Güncelleme Tarihi:
Ailelerin çocukların yaşına ve becerilerine uygun bir şekilde beraber zaman geçirebileceği hem sosyal hem de akademik aktiviteler planlaması gerektiğine dikkat çeken Krespi, “Çocuklarımızın tutkularını keşfedelim. Çocuklarımızın hayallerini, tutkularını keşfedelim. Onlarda merak uyandıralım. Bunları gerçekleştirme yolunda onları teşvik edelim, heyecanlandıralım. Bizim de heyecanlandığımızı onlara gösterelim. Bu, kararlı olmalarına yardımcı olacaktır” dedi.
Dünyayı etkileyen koronovirüs tedbirleri kapsamında Türkiye’de öğrenciler uzaktan eğitime devam ediyor. Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı ve Psikoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Rita Ülgen Krespi de ailelerin çocukların nasıl motive edebileceğini anlattı. Zorlu sürecin çocukları etkilediği ve bu süreçte kılavuzluk etmenin ebeveynlere düştüğünü dile getiren Krespi, “Hem tüm dünya, tüm toplum olarak koronavirüs ile baş etmeye çalışıyor hem de geleceğimiz olan çocuklarımızı uzaktan eğitim yoluyla desteklemeye çalışıyoruz. Bu zorlu süreç çocuklarımızı etkiliyor. Çocuklarımız akranlarından ayrı kaldıkları gibi evde vakit geçirmeye ve hiç alışmadıkları bir sistem üzerinden ders görmeye başladılar. Bilinmeyene uyum sağlamaya çalışıyorlar. Bu zorlu bir süreç evet doğru ama sıkıcı, düzensiz olmak zorunda değil. Bir ebeveyn olarak bu süreci düzenli, keyifli kılabiliriz. Bazı çocuklar kendini motive ederler, bazıları ise kılavuzluğa ihtiyaç duyarlar. Kılavuzluk çocuklarımızı zeki, yaratıcı veya akıllı oldukları için ödüllendirmek değildir. Bunu yaparken güven duygusunu aşıladığımızı zannediyoruz. Bu yararlı değil. Kılavuzluk yaparken hüner veya yetenekleri ödüllendirmek de yararlı değil. Neden? Çünkü hünerler veya yetenekler kontrol edilemez” dedi.
Prof. Dr. Rita Ülgen Krespi şunları söyledi: Yararlı olan emeği, kararlılığı ve süreci ödüllendirip çocuklarımızın içsel motivasyonunu artırmaktır. Çünkü emek, kararlılık ve süreç kontrol edebilir. Çocuklarımıza ödül almak için çalışmaları yerine başarı, tatmin ve keyif hissini yaşamaları için ortam yaratmalıyız. Unutmayalım ki ödüller gerçek anlamda içsel motivasyon geliştirmez. İçsel motivasyonun ortaya çıkması için çocuğumuzun derslerden, öğrendiklerinden keyif alması gerekmektedir. Ödül vermek istiyorsak bunu şartlı ödül haline getirmeyelim. Ödül Derslerini çalışırsan, seninle istediğin filmi seyrederiz şeklinde değil de, beklenmedik bir şekilde verilmesi gerekir Dersini bitirdikten sonra, beraber film seyretmek gibi. Çocuklarımızı sürekli ödüllendirirsek, kendi sorumluluğu olan derslerini çalışmak için bile bizden ödül beklerler. Çünkü çocuklarımız şöyle bir çelişki içine girebilir Ödül aldığıma göre bu keyif almam gereken bir şey değil.
Çocuklarımız için yapabileceğimiz çok şey var
Prof. Dr. Rita Ülgen Krespi, “Çocuklarımıza bir düzen sağlayalım. Çocuklarımızın gününü mümkün olduğu kadar düzenli kılalım. Çocuklarımızın yaşına ve becerilerine uygun bir şekilde beraber zaman geçirebileceğimiz hem sosyal hem de akademik aktiviteler planlayalım dedi ve ekledi: Çocuklarımıza amaçlar belirlemeleri için yardım edelim. Çocuklarımızın düşünmesine yardım edelim. Onlar için önemli olan nelerdir? Neler keşfetmek istiyorlar? Hem kısa süreli hem de uzun süreli amaçlar belirlemeleri ve bu amaçlara basamaklı olarak ulaşmaları için bir strateji geliştirmelerine yardım edelim. Unutmayalım ki bu amaçlar ve stratejiler bizim değil. Biz onlara yardım ediyoruz. Onların karar vermesini sağlayalım. Kendi amaçlarını ve stratejilerini belirlemelerine yardım ederek, özerk olmalarını ama gerektiğinde bizden yardım almalarını sağlayalım. Çocuklarımızın bu amaçlara ulaştıkları durumlarda bunu aile ile kutlayalım. Arada bir ödül verelim ama başarı ve keyif hissinin diğer ödüllerden daha etkili olduğunu unutmayalım. Çocuklarımızı kendileriyle rekabete sokalım. Çocuklarımızın bugünkü performanslarıyla daha önceki performanslarını, başarılarını karşılaştırıp, daha iyi şeyler yapabilmeleri için teşvik edelim. Onlara güvendiğimizi söyleyelim. Elindeki işleri yapabileceklerine ve amaçlarına ulaşabileceklerine inandığımızı söyleyelim. Destek ve yapıcı geribildirim verelim. Çocuklarımızın işbirlikçi olmalarına yardım edelim. Çocuklarımızı kardeşlerine ve akranlarına yardım etmeleri için teşvik edelim. Aile içi işbirliğini teşvik edecek aile içi aktiviteler planlayalım” dedi.
