarımız için büyük bir bilgi kaynağı durumunda. Ancak bu ortam kötü niyetli kişilerin elinde çocuklarımıza zarar verici materyallerin kullanımına da olanak veriyor. Mavi balina, Mavi Bebek'ten sonra son günlerde popüler olan Ganster oyunu da böyle bir oyun. Şiddet ögeleri içeriyor ve çocukları etkisi altına alıyor. Bu tarz oyunlar çocukları yavaş yavaş etkisi altına alıyor. Bu oyunların kendilerine zarar verdiğini fark etmeden oynamaya başlıyorlar ve giderek oyunun bağımlısı oluyorlar. Oyunun bağımlısı olmanın ötesinde oyunun verdiği direktifleri uygulayarak telafisi imkansız zararlara uğruyorlar. Çocuklarda psikolojik olarak kendine ve başkalarına zarar verme, toplum kurallarına karşı gelme, verilen direktiflere körü körüne uyma sonucunda benliklerinde yıkıcı zararlar oluşuyor.
Bu oyunlarda çocukların ilgisini çeken, diğer oyunlardan farklı oluşu, onları etki altına alması, neredeyse hipnotize etmesi, başka arkadaşları da oynadığı için arkadaşları ile paylaşabileceği bir oyunun olması, şiddetin çekici gelmesi, toplum kurallarına karşı gelmenin cazip gelmesi ve her şeyin temelinde sonuçta ne olacak şeklindeki merak duygusunu beslemesidir.
Bu oyunları giderek daha uzun sürelerde oynadıklarında, bırakmak istememekte, kitap okuma, arkadaşları ile vakit geçirme, aile ile bir arada olma yerine sürekli olarak bu oyunu oynamak istemekte ve giderek oyunun bağımlısı olmaktadırlar. Genel olarak 5 yaş ile 12-13 yaş arası çocuklar bu oyunların daha çok bağımlısı olmaktadırlar. Aileler çocuklarının hangi sitelere girdiğini, neler oynadığını takip ettiklerinde onların bu oyunları oynadıklarını anlayabilirler. Ayrıca davranışlarının değişmesi, sakin olan çocuklarının öfkeli ve saldırgan davranışlar göstermesi, arkadaşlarından uzaklaşması da bu oyunlara yöneldiklerinin göstergesi olabilir. Çocuklarının bu oyunları oynadıklarını anladıklarında ise ilk yapmaları gereken bu oyunları oynayabilmelerini engelleyecek olan "Ebeveyn koruma programlarını indirmek" ve çocuklarının bu sitelere erişimini engellemek olmalıdır."
Selin Erdoğan Dinç / Hürriyet Aile