Güncelleme Tarihi:
Ailesi ve çevresinin etkisiyle utangaç bir yapıya sahip olan çocuklar ileride yeterince sosyalleşemiyor ve bu durum onların başarılarını büyük ölçüde olumsuz etkiliyor.
Çocuğun bireysellik duygusunun gelişmesinde ve öz güvene sahip olmasında en büyük görevin anne-babalara düştüğünü söyleyen Uzman Psikolog Özge Türk, ailelere bu konuda tavsiyelerde bulunuyor.
“Çocuklar büyüdükçe özellikle onun her ihtiyacını sağlayan annesine karşı bağımlılığının da azalması gerekir. Çocuğun bireyselleşmesini sağlayacak olan anne ya da ona bakan kişidir. Bazı ebeveynler çocuk büyüdüğü halde bunu görmekte zorlanır ve ona bebek gibi muameleye devam ederler. Bu da o çocukta öz güven eksikliğine neden olur. Bu da onların başarılarını olumsuz etkiler.
Çocuğa “Birey” Olduğu Öğretilmeli
Çocuklara aile içinde birey olmalarının öğretilmesi büyük önem taşımaktadır. Çocuğun ev içerisinde yemeğini kendi yemesine, yalnız başına uyumasına, tuvalete yalnız gitmesine engel vardır. Ebeveyn sürekli yanındadır ve buna fırsat bırakmamaktadır. Yuva yaşına geldiğinde ebeveyn çocuğu bir an bile bırakmaz, evde, parkta her yerde peşindedir. Bu şekilde özerklik kazanamayan çocuk ebeveyne ‘yapışık’ bir çocuk haline gelir, kendi işlerini kendi yapar duruma gelemez. Öncelikle aile içerisinde 'birey' olmak çocuğa öğretilmelidir.
Çocuğa Şans Tanınmalı
Ebeveynlerin çocuğa, yaşına göre yapabileceği etkinlikler konusunda şans tanıması ve onu cesaretlendirmesi gerekir. Aile içerisinden destek alarak, onurlandırılarak yetişen bir çocuğun özgüveni artar ve bunu dış dünyaya da yansıtır. Aşırı korumacı aileler çocukların öz güvenlerine ket vurmaktadırlar. Aynı zamanda ebeveynler çocuğun sosyalleşmesine olanak tanımalıdırlar. Ev dışı yeni ortamlar çocuğun diğerleriyle karşılaşıp iletişim kurması için fırsat sunmaktadır. Bu sayede çocuk ebeveynler dışında birilerine kendini ifade etmeye çalışır, onların neler yaptığını gözlemler, taklit eder. Yaşam olaylarıyla başa çıkmayı öğrenir. Artık kurallara karşı uyum sağlama, dürtülerine karşı koyma durumundadır; aksi takdirde yaptırımlarla karşılaşacaktır.
Utangaçlık Dozunda Olmalı
Çocuğun sosyalleşmesinin ve dış dünyada uyum öğrenmesinin çekingen olması ihtimalini azaltmaktadır. Utanma duygusunu ise dozunda öğrenmesi gerekir. Utangaç bir çocuk yetiştirmemek için yasaklamaların belirli bir düzeyde olması gerekir. Çocuk utanma duygusunu çevreden öğrenir. İki buçuk yaşlarından itibaren ödipal döneme giren çocuk iyi ve kötü gibi değerleri, yasakları içselleştirerek üst benlik geliştirir.
Çocuk içinde bulunduğu toplumun rollerine göre davranmaya başlar. Bulunduğu çevre şartlarının fazlasıyla yasaklayıcı, suçlayıcı, kısıtlayıcı olması çocukta katı üst benliğe neden olabilmektedir. Çevreye daha fazla dikkat etmeye çalışır, 'diğerleri'nin onun için önemi daha da artar ve her davranışından kendini sorumlu tutarak kendini suçlamaya başlar. Nihayetinde çevreye karşı duyarlılığı arttığından konuşmasında ve davranışlarında çekimser olabilir. Kınanma ve eleştiriye maruz kalma korkusu fazladır. Bu nedenle utangaç-çekingen bir tutum içine girebilir. Tam tersine çocuğun kendisini ifade etmesine olanak tanıyan, ona “birey” olarak değer veren, sınırlamaların ve yasakların belli bir düzeyde olduğu ortamlarda çocuk kendisini daha rahat ortaya koyabilecektir.
Ailevi Sorunlar da Önemli
Çocukların utangaç ve çekingen olmalarının sebepleri arasında ailevi sebeplerin de önemi büyüktür. Aile içi süreklilik gösteren çatışmalar, yeni bebek doğumu, ebeveynlerden birinin hastalığı ya da çocuğun fiziksel ya da ruhsal hastalığı gibi faktörler çocuğun içine kapanmasına ve çevre ile etkileşimden uzaklaşmasına neden olabilir. Bu durumda ebeveynlere önemli görevler düşmektedir. Böyle durumlarda bir uzmanın yardımına başvurmak gerekebilir.”