Çocuklarımızın hayallerini, tutkularını keşfedelim
Çocuklarımızın kendilerini ifade etmeleri için teşvik edelim, merak uyandıralım diyen Prof. Dr. Rita Ülgen Krespi, “Çocuklarımızın hayallerini, tutkularını keşfedelim. Onlarda merak uyandıralım. Bunları gerçekleştirme yolunda onları teşvik edelim, heyecanlandıralım. Bizim de heyecanlandığımızı onlara gösterelim. Bu, kararlı olmalarına yardımcı olacaktır. Çocuklarımızın öğrendiklerini tartışalım. Çocuklarımızın öğrendiklerine merak duyalım. Gerçek hayattan örnekler vermelerine ve öğrendiği bilgileri daha evvel öğrendikleri bilgilerle bağdaştırmalarına yardım edelim. Bu bilgiler bağdaşmıyorsa tartışalım. Bunları aile sohbetlerine dönüştürelim. Öğrenmede sosyal iletişimin önemini hatırlayarak kardeşler arası ve çocuk-ebeveyn iletişimini besleyelim. Yaratıcı yöntemler, oyunlar aracılığıyla evde birden fazla çocuğumuz var ise öğrendiklerini paylaşmalarını sağlayalım.
Çocuklarımıza ilham verelim. Çocuklarımızı azarlayarak, cezalandırarak hiçbir yere varamayız. Bunların ters tepeceğini unutmayalım. Sürekli onları kontrol etmek de işe yaramaz. Çünkü bu çocuklarımızda baskı yaratır. Kontrol etmek yerine özerk olmaları ve kendi kararlarını kendileri vermeleri için onlara yardım edelim. İlham vermeye çalışalım. Yeni bir şey öğrenmenin, yeni bir beceri kazanmanın eğlenceli olduğunu gösterelim. Yeni becerinin farklı şekillerde işe yarayacağını göstererek merak uyandıralım. Keyif unsurunun olmadığı öğrenmelerde ise bir şeyi öğrenmenin ne kadar anlamlı veya önemli olduğunu kavramalarına yardım edelim. Çocuklarımızla duygusal bağlarımızı güçlendirelim. Çocuklarımız bize güveniyorlarsa, bizimle beraberken kaygı, öfke gibi olumsuz duygular yaşamıyorlarsa, bizimle yakınlık kurmaktan kaçınmıyorlarsa, bizi destek veren ve iyi niyetli olarak algılıyorlarsa bizim teşviklerimize ve yardımlarımıza daha açık olacaktır. Çocuklarımızla duygusal bağlarımızı güçlendirelim. Bunu yapalım ki çocuklarımız ihtiyaç duyduklarında bizden yardım ve kılavuzluk isteyebilsinler” şeklinde konuştu.
Motivasyon eksikliği mi, yoksa kaygı mı?
Prof. Dr. Rita Ülgen Krespi tavsiyelerine şöyle devam etti: Çocuklarımızla sağlıklı iletişim kuralım. Çocuklarımızla saygılı, açık bir iletişim kuralım. Onları etkin bir şekilde dinleyelim, ihtiyaçlarını karşılayalım. Çocuklarımızı dinleyelim, kaygılarını gidermelerine yardım edelim. Çocuklarımızı kaygıları hakkında konuşmaları için teşvik edelim ama zorlamayalım. Çocuklarımızın derslerden uzaklaşması aşırı kaygıdan olabilir. Bunun farkında olup eksikliklerini tamamlamasına yardım edelim. Fiziksel egzersiz, gevşeme ve nefes egzersizleri, eğlenceli müzikler eşliğinde dans etmek, oyunlar oynamak işe yarayabilir. Bunları ailece yapalım. Çocuklarımızın dersleriyle ilgilendiğimiz gibi dersler dışında eğlenceli aktiviteleri beraber yapalım, paylaşalım. Ama unutmayalım ki ilgi göstermek kontrol etmek değildir. Dersleri perspektife koyalım. Büyük resmi aklımızda tutalım. Her şey not değildir. Çocuklarımızın gelişimleri aldıkları notlardan ibaret değil. Sosyal ve duygusal gelişimleri, bizimle kurduğu duygusal bağları, hayalleri de önemli. Onlara sorumluluk verelim. Kendi ayakları üzerinde durmalarına yardım edelim. Yardım alalım. Başa çıkamadığımızı düşünüyorsak ya da çocuklarımızın başa çıkamadıklarını düşünüyorsak yardım alalım.