Uzmanı uyardı: Cushing sendromunda belirtiler iyi takip edilmeli

Milyonda sadece 40-70 kişide görülen cushing sendromu, böbrek üstü bezlerinden salgılanan ve yaşam için olmazsa olmaz olan kortizol hormonunun yüksek seviyede salgılanması sonucu ortaya çıkıyor. Doç. Dr. Yavuz Selim Demir, kortizol hormonunun bireyin hastalık gibi stresli durumlarla baş etmesini, kan basıncı ve kan şekeri düzenlenmesinde, alınan besinlerin enerjiye dönüşmesinde rol oynadığını söyledi.

Kortizol hormonunun her ne kadar hayat için gerekli olsa da vücutta gereğinden fazla düzeyde bulunmasının birçok problemin ortaya çıkmasına neden olduğunu belirten Demir, “Cushing sendromu nadirdir ve sıklığı milyonda 40-70 arasında bildirilmektedir. Kadınlarda, erkeklerden 3 kat daha sık görülmektedir. En sık sebebi, astım, eklem iltihabı gibi rahatsızlıklar nedeniyle uzun süre yüksek dozda kortizol içeriği olan ilaç kullanımıdır. Hipofiz bezinin genellikle iyi huylu olan tümörlerinden aşırı miktarda ACTH hormonu salgılanmasına bağlı böbrek üstü bezlerinden kontrolsüz şekilde kortizol hormonu salınımı. Hipofiz bezinin dışında gelişen bazı tümörler ACTH hormonu üreterek kortizol hormonu fazlalığına yol açabilirler ki bu tabloya ektopik ACTH sendromu denir” diye konuştu.

Belirtileri iyi okumak gerek

Dünyada ilk kez 1932 yılında Harvey Cushing tarafından tanısı konulan cushing sendromunun en bilinen belirtisi ise yüzün zaman içerisinde kırmızılaşması ve yuvarlaklaşması olarak bilindiğini ancak başka çok sayıda belirtisi olduğunu söyleyen Yavuz Selim Demir, “Yüz, boyun, sırt ve karında yağ birikimi olur. Kilo alımı özellikle karın bölgesinde olurken kollar ve bacaklarda kilo alımı olmaz. Ciltte incelme, kırmızı-mor çatlaklar, kolay çürükler, yağlı cilt ve sivilce artışı, yüksek tansiyon, kan şekeri yüksekliği, hafıza ve konsantrasyon bozuklukları, depresyon, üst bacak ve üst kol kaslarında güçsüzlük, kemik erimesi, kadınlarda tüylenme artışı gibi belirtileri olur” dedi.

Pek çok hastalığa neden olabiliyor

cushing sendromu tanısı için belirli saatlerde alınan kan, tükürük testi ve 24 saat biriktirilen idrar örneği sonrası yapılan testler yapıldığını anlatan Doç. Dr. Demir, sendromun obezite, koroner kalp hastalığı, enfeksiyon, kemik erimesi, inme gibi hastalıklara neden olabileceğini ifade ederek, hastalığa yol açan ilacın doktor kontrolünde azaltılarak kesilmesi, hipofiz ve hipofiz dışı saptanan kitlenin cerrahi olarak çıkarılması, ışın tedavisi ve ilaçlarla tedavi edilebileceğini söyledi.