Güncelleme Tarihi:
Gece uykusunda horlamanın, kalp sağlığı kadar önemli bir sağlık sorunu olduğunu vurgulayan KBB, Baş ve Boyun Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ozan Seymen Sezen; ”Horlama sorununa, gece uykuda nefes kesilmeleri de eşlik ediyorsa, bu çevrenizdekiler tarafından size söyleniyorsa, sabahları yorgun uyanma, gün içinde uyuma ihtiyacı gibi durumlar hissediyorsanız, ‘tıkayıcı uyku apnesi’ probleminiz olabilir.
Apne, solunum durması anlamına gelir. Hava yolunun tamamen tıkanması apneye yol açar. Nefes kesintisine apne diyebilmemiz için, kesintinin 10 saniye ve üzerinde gerçekleşmesi gerekir. Basit horlamalarda hava yolunda darlık oluşurken, apnede bu tamamen tıkanma şeklindedir.
Bu durumda hastalar burundan ya da ağızdan nefes alamaz ve hava akışı sekteye uğrar. Uykuda huzursuzluk, yine uykuda aşırı terleme ve solunum durmaları, uyku apnesinin başlıca belirtileridir.
Geceleri dinlendirici evremiz olan tam uyku gerçekleşmeyebilir. Bu durumda vücut yeterince dinlenemeyecektir. Tam uyku gerçekleşmediğinde organlarımız normalden çok daha fazla çalışmak durumunda kalacak ve bu da bireylerdeki normal vücut işleyişini sekteye uğratacaktır.
Uyku apnesi hastalığı tedavi edilmezse, çok ciddi sağlık sorunlarını da beraberinde getirebilir. Uyku apnesi sorunu olan hastalarda; kalp krizleri, kalp hastalıkları, erken dönemde tansiyon ve şeker hastalıkları görülebilir. Ayrıca uyku apnesi sorunu olan bireyler, iş yaşamlarında iş kazalarının da yaşanmasına neden olabilir.
Yorgun, dinlenmemiş bir vücutta dikkat eksiklikleri yaşanabilir, istenmeyen iş kazalarına da yol açabilir. Uykuda nefes kesilmesi sorunu yaşayan hastaların tedavi edilmesi, olası birçok hastalığında önünün alınmasını sağlayacaktır.” yorumunda bulundu.
Burnunuz nefes almanıza engel olabilir
Burun şeklinin nefes almayı güçleştirdiği durumlar konusunda da açıklamalarda bulunan Kulak Burun Boğaz Uzmanı Prof. Dr. Ozan Seymen Sezen, “Gece uykusunda nefes alma problemi yaşayan ve dolayısıyla horlama sorunu olan hastalar genellikle, “Burnumdan nefes alamıyorum, ondan dolayı horluyorum” diye düşünebilirler. Bu düşünce kısmen doğrudur.
Nefes almayı güçleştirecek derecede bir burun yapısına sahip olan hastalarda, kaliteli bir nefes için burun şeklinin düzeltilmesi gerekebilir. Burun problemi dışında horlamanın esas gerçekleştiği alanlar; küçük dil bölgesi, boğaz, bademcik ve devamındaki alt bölgedir” dedi.
Uyku testiyle hastalığın şiddeti tespit ediliyor
Sosyal hayatı olumsuz bir şekilde etkileyen horlama sorunun tedavisi hakkında açıklamalarda bulunan KBB Uzmanı Sezen, “Horlama ve uyku apnesi sorunu olan hastalarda öncelikli işlem kulak burun ve boğaz muayenesidir. Muayenede hastanın nefes almasını güçleştiren, alanı kısıtlayan bölgeler tespit edilir.
Sonrasında halk arasında bilinen adıyla “Uyku Testi” yani “polisomnografi” yapılacak bir uyku testi ile kolayca tespit edilebilir. Uyku testinde durumun şiddeti tespit edilir. Basit bir horlama, hafif ya da orta düzeyde bir apne ya da ağır bir apne olduğu tespit edilir.
Uyku testi, çok detaylı ve dünya standartlarında bir test olduğu için hastamızın sorunu hakkında derinlemesine bilgi elde ediyoruz. Elde edilen veriler eşliğinde hastamızın tedavisi için bir yol haritası çıkarıyoruz” şeklinde konuştu.
Aşırı kilo tedavi şansını azaltıyor! Eğer kilo veremezseniz…
Aşırı kilo alımının horlama ve apne tedavisinde başarı şansını düşüren bir neden olduğuna değinen Sezen, “Horlama ya da apne sorunu olan hastalarımızda eğer kilo sorunu varsa, öncelikli olarak bu durumu düzeltmemiz gerekir.
Kilo sorunu yaşayan hastalarımızın tedavilerinde, başarı şansı çok fazla düşebiliyor. Bundan dolayı hastamıza öncelikle kilo vermesini öneriyoruz.
Kilo veremeyen hastaların tedavisi için farklı işlemler uygulanabilir. Orta ve ağır apnelerde, CPAP olarak isimlendirilen basınçlı maske de önerilebilir. Bu tedaviye sosyal ya da sağlık sorunları nedeniyle uyum sağlayamayan hastalarımıza; burun ameliyatı, damakta gerçekleştirebileceğimiz modifikasyonlar, bademcikleri küçültücü, küçük dili öne alan ya da hacmini küçülten çeşitli ameliyatlar yapıyoruz. Tüm bu ameliyatlara hastamızın gerekli tüm klinik muayene ve testleri sonrasında karar veriyoruz.” dedi.